131019098
29 Mart 2024, Cuma

ADALET İSTEYEN YÜZBİNLER MALTEPE’DE BULUŞTU

11 Temmuz 2017, Salı 07:00

     


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlattığı “Adalet Yürüyüşü” İstanbul Maltepe’de yapılan miting ile son buldu.

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası Ankara Güvenpark'tan başlatılan yürüyüş 25. gününde 1 milyonu aşkın kişinin katılımı ile gerçekleşen Adalet Mitingi ile bitirildi. Türkiye’nin tüm bölgelerinden, il ve ilçelerden otobüslerle yola çıkan katılımcılar sabahın erken saatlerinde mitingin yapılacağı Maltepe sahiline akın etti. Sanatçılar, demokratik kitle örgütü temsilcileri, milletvekilleri de mitingdeki yerini aldı.

Aliağa’dan yoğun katılım

İzmir’in tüm ilçelerinden yoğun katılımın olduğu miting için Aliağa CHP binası önünden önceki gece 5 araç kaldırıldı. Mitinge gitmek üzere hazırlıkların yapıldığı esnada CHP Aliağa Gençlik kollarından Esin Zeytinci’nin de doğum günü partililerce kutlandı. Mitinge Aliağa’dan çok sayıda kişi, kurum temsilcisi ve CHP ilçe yönetimi katıldı. Yol boyu mola yerlerinde bir araya gelerek dağıtılan kumanyalar eşliğinde sohbet eden Aliağalı katılımcılar miting alanına saat 10.00 da ulaştılar. Maltepe sahilinde çimenlerde ve ağaçlık alanda bekleyen miting katılımcıları başlama saati olan 18.00 den 3 saat kadar önce yoğun arama ve güvenlik önlemleri eşliğinde alınmaya başlandı. Miting alanına Türk Bayrağı ve adalet yazılı bayrak ve flamalar dışında hiçbir siyasi parti simgesi alınmazken, miting öncesi katılımcılar için aralarında Zülfü Livaneli’nin de bulunduğu çeşitli sanatçıların konserlerini dinleyerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun alana giriş yapmasını beklediler.

Adalet Mitingi’nin başlama saatinde alana Dragos mevkiinden tek başına yürüyerek katılan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu halkın yoğun coşkusu ve ‘Hak, Hukuk, Adalet’ sloganları ile karşılandı. Mitingde yaptığı konuşmada tutuklu milletvekilleri ve gazetecilere önemle değinen Kılıçdaroğlu “15 Haziran'da başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de noktaladık. Ama kimse bunun bir son olduğunu düşünmesin. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir tarihtir. Ankara'dan yürüyüşe başladığımda ilk gün 21 km yürüdük. Yol boyunca bizi yüreklendiren destek veren Ankara, Bolu, Düzce, Adapazarı, İzmit ve İstanbul'a şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

‘Nuriye ve Semih için yürüdük.’

Yürüyüşe başlama nedeninin herkes için adalet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu “Üniversite hocalarının KHK ile atılması tam bir demokrasi ayıbıdır. Kaboğlu gibi dünya çapında bilinen isimler KHK ile ihraç edildi, yurtdışına çıkışı yasaklandı. Darbeye karşı yürüdük, 20 Temmuz darbesine karşı olduğumuz için yargı siyasetin eline geçtiği için yürüdük. Mavi Marmara şehitleri için yürüdük, işlerine dönmek için hak arayan bunun için terörist ilan edilen açlık grevindeki kardeşlerimiz Nuriye ve Semih için yürüdük.” İfadelerinde bulundu.

Sokakta adalet arama talebine ilişkin gelen eleştirilere ise 15 Temmuz darbe girişiminin engellenmesi için sokağa davet edilen halkı hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, sokakta olma nedenlerinin tüm Türkiye ve Dünya kamuoyunda geçerli olduğunu, darbeyi önleyen hareketinde sokakta bulunan halk olduğunu söyledi.

10 maddelik Adalet talebi

Konuşmasının sonuç bölümünde taleplerini içeren 10 maddeyi okuyan Kılıçdaroğlu, “Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür.

İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur:

1. 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.

2.İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş ve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.

3. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç” gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.

4. Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.

5. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.

6.150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

7. OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.

8. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.

9. Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.

10. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Alkışların ardından beyaz güvercin uçurarak destek veren herkese teşekkürlerini ileten Kılıçdaroğlu alandan ayrıldı. Meydanı dolduran kalabalık da miting alanından araçların bulunduğu bölgelere uzun bir yürüyüş gerçekleştirerek illerine dönmek üzere ayrıldılar. Akşam 22.30 civarı toplanarak yola çıkan Aliağa otobüsleri ise sabah 05.30 civarı ilçeye giriş yaptı.

(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler