131019098
25 Nisan 2024, Perşembe

CHP Aliağa İlçe Başkan adayı Sebahattin Yeşiltepe: “ALİAĞA’DA PARTİ İÇİNDE GÜVEN SORUNU YAŞANIYOR”

6 Eylül 2017, Çarşamba 06:21

     


Yazı dizimizin bugünkü konuğu, aynı zamanda Emekli Sen Aliağa şube Başkanı da olan Sebahattin Yeşiltepe. Daha önceden kongrede Aliağa İlçe başkanlığı için aday olacağını açıklayan Yeşiltepe ile hem bayram öncesi tamamlanan Adalet Kurultayı’nı, hem de kongre sürecinde Kılıçdaroğlu’nun ses getiren söylemlerini konuştuk.

-Öncelikle, geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de yapılan Adalet Kurultayı’na katıldınız. Oradaki gözlemlerinizi kısaca aktarır mısınız? Kongre havası oraya da yansımış mıydı?

- Evet Adalet Kurutayı’na katıldım arkadaşlarımla birlikte. Adalet Kurultayı’nı partimiz için oldukça başarılı gördüm. Bir taraftan büyük kitlelere hitap eden panel, diğer taraftan yetmiş adet çalıştay kurulu Türkiye’deki sorun olan tüm konuları, çare aramak ve görüş aktarmak üzere başta akademisyenler, proflar olmak üzere konunun uzmanları ve geniş halk kitlesi ile masaya yatırdı. Bu tartışmalar sonuç olarak kitap haline getirilecek. Müthiş bir organizasyon. Dahası katledilen tüm yurtseverlerin resimleri ve hayat hikayeleri, ‘bir tuğla da sen koy adalet icin’ kampanyası ile bence Adalet Yürüşü’nden sonra onun devamı olan kurultay olumlu bir tepki aldı. Bunun dışında, parti içinde birlikteliğin oldukça arttığını görüyorsunuz. Çünkü partimiz sokaklara ve alanlara çıktı mı birlikteliği, kaynaşması artıyor. Paylaşmayı ve dokunmayı görüyor, kendine güveni artıyor, ‘daha çok neler yaparım’ı konuşmaya başlıyor. Bu oldukça sevindirici bir olgu. Biz de burada katkı koymak için Adalet Kurultayı’nda Bütçe Çalıştayı’na konuşmacı olarak katıldık, emeklilerin sorunlarını anlattık. Türkiye’de on bir milyon emeklinin sesi olmaya çalıştık. Bizi konuşmaya çağıran başta Mustafa Balbay’a, bütçe çalıştayının yöneticisi Ankara milletvekili Bülent Kuşoğlu’na teşekür ederim. Bu kurultay partimiz ve ülkemiz için oldukça verimli geçmiştir.

-Sayın Kılıçdaroğlu’nun Başkanlar Toplantısı’nda söylediği sözler son onbeş güne damgasını vurdu. Özellikle teşkilatlarda belediye başkanlarının kongre sürecine müdahil olmamasını, ilçe yönetiminde görev alacakların başka bir yere aday olmaması gerektiğini gündeme getirdi. En son MYK toplantısında söylemi daha genişleterek sözlerini tekrarladı. Öncelikle belediye başkanlarına yaptığı uyarıdan başlayacak olursak, sizce bu sözler nasıl değerlendirilmeli?

- Bence olumlu. Genel Başkanımız anlayabildiğim kadarı ile parti içinde yeniden yapılanmaya gidiyor. Parti içi örgütlenmeyi demokratik bir yapı içerisine oturtmaya çalışıyor ve önümüzdeki dönemlerde yapılacak seçimlere daha güçlü, daha dinamik ve Atatürk ilkelerini sosyal demokrasi ilkeleri ile birleştirerek evrensel bir yapıya oturtarak partiyi oluşturmaya çalışacak diye düşünüyorum. Bunun için herkesin bulunduğu mevkide görevini yapmasını, başka görevlere bulunduğu görevi kullanarak değil emek harcayarak gelmesini istiyor. Partinin de bu yapıya çok ihtiyacı var. Katılmamak imkansız. Biz demokratik yapının ancak bu şartlarla oluşacağına inanıyoruz. Sayın Genel Başkan bunu daha somutlaştırarak belediye başkanlarının kendi sorumluluğundaki işlere yoğunlaşmasını ve ilçe başkanlarının da kendi işlerine yoğunlaşmasını istiyor. Bulundukları konumu değerlendirerek seçilmelerini istemiyor. Biz de buna katılıyor ve destekliyoruz. Yani partinin üye yapısından yönetim kadrosuna kadar parti içi demokratik yapılaşmaya gidiyor. Ülkenin ancak böyle bir yapılaşma ile oluşacak CHP’nin yöneteceğine inanıyor.

-Sayın Kılıçdaroğlu, belediye başkanları ile yaptığı uyarının arkasından, il ve ilçe kongrelerinde yönetimde yer almak isteyenlerin ileride belediye başkanlığı ve milletvekilliği gibi, yönetimde boşluk yaratacak kademelere aday olmamalarını istedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Sayın Genel Başkanımızın söylediklerine katılıyorum. Bulundukları mevkileri terk edip başka yerlere aday olmaları partide büyük boşluklar bırakıyor. Bunları yaşayarak gelen birisi olarak söylüyorum, bunlar parti içi yapıyı zedeliyor. Tam seçilmiş bulunduğun mevkide bir şeyler yapmaya çalışıyor, etkili olmaya çalışıyorsunuz; belli bir yol aldıktan sonra bunu diğer mevkiler için kullanmaya çalışırsanız parti için değil kendiniz için çalışıyorsunuz demektir. Sonuç olarak da parti bireylerin yönetimine giriyor. Partiyi değil kendinizi yükseltiyorsunuz. Genel Başkanımız bunları görmüş ki il başkanı, ilçe başkanı iken belediye başkanı olmak, milletvekili olmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Partimiz için oldukça etkili olacak bir karar, katılıyorum.

- Konuyla ilgili görüş bildiren il ve ilçe başkanlarının bir bölümü bu sözlere destek verdi. Ancak sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri ne şekilde söylediği de net değil. Üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen Genel Başkan bu sözlerin kendisine ait olup olmadığı hakkında veya nasıl bir çerçeve çizmek istediği konusunda açıklama yapmadı. Acaba Kılıçdaroğlu bir nabız yoklaması için mi bu şekilde tavır sergiliyor yoksa başka bir düşüncesi mi var?

- il ilçe başkanlarından bazılarının karşı çıkmaları anlamsız. İl başkanları toplantısında ve MYK konuşmasına katılanlar duymuştur ve biliyorlardır. Kendi yorumlarına gerek kalmamıştır. Bu sözler ile ilgili sayın Genel Başkan tarafından da olumsuz düşünce belirtmemiştir. Ben olumlu bakıyorum.

- Genel Başkan, sözlerinde belediye başkan adayı belirleme sürecinde ön seçim yapılmayacağı ve doğrudan atamayla adayların tespit edileceği yönünde mesajlar da verdi. Bir yandan il ve ilçe kongrelerine kimsenin karışmaması gerektiği ve seçimlerin demokratik koşullara uygun olarak gerçekleşmesi gerektiği söylenirken, diğer yandan ön seçimi ortadan kaldırıp sadece genel merkez kararıyla aday belirleme tercihi bir çelişki değil midir?

- Genel Başkan yine yukarıda belirtiğim gibi, bildiğim kadarı ile parti içi yapılaşmaya yeniden düzen getirmeye çalışıyor. Bu düzen getirildiğinde üye yapısından başlayarak parti içi seçme ve seçilme yapısına kadar değişikliğe gidecek. Şimdi düzenleme yapılmadan parti içi yapılanmaya gidilmez. Biz yıllardır ön seçimden yanayız. Secim bölgesinde her bölge kendini yönetecek kişiyi kendisi seçsin istiyoruz. Yani demokratik bir yapılaşma, yerinden yönetim. Partimizin tüzüğü bu kurultayda yine belirttiğim gibi üye yapısından seçme ve seçilme maddelerine kadar tekrar gözden geçirilmeli, demokratik bir yapıya oturtulmalı. Böylelikle tekrar halkla kucaklaşacak bir parti konumuna gireriz ve yeni yapılaşmalarda ne belediye başkanı ne milletvekili ne de partimizi yönetecekler, atamalara gerek kalmadan yerinde yönetim dönemine girer. Seçilecek kişiler emek harcayarak parti bayrağını daha yukarıya taşır. Yukarıda tanıdıklarım var ben seçilirim size gerek yok diyerek partinin tabanını boşa cıkarmaz. Seçilemeyen de parti değiştirmez ve tabanın sesi olur, halk ile kucaklaşır.

-Geçtiğimiz yerel seçimlerde, atama yöntemiyle aday belirleme yöntemi nedeniyle Aliağa’da bir sıkıntı yaşandı. İstifa edenler, başka partiye geçenler, başka partiden aday olanlar oldu. Bu dönemde de benzer şeylerin yaşanması gibi bir risk var mıdır? Bunu engellemek için nasıl bir yöntem izlenmelidir?

- Aliağa’da parti içinde belli bir dönemdir güven sorunu yaşanıyor. Bu iç çekişmeyi gidermek gerekiyor. Ayrımlar, ayrışmalar, iç kavgaların aşılması gerekiyor. Partinin ben anlayışından biz anlayışına geçmesi gerekiyor. Bunların giderilmesi ve yerel yönetimin tekrar alınması ile hem parti içi kaosun giderilmesi hem de halkın güvenini kazanarak oylarımızı hak ettiği seviyeye çıkarmak gerekir.

-Size göre CHP’de nasıl bir ilçe başkanı ve nasıl bir belediye başkan adayı profili olmalı? Siz seçilirseniz neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Biz CHP ilçe başkanlığına adaylığımızı geçmiş günlerde açıklamıştık, şimdi tekrar ediyoruz: Adayız. Çoğaltarak söylüyoruz, çünkü bizim ekip ruhuna inanan bir yapımız var. Tek başına bir şeye varılamayacağına inanıyoruz. Sloganımız ‘Ayrıştırmayacağız, ayrılmayacağız ,bölünmeyeceğiz, kavga etmeyeceğiz’ en önemlisi, ben belediye başkan adayı olmayacağım. Bunları sırası ile açarsak; ayrıştırmayacağız diyoruz yani kimsenin kimliklerinin arkasına bakmayacağız, nerelisin, hangi mezheptensin diye sormayacağız. Bizim kıblemiz insan diyoruz. Partili olması bize yeter. Birlik olmak için kimseye nerelisin hemşerim demeyeceğiz. Ayrılmayacağız diyoruz; partimizin genel kurulunda aday olacağız, eğer kaybedersek ayrılmadan seçilen ilçe başkanının yanında yer alacağız. Bunu yaşadığımız deneylerden biliyoruz. Ayrılmayacak birleşeceğiz, bölünmeyeceğiz diyoruz. Biz hep delegelerin kendi iradesi ile seçilmesinden yanayız. Yönetmeliğimizin muhtarlık bölgesi delege seçimi bölümündeki gibi olmasını istiyoruz. Dolayısı ile delege kendi seçildiğinde seçeceği ilce başkanı ve yönetim kurulunu da kendi iradesi ile seçer. Yönetim de tabana dayalı bir yapılaşma içine girer. Başkanın sadece kendi söylemesi ile yapılan bir yönetim olmaz, alınmış olan kararların toplamı tartışıldıktan sonra başkan ilçenin kararını açıklar. Bu da paylaşımcılığı artırır ve bütünleşir. Kavga etmeyeceğiz diyoruz. Yine yaşadıklarımızdan biliyoruz ki kavga ayrıştırmayı getiriyor zor olan barışık yaşamak ve biz de zor olanı seçiyoruz. Tüm üyelerimizle elimizden geldiği kadar kavga etmeden barışık yaşayacağız. Kararları ortak alacağız, halka dokunacağız, yanında olacağız, birlikte yürüyeceğiz, ben değil biz olacağız. Partinin bayrağını daha yukarı çıkarmak için partimizle birlik olacağız. Dediğimiz gibi, ben belediye başkanı olmayacağım. Aday olacak başkanlara eşit mesafede olcağız, partiyi her adaya acık tutacağız ve yardımcı olacağız. Birlikten kuvvet doğar anlayışını benimsiyoruz. Üye yapısını tekrar gözden geçirecek, sağlam bir üye yapısı oluşturacağız ve bunları ekip ruhu içinde yapacağız. Son olarak, partiyi Aliağa halkı ile bütünleştirecek ve yerel yönetimi alacak, Atatürk ilkeleri ile sosyal demokrat ilkelerini evrensel yapıya oturtacak, sosyal belediyeciliği Aliağa’da tekrar yaşatacağız.

(BÜLENT PINARBAŞI) 







 
Son Eklenen Haberler