131019098
23 Nisan 2024, Salı

ENGİN GÜNDÜZ, CHP İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAY

18 Ağustos 2015, Salı 11:50

     


CHP Aliağa İlçe Başkanlığına adaylığını açıklayan Elektrik Mühendisi Engin Gündüz, bir basın açıklaması yaparak neden aday olduğunu ve kendisine sıkça yöneltilen soruları cevapladı. “Dost olmanın, bir olmanın ve birleşmenin faydalarını göremeyen insanlar, kişisel menfaatlerini korumak için sürekli kavga ederler. Kavga edenlerden yenen de yenilende zarardadır. Biz bunun farkındayız. Bu yüzdendir ki partide artık bu tür kavgaların olmasını istemiyoruz” diyen Engin Gündüz’ün açıklamasında şu ifadeler yer alıyor.

Basın Açıklamamı bana en çok sorulan sorular ve o sorulara verdiğim yanıtlar üzerinden yapmak istiyorum.

Engin Gündüz Kimdir?

1974 yılı Aliağa kurtuluş Mahallesi doğumluyum. İlkokulu 3. Sınıfa kadar Namık kemal ilkokulunda 3. 4. ve 5.sınıfı Atatürk ilkokulunda okudum. Ortaokulu Aliağa ortaokulunda liseyi Menemen Endüstri meslek lisesi Elektrik Bölümünde okuduktan sonra 1993 yılında Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü kazandım. 1997 yılında mezun oldum. Aynı yıl Kocaeli üniversitesinde yüksek lisans sınavlarını kazanarak eğitimime devam ettim. Ancak 1999 İzmit depreminden sonra yüksek lisans eğitimimi dondurarak askere gittim. Kısa Dönem askerlik hizmetim sonrası 2000 yılında Aliağa’da kurmuş olduğum EGM Mühendislik Elektrik İnş. Plan Proje ve Taah. Tic. Ltd. Şti. ile bölgemizde elektrik ve inşaat üzerinde 15 yıldır faaliyet göstermekteyiz. Aliağa Genç İş Adamları Derneği Kurucu Üyelik ve dernek Başkanlığı (2002-2003), Fenerbahçeliler Derneği Kurucu Üyelik ve Asbaşkanlığı (20004-2005), siyasi parti ilçe başkanlığı, 2004 yerel seçimleri belediye başkan adaylığı gibi görevlerde bulundum. Atatürkçü Düşünce Derneği ve resmi olarak 2005 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim.

Neden aday oldunuz?

Bana en çok sorulan sorulardan birisi neden aday olduğumla ilgili.

1- Partimizde kaybolan birlik beraberlik ve sevgi ortamını yeniden sağlamak için aday oldum.

2- Seçildiğimiz takdirde bundan sonra partimizde kişisel menfaatleri değil toplumsal menfaatleri egemen kılmak için aday oldum.

3- Aliağa’da partimizin tekrardan seçim kazanabilmesi için aday oldum.

4- Partimizin bayrağının Aliağa’da bir daha inmemek üzere dalgalanması için aday oldum.

5- Aliağa seçmeninin son seçimlerde partimize verdiği muhalefetlik görevini layıkıyla yerine getirerek partimizi Aliağa’da büyütmek için aday oldum.

6- Bütün partililerimizin yeniden gönül rahatlığıyla partisine gelip gitmesinin önünü açmak için ve en çokta partimize seçim kaybettiren nedenleri ortadan kaldırmak için aday oldum.

CHP Aliağa’da Seçimleri Neden kaybetti?

Biz Aliağa’da CHP olarak son yerel seçimleri, Aliağa’da parti olarak en yüksek oya sahip olmamıza rağmen, Aliağa belediyesinin yönetimi de partimizde olmasına rağmen, neden kaybettik?

Cevap çok basit Aliağa CHP olarak parti içerisinde birlik olamadık. Bir araya gelemememiz için yapılması gereken her şey birileri tarafından yapıldı. Üzülerek görüyorum ki kişisel menfaatleri için sebep oldukları olaylarla partimizdeki birlik ve beraberliği bozarak partimizi adım adım seçimleri kaybetme noktasına götürenler kaybedilen yerel seçimden hiç ders almamışlar. Tabii ki ders almazlar, amiyane tabirle çünkü onların tuzu kuru. Onlardaki mantık aynen şöyle çalışıyor. Seçim kazanılacaksa başta biz olalım, bizim yüzümüzden kaybedilmiş olsa da parti yine elimizde kalsın. Biz el altından oy verip başkan seçtirecek alternatif bir yer buluruz nasıl olsa. Burada ne demek istediğimi anlayanlar anladı zaten. Seçim kaybedilmiş, çalışanlar işlerinden olmuş hiç önemli değil. Olan partisini karşılıksız, beklentisiz seven partiliye oldu. Destek verdikleri partileri seçim kaybetti.

Yerel seçimlerin en ağır bedelini de belediyedeki işinden çıkarılarak işinden aşından ekmeğinden olan partili çalışan ve işçilere oldu. Şimdi onlardan da bazıları cellatlarına aşık olmuşlar. Bu da anlaşılır gibi değil. Onlar yüzünden işinden ol. Yine git onların yanında ol. Aklıma tam bu durumla ilgili çok güzel bir hikaye geldi. Bu muhtemelen uydurulmuş bir öykü. Ancak ‘Stalin’in Tavuğu’ diye bir tabir var. Stalin, bir gün bütün askerlerini etrafına toplamış. Hepsi el pençe etrafında bekleşirken onlara, halkı kendinize nasıl bağlarsınız? Diye sormuş; her kafadan bir ses çıkmış; kimi iyilikten bahsetmiş, kimi paradan; kimi hoşgörüden Stalin, etrafında toplanmış, elleri önünde bağlı askerlerine şöyle bir bakmış; Bilemediniz! Diye haykırmış. Şimdi size göstereceğim halkı nasıl kendinize bağlayacağınızı. Bana bir tavuk getirin çabuk! Demiş. Şaşkınlık içinde koşuşturarak bir tavuk bulup getirmişler Stalin’in önüne. Stalin, başlamış tek tek tavuğun tüylerini yolmaya. Tavuk acıdan bağırırken, Stalin de bir tek tüy bırakmamış üzerinde. Nihayet bütün tüyleri yolunan tavuğu yere indirip, bahçe kapısını da açıp tavuğu serbest bırakmış. Can havliyle kaçıp giden tavuk, önce bahçeye fırlamış; ancak tüyleri olmadığı için soğuktan titriyormuş, bu sefer de çalıların arasına girmiş ısınmak için; her tarafı parçalanmış, son çare olarak içeri geri geldiğinde şöminenin yanına yaklaşmış; fakat yanmaya başlamış bu sefer de. Yapacak bir şey kalmayınca zavallı tavuk, onu bu hale getiren Stalin’in paçalarının arasına sığınmış ısınmak için. Boynunu bükerek yanına geldiği için de Stalin onu tek tek yem vererek ödüllendirmiş. tavuk da bunun üzerine Stalin’in peşinden ayrılmaz olmuş. Askerler büyük bir şaşkınlık içinde öylece bakakalmışlar ve vay be, büyük adamsın Stalin! demişler.

Ve tarih: tüyleri yolundukça, tüylerini yolan liderlerinin arkasından koşan toplumların öyküleriyle dolu.

Seçim kaybedilirken ilçe başkanı ben değildim.

Partimizin adayı da ben değildim…

Şimdi size çok kısa bir zaman önce gerçek yaşanmış bir hikaye anlatacağım.

Bir parti ilçe başkanı düşünün (dere geçilirken at değiştirilmez ata sözünden bi haber ) yerel seçimlere 1 yıldan az kalmasına rağmen parti içinde “bu ilçe yönetimiyle yerel seçimler kazanılmaz değişmesi gerekir” söylemiyle imza toplayan, imza toplayabilmek içinde partililerin mağduriyetlerini sömüren partiyi tam ortasından ikiyi bölen, Partiyi olağanüstü kongreye götürüp mevcut ilçe yönetimini deviren bir ilçe başkanı.

Ama her ne hikmetse onun ilçe başkanlığında girilen yerel seçiminde kaybedildiği 7 Haziran genel seçimlerinde ilçedeki parti oylarının düştüğü, imza verenlerin hakkında yanılmışız dedikleri öngörüsüz bir ilçe bakanı. Şimdi burada bu ilçe başkanının ilerisini görebildiği söylenebilir mi? İlerisini görebilen bir lider olsa bu yönetimle kazanamayız, mevcut yönetimi devirelim, benim yönetimimle kazanırız tespitinde haklı olması gerekmez miydi? Çıkıp özür diledi mi? Hayır. Bu Başarısızlık Yüzünden İstifa etti mi? hayır.

Şimdi size desem ki bu ilçe başkanı yeniden ilçe başkanlığına aday olacak ne dersiniz? Takdir sizin. Bence yine ilerisini göremiyor ya da etrafını saran beklenti içerisinde olanlar gerçeği görmesine izin vermiyorlar. İleriyi görememesinin faturasını bir tek kendisi ödese yine bizi ilgilendirmeyecek belki ama hepimizin içinde olduğu geminin kaptanlığına talip olduğu için işin rengi değişiyor.

Bu kaptan gemiyi bir kere karaya oturttu. Geminin hala yüzme şansı var. Ancak gemi önceki kazadan hasarlı, ikinci bir kaza yapma şansımız yok...Bu arada beni iyi tanıyanlar bilir. 2009 yerel seçimlerinden önce adayımız için biz bu seçimleri bu adayla alırız ama sonraki seçimleri kaybederiz bize bir dönemlik değil 2-3 dönem kazanacak bir aday lazım diye dost meclislerinde söylemiştim. Başarılı bir belediyecilik yönetimiyle maalesef ki beni haklı çıkardılar. Partimizin 2014 adayı hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Onun hakkındaki kararı geçen yerel seçimler için Aliağa seçmeni zaten verdi.

Bundan sonra ne yapılmalı?

Buradan parti üyelerimize de seslenmek istiyorum. Bölünmemize sebep olanlarla yola devam edersek bu bize birlik beraberlik getirmez, bu şekilde bir sonraki seçimleri de kaybederiz. 2014 yerel seçimlerini neden ve nasıl kaybettiğimizi aday olan arkadaşlar unutmuş ve unutturmak isteseler de bizler unutmadık. Partiye yaşatılanlardan ders almalı ve tekrarlanmasına izin vermemeliyiz. Bizler kişilerin önceki kongreler ve yerel seçim aday adaylık döneminden bugünlere taşınan kavgaları, menfaatleri ve tavan yapmış egoları yüzünden bilerek ya da bilmeden kendi içimizde ayrışmamalıyız.

Bizleri parti içinde ayrıştırmalarına izin vermemeliyiz. Ayrışmak suretiyle bir önceki seçimleri kaybettiren yapının sonraki seçimlerin de kaybedilmesine yol açacağını hesap ederek bu yapının kalıcılaşmasına, bu ilçe kongresinde izin vermemeliyiz. Bu yapıyı yaratanları yönetimlerden tasfiye etmeliyiz. Dost olmanın, bir olmanın ve birleşmenin faydalarını göremeyen insanlar, kişisel menfaatlerini korumak için sürekli kavga ederler. Kavga edenlerden, yenen de, yenilende zarardadır. Biz bunun farkındayız. Bu yüzdendir ki partide artık bu tür kavgaların olmasını istemiyoruz. Bizler bir araya gelirsek güçlü oluruz. Birliğimizin harcı sevgi yardım ve hoş görmektir. Birbirimize geriye dönük yaşanılanlardan ötürü kızmayacağız. Affedeceğiz. Kimsenin birliğimizi bozmasına izin vermeyeceğiz.

Bizler Cumhuriyet Halk Partisinin Aliağa da seçimleri kazanmasını ve CHP bayrağının bir daha inmemek üzere Aliağa’da yeniden dalgalanmasını istiyoruz. Bundan sonra bizlerin birlik olamamasına ve seçimleri kaybetmemize sebep olanlardan ve yarattıkları tahribattan partimizi ivedilikle kurtarmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bunun da yeri ve vakti ilçe kongresidir. Herkesin çok iyi bildiği “Filler oynaşırken çimenler ezilir” diye bir deyim vardır. Ya bu partideki fillerin oynaşmasına, çimenlerin ezilmesine sessiz kalacağız, ya da önümüzdeki ilçe kongresinde yönetimi bu fillerden geri alacağız.

“Birlikten kuvvet doğar”

Saygılarımla

Engin GÜNDÜZ 







 
Son Eklenen Haberler