131019098
28 Mart 2024, Perşembe

15 TEMMUZ'UN ARDINDAN...

11 Temmuz 2017, Salı 07:02

     


Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz’da FETÖ’nün ordu içerisindeki uzantıları ile gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimi; çok sayıda insanın sokağa dökülmesi, askerlerin ve sivillerin yaşamını yitirmesi ile bastırılmıştı. Başarısız darbe kalkışmasının üzerinden geçen bir yıl boyunca süren operasyonlar neticesinde devlet mekanizmaları içerisinde bulunan çok sayıda memur ve çalışan mesleklerinden ihraç edilip tutuklanırken süreç ile ilgili tartışmalar sıcaklığını koruyor. O günden bu yana devam eden operasyonlar ve süren davalar eşliğinde Aliağalı yetkililer, siyasi kurumlar ve vatandaşların görüşlerine yer vereceğimiz yazı dizimiz için ilk olarak Aliağa Kaymakamı Dr. Bayram Yılmaz ile görüştük.

‘Tekerrür eden ihanet’

15 Temmuz darbe girişimini bir ihanet olarak adlandıran Bayram Yılmaz Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik birimleri başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşları ile FETÖ/PDY uzantılı suç şebekesine yönelik mücadelenin sürdüğünü vurguluyor.

Aradan geçen bir yıl içerisinde bu konuda önemli mesafeler kaydedildiğini belirten Yılmaz, 15 Temmuz’u sadece FETÖ’nün ve onun çevresindeki birkaç kişinin kurgulayıp uygulayabileceği bir olay olamayacağını, Müslüman-Türk düşmanı haçlıların ve Siyonistlerin ortaklaşa hazırladıkları ve 50 yıldır olgunlaştırarak uyguladıkları bir imha projesi şeklinde niteliyor.

Aliağa Kaymakamı Dr. Bayram Yılmaz 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan FETÖ ile Hasan Sabbah arasında kurduğu benzerlikleri içeren görüşlerini ise şöyle sıralıyor;

“15 Temmuz, Milletimizin Selçuklu Devleti döneminde yaşadığı Hasan Sabbah ve Haşhaşiler olayının fotokopisi niteliğindedir. Tarihleri farklı olmakla birlikte her iki örgütün kurucuları, elebaşları, amaçları, kendilerini ve devletle ilgili söylemleri, hareket tarzları, haberleşme yöntemleri, yaşayışları, ihanet şekilleri, sebep oldukları olumsuzluklar birbirinin aynısıdır. Hasan Sabbah adındaki şarlatan hain çevresinde topladığı ve yetiştirdiği hainlerle Selçuklu Devletini parçalamaya ve yok etmeye çalışmış, FETÖ terör örgütü de Türkiye'yi parçalamaya ve yok etmeye çalışmıştır.

1. Mensubiyet: Hasan Sabbah'ın iyi yetiştirilmiş ve sürekli desteklenmiş bir Müslüman -Türk düşmanı olduğu kesin. Yahudilerden ve Avrupalılardan yardım ve destek aldığı, eleman devşirdiği bilinmektedir. Elebaşı ABD'de yaşayan bir terör örgütünün kurucusu ve destekçilerinin de aynı yer ve çevre olduğu anlaşılmaktadır.

2-Amaç: Hasan Sabbah ve Haşhaşilerin amacı dönemin en güçlü Müslüman Türk devleti olan Selçukluları parçalayıp yok etmekti. FETÖ terör örgütünün amacı da günümüzdeki en güçlü Müslüman Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini parçalayıp yok etmekti.

3-Kendilerini İfade Şekilleri: Hasan Sabbah ve Haşhaşiler kendilerini dönemin en iyi Müslümanları olarak tanıtıyorlardı ve kendi örgütlerine mensup olanların mutlaka cennete gireceğini iddia ediyorlardı ve insanları bu yönde etkiliyorlardı. FETÖ terör örgütü de günümüzdeki en iyi müslüman cemaatin kendileri olduğunu ve örgüte bağlılığın ve himmetin sonunun mutlaka Cennet olduğunu iddia ediyorlardı ve insanları Cennetten tapu bile verdiklerini söyleyerek kandırıyorlardı. Hasan Sabbah kendine şeyh, örgüt mensuplarına "dai, fedai..." sıfatları veriyordu.

4. Devleti Nitelendirme Şekilleri: Hasan Sabbah ve Haşhaşiler Selçuklu Devletini döneminin en büyük kâfir devleti olarak nitelendiriyorlardı ve bu devletin Müslümanlar tarafından mutlaka yıkılması gerektiğini iddia ediyorlardı. Feto terör örgütü de, örgü elebaşının bir zamanlar yaptığı beddua da olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve yönetimini kendisine düşman olarak seçmiş ve yok etmek için her türlü yolu denemiştir nihayetinde 15 Temmuz'da bunu Somut bir şekilde göstermiştir.

5. Mensuplarını Kandırma ve Yetiştirme Şekilleri: Hasan Sabbah mensuplarını mevki, makam, para, kadınla kandırmıştır; Cennet vaat etmiştir. Küçük yaşta kaçırdığı ve ailelerinden kopardığı çocukları erinmeden üşenmeden uzun yıllar eğiterek örgüte dai, fedai ve terörist olarak yetiştirmiştir. Yetiştirme sürecinde de bunlara kokain, haşhaş içirerek beyinlerini yıkamıştır. Hasan Sabbah ve mensuplarına Haşhaşi denmesinin sebebi de beyin yıkamada kullandıkları bu uyuşturuculardan dolayıdır. Haşhaşilik sıfatını o dönemde daha çok Avrupalılar kullanmıştır. FETÖ terör örgütü de 30 yıl, 40 yıl açtığı kurslarda, okullarda, evlerde, özel ortamlarda, aile ortamlarında Anadolu'nun çocuklarını alarak onları kendine abi, abla, imam gibi sıfatlar vererek yetiştirmiş ve örgüte bağlı, beyni yıkanmış, ne denirse yapılabilecek makinalar haline getirmiştir. Her iki örgüt de Dindar-Müslüman görünmekle birlikte amaç için her yolu mubah sanmıştır. Hasan Sabbah ve bağlılarının yaşantılarının İslamiyet’le ilgisi yoktur

6. Haberleşme Yöntemleri: Her iki örgütte de gizlilik esastır. Örgüt üyeleri yetiştirilir, uygun görülen yerlere yerleştirilir, emir gelene kadar kendilerini gizlemeleri istenir. Haşhaşiler güvercinlerle gönderdikleri ve limon suyu ile yazılmış, kuruyunca kaybolan, ancak mum isiyle okunabilen notlarla haberleşirlerdi. FETÖ terör örgütü de, 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıktığı gibi ByLock ve Eagle gibi, sadece kendilerine mahsus bir elektronik haberleşme ağı ile haberleşmekteydiler.”

‘Haşhaşiler- FETÖ devlete zarar vermiştir.’

Haşhaşiler ile FETÖ arasındaki bağı değerlendiren Yılmaz, iki örgütünde devlet içerisindeki yapılanmasının ve amacının aynı olduğunu söylüyor ve ekliyor;

“ Haşhaşiler 200 yıl Selçuklu Devletine zarar vermiş, devleti zayıflatmışlar; yüz binlerce insanın canına kast etmişler; Selçuklu Devletinde 200 civarında suikast düzenleyerek önemli devlet adamlarını, vezirleri, komutanları, tüccarları öldürmüşlerdir. Alamut Kalesi ve çevresinde yaşayan bu örgüt mensupları en son Moğollar tarafından imha edilmiş, ancak Hasan Sabah ailesinden bir aile Hindistan taraflarına kaçmıştır. Feto terör örgütü de 40 yıldır 50 yıldır şirin gözükmüş, dindar gözükmüş; milletin dini duygularını, merhamet duygularını istismar ederek Anadolu insanını kandırmış; araştırılması gerekmekle birlikte cinayetler işlemiştir.”

Herkes daha dikkatli olmalı!

Bu bağlamda Turgut Özal, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu gibi cinayetlerin de FETÖ ile bağlantısının tekrar araştırılması gerektiğine değinen Dr. Bayram Yılmaz ülkede yaşayan herkesi daha dikkatli olmaya ve daha tedbirli olmaya çağırıyor.

Bayram Yılmaz; “Şu kesin olarak bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Müslüman Türk Milletine zarar veren ve verecek her oluşumun ve hareketin arkasında Türkiye ve Müslüman Türk milletinin düşmanları vardır.

Bu vesileyle 15 Temmuz gecesi bu ülke için canlarını feda eden 248 Şehidimizi rahmetle ve minnetle anıyor, Gazilerimize teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Tedavisi devam eden Gazilerimize acil şifalar diliyorum; engelli durumda kalanlara sabır diliyorum. Tekrar tekrar milletimize geçmiş olsun diyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi bu tür ihanetlerden ve her türlü ihanetten korusun.” temennilerinde bulunuyor.

(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler