131019098
19 Nisan 2024, Cuma

KAZIM ULAŞ: ‘KONGRE İÇİN TOP GENEL MERKEZDE’

16 Aralık 2017, Cumartesi 07:18

     


Belirsiz bir süre için ertelenmiş olsa da, en geç Şubat ayına kadar yapılması beklenen İlçe kongresi öncesi Ak Parti Aliağa’nın nabzını tutmak ve düşüncelerini aktarmak üzere, partinin kuruluşundan bu yana her kademesinde yer almış, İlçe Başkanlığı görevini yürütmüş ve halen Ak Parti Aliağa Belediye Meclis Grup başkan Vekilliği görevini yürüten Kazım Ulaş ile görüştük. Kendisi hem partinin kuruluşundan bu yana geçirdiği evreleri, hem de yaklaşan kongre öncesi Aliağa İlçe teşkilatının durumunu değerlendirdi.

Ne kadar süredir siyasettesiniz, hangi görevlerde yer aldınız?

1958 yılında Osmaniye doğumluyum. 1982 yılında askerliğimden sonra İzmir’e geldim. İzmirde 14 yıl kaldım. 1994 yılında Buca Refah Partisi’ne üye oldum. Yani resmi olarak siyasete Refah partisinde başladım. Tabii gençlik yıllarımda Ülkü Ocakları’na gidiyordum. Ben askerdeyken darbe oldu, partiler kapatıldı. 1991 yılında Refah partisinin de içerisinde bulunduğu 3lü ittifak kuruldu. Oyumu bu ittifaka verdikten sonra da Refah Partisi’ne daha çok ilgi duydum. Üye olduktan sonra mahalle yönetimine girdim. 1996 yılının Haziran ayında PETKİM’de çalıştığım için Aliağa’ya taşındım. Ekim ayında düzenlenen Refah Partisi kongresinde ilçe yönetimine girdim. İlçe Başkan yardımcılığı yaptım. Refah Partisi kapatılmadan Fazilet Partisi kuruldu. 99 yılı nisan seçimlerinde belediye meclis üyesi adayı oldum ama kazanamadık. Aynı yılın sonbaharında yapılan Fazilet Partisi kongresinde ilçe başkanı oldum ve parti kapatılana kadar bu görevimi sürdürdüm. 2001 yılında ak partinin kuruluş aşamasında görüşmelerimiz oldu. Kurucu başkan yardımcısı olarak görev aldım.

2003 yılında kongre yapıldı. Orada da ilçe başkan yardımcısı seçildim ve 2004 yılında birinci sıradan il genel meclisine seçildim. 2006 yılında tekrar hem il genel meclis üyesi hem de ilçe başkan yardımcısı olarak görevime devam ederken, 2008 yılında yapılan kongrede ak partinin ilçe başkanı oldum ve 5 yıl bu görevimi sürdürdüm. 2013ün resim ayında belediye başkanlığına aday adayı olmak için ilçe başkanlığı görevimden istifa ettim ancak başka bir arkadaş aday gösterildi ben de birinci sıradan belediye meclis üyesi gösterildim. Seçimleri kazanamadık. 20114 yılından bu yana da Aliağa’da Belediye Meclis üyesi ve aynı zamanda grup başkan vekili ve izmir de belediye meclis üyesi olarak görevime devam ediyorum.

Yaşamımızın aşağı yukarı yarısı siyasette geçti. Aliağa’ya taşındığım günden bu yana bilfiil ön sıralarda çalışmalarımı yürütüyorum.

Kuruluşundan bu yana Ak Parti’nin içerisindesiniz ve yaşadığı bütün süreçlere tanık oldunuz. Partinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2001 krizinden sonra 3lü iktidar dikiş tutmadı. Baktılar ki olmuyor, MHP genel başkanı Bahçeli’nin erken seçim olsun çıkışıyla 2002 yılında erken seçime gitti. Ak Parti bu süreçte 14 aylık yeni kurulmuş bir partiydi.

Ak Parti’nin Aliağa’da kuruluşu; 2001 yılında genel merkezin oluşumundan sonra iller ve ilçeler şekillendi. İlçeler kurulurken, 25 kişilik bir yönetim oluşturmak için çok ciddi sıkıntılar çektik. 16 kişiyle partiyi kurdu. Bu partinin devamı olduğu için gelmek isteyen insanlar tereddüt ediyordu.

2002 yılında seçim oldu %34,5 Ak Parti seçimleri kazandı. 368 milletvekili çıkardı. Diğer partiler barajı aşamadı. Bir tek CHP aştı. Hükümet kuruldu, Tayyip Bey milletvekili olamamıştı. Biz seçimi kazanmıştık ama genel başkanımız milletvekili olamadığı için içimizde bir burukluk olmuştu. Abdullah Gül başbakan oldu. Sonra siirtte seçimlerde bir yerde hile olduğu ortaya çıktı. seçimin yenilemesi ile Baykal’ın girişimiyle Tayyip Bey’in seçilmesinin önündeki engel kaldırıldı ve milletvekili oldu. Başbakan olarak görevine başladı. 2004 yerel seçimlerinde de bizim için başarılı geçti. O zaman İzmir’de İl genel meclisi için CHP ile başa baş oy çıkardık. Aliağa’da mecliste çoğunluğu alırken, belediye başkanlığını da çıkarmıştık. Bizim için bir başarıydı. 2007de hepimizin bildiği 367 krizi çıktı. Herkes Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmaması için ellerinden geleni yaptılar. 367’yi tamamlamadan seçilemez dediler. Genel merkezimiz o zaman karar aldı millete gideriz dendi. 2007 de seçim oldu sayımız yine 367’yi bulmuyordu ama MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli meclise girdiler ve Abdullah gül cb seçilmiş oldu. Partiye kapatma davası açıldı ve 2008’de bir oy farkla parti kapatılmaktan kurtuldu. O dönem yapılan cumhuriyet mitingleri ve benzeri çıkışlar ters tepti ve insanlar Ak Parti etrafında daha çok birleşti. 2009 seçimlerinde ise bütün dünyada kriz vardı ve Türkiye bundan minimize olarak etkilendi, bizim en az oy aldığımız seçimler oldu. Hem Aliağa’da hem İzmir’de kayıplarımız oldu. 2011 genel seçimlerinde yine milletimiz ak partiye desteğini verdi. 2014 yerel seçimlerinin olduğu zaman 17/25 aralık operasyonu yapıldı. Algı operasyonlarına rağmen ülke genelinde birinci parti çıktık. Ak Parti kurulduğundan bu yana geçirdiği her seçimde birinci parti sadece 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar elde edemedi gerisinin hepsinde iktidarı elde etti.

Yerel seçimlere baktığımda da ülke genelinde 1. Parti.. Bir tek İzmir’de bu başarıyı yakalayamadık. Ya İzmirli bizi anlamadı ya da biz İzmirliye kendimizi düzgün anlatamadık. Bunun başka izahı yok. Ülke genelinde bizi iktidara getiriyor ama İzmir’e gelince durum böyle değil. Vatandaşı burada suçlayamayız demek ki bizim rakibimiz kendini daha iyi anlatıyor.

16 Nisandan referandum oldu bu da %50 olsa da geçti. Tabii yine burada bize MHP’nin desteği var. Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu ve halkımız Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçti. Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var ve yeni sistemle gerçekleşecek. O zaman ne olur tam bilemiyorum.

Ak Parti’de kol kırılıyor yen içinde kalıyor. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?

İnsanın içerisindeki birlik önemli. Aile içerisinde birlik varsa dışarıya karşı daha güçlü görünür. Bunu al siyasi partilere uygula. Ben mesela 2008 seçimlerinde ilçe başkanlığı düşünmüyordum arkadaşlar benim üzerimde mutabık kaldılar. 2012 yılındaki kongrede de tek liste olarak seçildim. 2003’te yine Müjdat Bıçakçı tek başına aday oldu. Sonra Yaşar Akbulut tek başına aday oluyor. Yani bizde seçimlerden önce araştırılıyor, konuşuluyor ve teamül yoklaması yapılıyor, cemaatin eğilimi gözleniyor. Öyle veya böyle bir sistem var kendi içerimizde ilerlettiğimiz. Hemen ben akşam yattım sabaha kalktım Ali’yi buraya ilçe başkanı yaptım gibi bir durum yok.

Yeniden kongre sürecine girdiniz. Aliağa’da bunun için sizin çalışmanız olacak mı? Parti içinde çatlak ses çıkıyor mu?

Kongre süreci başladı ve normalde bizim bu zamana kadar ilçe kongrelerinin bitmesi gerekirken biraz geciktik. İl kongrelerinden de yapılanlar var. İzmir, Ankara ve İstanbul sona bırakıldı ama tarihi netleşmiş olmamakla birlikte çok uzak bir süreç değil. Şubat ayına kadar bütün kongreler tamamlanacak.

Aliağa’da ilçe başkanlığı için hazırlanan ve çıkıp da adaylığını açıklayan kimse henüz yok. Ben kendi adıma konuşacak olursam da ilçe başkanlığına aday olmayı düşünmüyorum.

O görevi 5 yıl yaptım ve böyle bir çalışmam da desteklediğim birisi de yok. Tabandan böyle talepler gelse de her ne kadar geçmişte iz bıraksam da böyle bir düşüncem yok. Belediye seçimlerinde ise şu an net bir şey söyleyemiyorum. Kongre için top genel merkezde. Seçilecek adaya hayırlı olsun ama şu an mevcut başkandan başka aday olacağını düşünmüyorum.

Öyle veya böyle bizler geçmişte seçimi kaybettik. Aliağa halkı geçen seçimde takdirini Serkan Acar’dan yana kullandı. Vatandaşa yanlış yaptı diyemeyiz. 2004’te Tansu Kaya’yı seçti 2009’da Turgut Oğuz’u seçti. 2014’te de Serkan Acar’ı seçti. Buna kimsenin itirazı olamaz, seçilen doğru veya yanlış yapar onu da vatandaş önümüzdeki dönem seçimlerinde değerlendirir. Bir daha vatandaşın kantarına çıktığı zaman anlaşılır. Seçimlerde Belediye meclisine 12 Ak Parti, 8 MHP, 5 CHP seçildi. Sonra CHP’den 2 arkadaş bağımsız oldu ve başkanın tarafı ile birlikte oy kullanıyorlar. Biz mecliste birinci partiyiz. Belediye başkanı ile mecliste bizim aldığımız oy arasında fazla bir fark yok. Ama orada MHP’nin meclis üyesi listesi az oy aldığından, biz fazla oy almış olduk. Vatandaş başkana oy vermez meclise oy verir. Bizim içimizdeki bazı arkadaşlar belediye başkan adayımıza oy vermedi ama meclis listesine oy verdi. Serkan Acar demek ki kendini daha iyi anlattı. Aliağa halkının güvenini kazandı. AK Partiye geçmesine gelince Bu ilk başlarda algı operasyonuydu, bizim meclisteki muhalefetimizi kırmak için böyle bir düşünce tartıştırdılar. Bu böyle bir algı salındı, sonra Kiraz geçti o da geçecek dendi ama geçmedi. Ben bu durumun içerisinde yer almadım. Serkan Acar’ın Ak partiye geçeceğini vatandaş gibi dışarıdan duydum. Belki ilçe başkanımızın daha çok bilgisi vardır ama benimle konuşulmadı.

Şu anki belediyeyi ve çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Seçimlerden sonra mecliste diyalog konusunda sıkıntı yaşadık, başkanda diyalog kuramadık. Ama biz 2016 Temmuzunda 7 milyonluk borçlanma yetkisi ve 5 tane mühendis kadrosunu verdikten sonra, bir de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra biraz daha aramızda ılık rüzgarlar esmeye başladı. O gün bugün de meclis gergin geçmiyor. Belediye başkanının başarılı olup olmadığı görecelidir. Ben muhalefetin meclis üyesiyim. Benim bakış açımla vatandaşın bakış açısı aynı olmayabilir. Neden, çünkü benim bildiğimi vatandaş bilmeyebilir. Ona göre vatandaşın değerlendirmesi farklı olabilir.

Ben Aliağa’ya baktığım zaman Aliağa’da göze çarpan yapılan ne var? İzmir Caddesi var esnaftan şikayet var. Avcı Ramadan güzel olmuştur, Ağapark güzel oldu ama yapım usulleri ile ilgili bir takım sıkıntılar var. Bu iki park Aliağa için güzel oldu. Kuru kuru muhalefet yapmak istemem. Sanat Sokağı yaptılar, Zeytinli Park’tan cadde açıldı. Belediye hizmet binası denildi 3 yıl proje ihalesinden öteye geçemediler bir yere kiraya geçmeye çalıştılar orada mülk sahibi ile milli eğitim arasında sıkıntı olduğundan dolayı şu anki sosyal tesislere geçtiler. İyi oldu ancak bu sefer de vatandaşın Aliağa’da düğün yapacağı yer kalmadı. Bir mahalledeki düğün salonu kaldı. Tam düğünlerin olacağı zaman aniden oraya taşındılar vatandaş sıkıntı çekti.

Eski belediye binası için 2009’da da 2014’te de seçim programlarında bizlerin orayı yıkma planımız vardı. Orayı yıktığımız zaman altını otopark üzerini gerekirse imarını değiştirip daha yüksek bir bina yapacaktık. Orası Aliağa’nın en değerli yerlerinden biri evet yeşil alanda önemli ama orasının bina olarak daha değerli olacağını düşünüyorum ve ben hala eski görüşten yanayım.

Bunun dışında sokaklara caddelere baktığımızda yeni mahalle bir ay öncesine kadar perişan vaziyetteydi. Gediz çalışma yaptı İZSU çalışma yaptı diyorlar. Bunların hepsini anlıyorum. İZSU’nun Aliağa’da yapması gereken hizmetleri yapmadığını il meclisinde de gündeme getirdim ama şöyle bir şey var, vatandaş Aliağa Belediyesi’ni tanır. Büyükşehir’i bilmez. Bunu halka anlatmadıkları için vatandaşın tepkisi ile karşılaşılıyor. Ben geçtiğimiz ayın toplantısında Başkan söyledim, “Yeni Mahalle perişan bir an evvel burada çalışmalara başlayın, vatandaşın bak seçim geldi çalışmaya başladı demesine kalmadan bu çalışmaları başlatın.” dedim. Onun dışında da Aliağa’da bir kültür merkezi denildi imarı geçti, eski mezarlığın olduğu yere yapılacaktı ve bir hareket göremiyorum. Bize mecliste bilgi de verilmiyor. 2016’nın Temmuz meclisinde verdiğimiz kredide Şakran’da bir hareket yok 1,5 senede Helvacı’ya yapılacak Pazar yeri ancak yapılıyor. Şakran sahil için aldıkları krediyi kullanmışlar, güzel de olmuş. Teşekkür de ettik. Ama aldıkları kredileri harcamakta geç kaldılar.

15 Temmuz’dan sonra yumuşama dendi ama, daha sonrasında sosyal medya üzerinden İlçe Başkanı için yazılan bazı yazılar var...

Bahsettiğim belediye meclisindeki havaydı. İlçe başkanımızla bir takım konuları gündemi getirince savunma ve suçlamada bulundular. O tanımlamalar Aliağa’nın siyasetine yakışmamıştır. Yarın öbür gün görevleriniz değiştiğinde hepimiz Aliağa’da yaşıyoruz. ben 22 yıldır aktif siyasette yer aldım ama kimse karşı karşıya gelecek noktada olmadım. Orada seviye kaybedildi. Biliyorsunuz her yılın gelir gideri yılsonunda kurulan komisyonla raporlanır. 2 MHP 2 Ak Parti, 1 CHP, bu sene 2017’yi değerlendirilecek. Başkan yemek paralarını gündeme getirdi, buna karşılık o çirkin sıfatlar söyleneceğine “Hayır kardeşim bizim hesaplarımız açık, sizin de meclis üyelerinizin yer aldığı komisyonda inceleniyor.” denilebilirdi.

Ak parti eski ilçe başkanı olarak Yaşar Akbulut ve yönetimini başarılı buluyor musunuz?

Çok kritik bir soru bu… Şöyle söyleyeyim her arkadaşın bayrağı bir adım daha ileri taşımak için samimiyetle çalıştığına inanıyorum. Yaşar Akbulut da elinden geldiğince bu görevi 4 yıldır yerine getiriyor. İlçe başkanlığı oldukça zor bir görevdir. Çünkü sokakta –vatandaşla yüz yüze gelen sensin, Cumhurbaşkanından da başbakanın söylediğinden de herkesin söylediklerinden yapılanlardan yapılamayanlardan seni sorumlu tutarlar. Bu arkadaşım elinden ne geldiyse çalışmasını yapıyor. Ben kendi adıma bunu diyemem. Bunun değerlendirmesini üyelerimiz yapacak. 5000 6000 üyemiz var, üyelerimizin değerlendirmesi önemli. Üyeler istediği zaman ilçe başkanına ulaşabiliyor ve gerekli ilgiyi görüyor mu? Bunlar önemlidir ilçe başkanı için, aynı zamanda ilçede siyaseti de yönlendirmesi gerekiyor.

17/25 Aralık sürecinin yıl dönümü, Rıza Sarraf, Man adası iddiaları seçimi nasıl etkiler?

Ben Recep Tayip Erdoğan ve yakın ekibinin hiçbir hırsızlığa, yolsuzluğa ve rüşvete geçit vermediğini düşünüyorum. Bu sebeple de hala bu partide görev almaya devam ediyorum. Benim bu görevim bittiğinde de kanaatlerim aynı olduğu sürece bu parti için kanımla canımla çalışmaya devam edeceğim. Türkiye’de yaşanan olayların perde arkası var. 17/25 Aralık’ta bakanların çocuklarının yaptığı söylenen yolsuzluklar ortaya atılıyor ama bu arada da Türkiye’nin dev projelerini yapan müteahhitlerle de ilişkilendirilerek projelerin önü kesiliyor. Sonuç olarak o bakanlar istifa ettirildi. Uzaklaştırıldı. Biz Ak Parti olarak gereğinin yapıldığını düşünüyorum. Bu bizim 2014 seçimlerini etkiledi ve Haziran seçimlerinde de iktidarı sağlayamamamızla sonuçlandı.

Zarraf’ın buradan gitmeden Amerika’daki savcı ile görüştüğü söyleniyor. Sanki kurgulanmış ve oraya tutuklanacağını bile bile gitmiş gibi görünüyor. Türkiye üzerinde bir operasyon yapılacak gibi, bir insan sanıkken nasıl tanık olur? Kendisi itirafçı oldu. Bu arada YPG’ye silah vermeyeceğini Trump açıkladı ama Pentagon yapacağız diyor. Geçen Çarşamba ise Kudüs açıklamasını yapıyorlar. Kendilerinin beynini arkasındaki şey milletin ilgisini Zarraf davasına çekip Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak açıklamaktı. Bunu asla kabul etmek mümkün değil. Kudüs bizim kutsal şehrimiz, tek başına bir ülkeye verilecek bir şehir değil. Aliağa da dahil olmak üzere protestolar oluyor ve devam edecek. Rıza Zarraf olayı işte bunla ilgili ve kurgudan başka bir şey değil. Türkiye’de yargılandı yeterli gelmediyse verin geriye tekrar yargılansın. Ama onlar Türkiye’ye operasyon yapmak istiyorlar. Daha doğrusu Amerika’nın da Avrupa’nın da tüm çabası Recep Tayip Erdoğan’sız bir Türkiye istiyorlar! Çünkü artık dünya beşten büyüktür diyen ve Ortadoğu’da onların her dediğine evet demeyen bir cumhurbaşkanı var. bir an önce tayip beyi uzaklaştırıp, burada tüm siyasilerin, tıpkı Kudüs meselesinde gösterdikleri ortak tepki gibi milli meselelerde birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeli.

CHP bir sürü iddialar ortaya atıyor. Önce Cumhurbaşkanı ve çocuklarının dışarıda hesapları olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı buna karşılık kanıtla istifa ederim dedi. Bundan daha ciddi bir söylem olabilir mi? Sen ne yapacaksın karşılığında? Sonra iş şirketlere döndü. Böyle siyaset olmaz. Biz siyasi olarak birbirimizle mücadele edebiliriz ama milli meselelerde birlikte olmamız lazım.

2019’da farklı bir durumda söz konusu, son zamanlarda MHP’nin seçim ittifakından söz ediliyor bu AK Parti’de de karşılık buldu ve zaman var dendi. Ben 2019’da bir sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. Yerel seçimlerde bu ittifak gerçekleşir mi bilmiyorum. İline ve ilçesine göre adayına göre duru değişiyor.

İyi Parti seçimlerde iyi oy alır mı? Ak parti’den seçmen götürür mü?

Bence iyi partiyi konuşmak için daha erken… Yeni kurulan bir partinin başarıya ulaşması için bazı şartların oluşması lazım. Mesela Türkiye’nin siyasi tarihine baktığımız zaman, ya ihtilallerden sonra kurulan partiler başarılı olmuş, (Anavatan-Adalet) veya siyasetin tıkanması lazım. Siyasetçilerin ülkenin önünü açamaması lazım... Şu an böyle bir şey var mı? İhtilal kapatıldı, siyaset de görevinin başında… bu yüzden bugün için İyi Parti’nin 2002’deki Ak Parti’nin başarısı ile aynı süreci yaşamasını beklememek lazım. Bu dönemde yeni kurulan bir partinin başarıya ulaşma şansını görmüyorum.

Yerel seçimlerde Ak Partinin şansını nasıl görüyorsunuz?

Kendisini hiç sevmem ama Demirel’in bir sözü var “Siyasette 24 saat bile çok uzun bir zamandır” diye… Seçimlere 16 ay gibi bir süre var. Ak Partinin adayı kim olacak, CHP’nin adayı kim olacak? MHP’nin adayı belli muhtemelen, başkan yine MHP’den aday olacak. E şimdi aday faktörü var, hiç ummadığın zamanda bakıyorsun bir şey oluyor. Geçen seçimde Serkan Acar’ın seçimi kazanacağına ihtimal veren kaç kişi vardı? Ama oldu. Önce adayların çıkması lazım ve ona göre konuşmamız lazım. Bizim burada olabilecek en kötü oyumuz %30-31. Bu bize tek başına seçim kazandırır mı? Yerine göre kazandırabilir. 2019’un Ocak ayında adaylar belli olur ondan sonra değerlendirmek lazım.

(EREN SARAN)







 
Son Eklenen Haberler