131019098
25 Nisan 2024, Perşembe

KONGREYE DOĞRU (1) - CHP ALİAĞA İLÇE ESKİ BAŞKANI KAHRAMAN CENGİZ: “YÖNETİMDE YER ALANLAR ORAYI BASAMAK YAPMAK İSTİYOR.”

18 Ağustos 2017, Cuma 07:10

     


Aliağa’da CHP’ye gönül vermiş, uzun yıllar emek harcamış ve partinin çeşitli kademelerinde görev almış Kahraman Cengiz ile kongre sürecini ve bu konuda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri çerçevesinde yapılması gerekenleri ve partinin geleceğiyle ilgili atılması gereken adımları konuştuk.

-Sayın Kılıçdaroğlu’nun Başkanlar Toplantısı’nda söylediği sözler son bir haftaya damgasını vurdu. Özellikle teşkilatlarda belediye başkanlarının kongre sürecine müdahil olmamasını, ilçe yönetiminde görev alacakların başka bir yere aday olmaması gerektiğini gündeme getirdi. En son MYK toplantısında söylemi daha genişleterek sözlerini tekrarladı. Öncelikle belediye başkanlarına yaptığı uyarıdan başlayacak olursak, sizce bu sözler nasıl değerlendirilmeli?

- Süreçte ister istemez bizlerin yerelde yaptığı siyasi çalışma ve siyasi hareketleri tabii ki Genel merkez belirliyor. O zaman, yerelde siyaset yapan arkadaşlarımızın bir kulağını da İl ve Genel Merkez’e çevirmesi zorunluluğuyla karşı karşıya kalıyoruz. Son gelişmelere baktığımızda, son zamanlarda sayın Genel başkanımızın açıklamaları ile yeni bir anlayış gündeme geliyor. Gördüğüm kadarıyla Genel Başkanımız bu sürecin daha sağlıklı işlemesinden yana. Süreçte baskı ve yanlış yönlendirmenin olmaması gerektiğini düşündüğü için de ‘artık bırakın partililerimiz rahat rahat kendi kararlarını kendileri versin’ diyerek bu yönde bir açıklama yaptı. Ben de şuna inanıyorum ki, yereldeki bu yapılanma sürecinde artık herkes özgürce hareket etmeli, kimsenin müdahalesi olmamalı. Daha samimi, daha sıçak bir ortam olsun ki, ileriye yönelik yapılan çalışmalarda hiç kimse ‘geçmişte böyle yapmasaydık’ düşüncesine kapılmasın. Genel merkez bir anlamda rotayı belirlemiş, çerçeveyi çizmiş. Bu çerçevede bizlerin de üzerimize düşeni yapmamız gerek.

-Sayın Kılıçdaroğlu, belediye başkanları ile yaptığı uyarının arkasından, il ve ilçe kongrelerinde yönetimde yer almak isteyenlerin ileride belediye başkanlığı ve milletvekilliği gibi, yönetimde boşluk yaratacak kademelere aday olmamalarını istedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Bu çok önemli, hayati sayılabilecek konulardan bir tanesi bana göre. Biz yıllardan beri şunu gördük ki, seçim sürecinde yönetimde yer alanlar orayı basamak yaparak bir yerlere gitmek istiyor. Gittiği zaman da arkada büyük bir boşluk bırakıyor. Bu boşluk da ister istemez partiyi engelliyor. Genel merkezimizin bu çerçeveleri belirlemesinin ardındaki düşüncelerden biri de budur. Bu süreçte artık kim İlçe Başkanlığını düşünüyorsa sadece ilçe başkanlığını düşünsün, kim belediye başkanlığını düşünyorsa sadece belediye başkanlığını düşünsün. Ama herkes bu süreci yerinde götürsün. Ben bu görüşe katılıyorum. Zaten il başkanımızın da konuyla ilgili yaptığı bir açıklama var. Diyor ki, ‘genel başkanımızın söylediği benim için talimattır.’ Bu da hepimiz bu kurala uyacağız, bu çerçevede bir yapılanmaya gideceğiz demektir. Aksi türlü davranışın hoş olmayacağını düşünüyorum.

- Konuyla ilgili görüş bildiren il ve ilçe başkanlarının bir bölümü bu sözlere destek verdi. Ancak sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri ne şekilde söylediği de net değil. Üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen Genel Başkan bu sözlerin kendisine ait olup olmadığı hakkında veya nasıl bir çerçeve çizmek istediği konusunda açıklama yapmadı. Acaba Kılıçdaroğlu bir nabız yoklaması için mi bu şekilde tavır sergiliyor yoksa başka bir düşüncesi mi var?

- Genel Başkanın söylemi bizim için bir talimattır. Hatta Genel Başkanımızın göz kırpması bile bizler için talimat olarak algılanmalı. Zaten İl Başkanımız da ‘genel başkanımızın söylediği bizim için talimattır’ demişse, bununla ilgili olarak gerekli yerlerle görüşülmüş olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili bir genelge yayınlanıp yayınlanmayacağını bilemiyorum ama, genel itibariyle böyle bir görüş var. Artık bu süreçte önümüzde 1 ay gibi de bir zamanımız var. Bu zaman zarfında her şey netleşecektir. Şu an görülen o ki, bundan sonra ilçe başkanlığını düşünenler belediye başkan adaylığını düşünmeyecekler. Bunu artık Genel başkanın tekrar söylemesine ya da bir genelge yayınlanmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. Yıllardır siyaset yapıyoruz. Genel merkezde söylenen sözlerin veya yapılan bir hareketin ne anlama gelebileceğini anlayabilecek kapasitede insanlarız hepimiz. Bu işi artık başka boyutlara çekmemek lazım. Biz, ilçe teşkilatı olarak İl başkanlığına bağlı şekilde siyasetimizi yürütürüz. İl Başkanımızın da açıklaması ortadadır. İlçe başkanlığına, ilçe yönetimine herkes aday olabilir ama yarın seçimlerde bu kadroların boşalmaması için yerinde kalması gereklidir diyor. Eğilim bu şekilde belirlenmiştir, bizim de bu eğilime uymaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktur.

- Genel Başkan, sözlerinde belediye başkan adayı belirleme sürecinde ön seçim yapılmayacağı ve doğrudan atamayla adayların tespit edileceği yönünde mesajlar da verdi. Bir yandan il ve ilçe kongrelerine kimsenin karışmaması gerektiği ve seçimlerin demokratik koşullara uygun olarak gerçekleşmesi gerektiği söylenirken, diğer yandan ön seçimi ortadan kaldırıp sadece genel merkez kararıyla aday belirleme tercihi bir çelişki değil midir?

- Burada şöyle bir şey var. Ben ve benim gibi partiye yıllarını vermiş insanların büyük bölümü önseçimden yana. Fakat, ön seçimin olabilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi lazım. Maalesef çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde her şeyden önce tabanın söz ve karar sahibi olması ilkesi hepimiz için önemli bir düsturdur. Genel merkezin düşüncesi nedir bilmiyorum ama, günün koşulları önseçime gerek olmadığı yönünde bir karar gerektiriyorsa, onu da kabullenmekten başka bir çaremiz yoktur. Sürecin getirdiği şartlarda atamayla aday belirleme yöntemini de yadırgamamak lazım.

-Geçtiğimiz yerel seçimlerde, atama yöntemiyle aday belirleme yöntemi nedeniyle Aliağa’da bir sıkıntı yaşandı. İstifa edenler, başka partiye geçenler, başka partiden aday olanlar oldu. Bu dönemde de benzer şeylerin yaşanması gibi bir risk var mıdır? Bunu engellemek için nasıl bir yöntem izlenmelidir?

-Bu partide, tüzüğümüzde aday belirleme yöntemleri bellidir ve bu yöntemlerden biri uygulanacaktır. Biz ön seçimle aday belirleme yönteminin daha demokratik olduğunu söylüyoruz. Ancak tüzüğümüzle belirlenen bütün aday belirleme yöntemleri bizim için geçerlidir. Artık bu partide bir aday belirlendikten sonra, diğer aday adaylarının bunu kabul etmemek gibi bir hakları olmadığını düşünüyorum. Geçen seçimlerde yaşananlar, belirlenen adayı kabul etmemek, hele ki başka partiden aday olmak hoş olan bir şey değil, partimize yakışmıyor. Olması gereken, belirlenen ismin etrafında kenetlenip partinin seçimi kazanması için elinden gelen mücadelenin verilmesidir. Tabanın da isteği bu yöndedir. Ben yıllardır taban için emek veren, mücadele eden bir insanım. Biz de zamanında belli arkadaşlarımızı desteklemişizdir, ama neticede kim aday olmuşsa onun arkasında durduğumuz için bu günlere gururla gelen insanlardan biriyim. Genel Merkezimizdeki kurulun değerlendirmesi sonucunda kim atanırsa şimdi de onun arkasında durmanın doğru olacağına inanıyorum.

- Aliağa’da CHP’nin durumunu nasıl görüyorsunuz? Yerel seçimlerden bu yana partinin oyları azaldı mı, arttı mı? Vatandaşın partiye bakışı nasıl?

-Bu çok kapsamlı bir soru. Demokrasilerde başarı tartıyla ölçülmüyor. Sayıyorsunuz, bu tarafta üç parmak varsa diğer tarafta dört parmak varsa, diğer taraf iktidar oluyor. Siyasi partilerin amacı iktidar olmaktır. Bunu Aliağa’ya taşıdığımızda, bir sıkıntı olduğu görülüyor. Gerçekçi olmak lazım bu konuda. Aliağa’nın bu gün çok farklı bir noktada olması gerekirdi. Bunun için ne yaptınız diye soracak olursanız, ne yaptınız sorusu kişilerden ziyade kurumların yapacaklarını kapsar. Bu anlamda da partinin ilçe başkanlığı, yönetimi dikkate alınır. Şu an pek iyi konumda olduğumuzu söyleyemeyeceğim ama inanıyorum ki önümüzdeki seçimlerden sonra kim yönetime gelirse, kim ilçe başkanı olursa olsun partimizin bu sıkıntıyı da aşacaktır. Çünkü Aliağa’da önemli bir potansiyel var. Bu potansiyel sadece partinin mücadelesiyle ortaya çıkacak potansiyelden de öte toplumsal bir potansiyel var. Buraya gelen insanların çoğu emekçi insanlar. Baktığınız zaman ağırlıklı olarak sosyal demokrat insanlar. Siyasi bilinç olarak baktığınızda gerçekten belli formasyonlara sahip insanlar. Buradaki eksiklik, partimizle bu insanlar arasındaki diyaloğun yeterince kurulamamasından kaynaklanıyor. CHP’nin, Aliağa gibi sanayi toplumlarının yaşadığı yerlerde çok daha farklı, çok daha etkin olması lazım. Bunu biz Aliağa’da istediğimiz ölçüde yakalayabilmiş değiliz ama umudum odur ki, bunu da en kısa sürede aşacağız.

-Size göre CHP’de nasıl bir ilçe başkanı ve nasıl bir belediye başkan adayı profili olmalı?

- Belediye Başkan adayından önce, Aliağa’yı anlayan, kucaklayan, Aliağa’daki gelişmeleri takip eden bir ilçeye ve ilçe başkanına ihtiyacımız var. Aliağa artık eski Aliağa değil. Bundan beş sene evvel Aliağa’ya baktığımızda 40-45 bin nüfusu vardı ama şu anda 100 bini aştı. Demek ki, burada oluşacak ilçe yönetimi de 100 bin nüfuslu bir kenti yönetebilecek kapasitede olmalı. İlçe yönetiminin gücü ve algısının geleceği de kucaklayacak bir yapıda olması gerekli. Belediye başkanlığına gelince, ilçe yönetiminden sonra, ikinci planda düşünülmesi gereken bir konu bu. Ben inanıyorum ki, ilçe yönetiminde sağlam bir yapı oluşturulduğu takdirde, belediye başkanlığı da buna paralel olur. Aliağa’da etkin bir ilçe yönetimi olduğu zaman, bu kadro kim aday olursa olsun, o insanların tümünün önünü açacak ve onların içinde gerçekten başkan olması gereken kişiyi de sağlıklı bir biçimde belediye başkanlığına taşıyacaktır.

- İlçe kongresinde herhangi bir yönetim kademesinde görev almayı, aday olmayı düşünüyor musunuz? Desteklediğiniz herhangi bir aday ya da grup var mı?

- Aliağa’da partiyi kim iktidara taşıyacaksa ben onu destekliyorum. Bu istek, Aliağa’da CHP’li olup partinin iktidarda olmamasından üzüntü duyan benim gibi pek çok arkadaşımızın isteğidir bu. Burada pırıl pırıl, geleceği kucaklayabilecek bir yapı oluşmalı. Bu yapı gelecekte de mutlaka CHP’yi iktidara taşıyacak çalışmalara imza atabilmeli. Kişisel düşünceme gelince; bizler artık belli bir yaşa geldik, belli tecrübelerden geçtik. Şöyle bir baktığımda görüyorum ki gerçekten eğitimli, donanımlı gençlerimiz var. Evet, bizim emeğimiz var, mücadelemiz var ama belli bir yaşa da geldik. Bunun bir de fiziki güç kızmı var. Artık bayrağı gençlerimize devretmek lazım. Gençlerimizin arkasında durmak ve onlara yardımcı olmak lazım. Bunun için, ben bir görev talebinde değilim ama İlçe başkanlığı seçimleri ve belediye başkanlığı seçimlerinden sonra partimiz inşallah iktidar olursa, tecrübelerimden yararlanmak isterlerse fikrimi söylerim.

- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

- daha önce de söylediğim gibi, Aliağa emek kentidir. Türkiye’de sanayi dendiği zaman ilk akla gelen, sanayi bilgisinin, üretiminin, kültürünün yoğrulduğu bir kent. Bu kentte yaşayanların sorumlulukları var. Bu sorumluluk sahiplerinin başında da CHP geliyor. Cumhuriyet Halk Partililer öyle bir organizasyon yapmalı ve öyle bir dayanışma içine girmeli ki gerçekten bütünü kapsayabilecek ve yönlendirebilecek yapıya ulaşması lazım. Herkes ilçe başkanı ya da belediye başkanı olmak isteyebilir. Ama o yapıyı taşıyabilecek, o yapıyı sürükleyebilecek ve başkanlığı kazandığımızda toplumu mutlu edebilecek bir çalışmaya yön verebilecek kapasitedeyse, bunu memnuniyetle kabul ederiz. Görev almak isteyen insanların bu kriterleri dikkate almasını istiyorum. Artık “bu bana yakındır, şu uzaktır” mantığını da aşmamız lazım. Burada toplumun beklentisi ne ise, o beklentileri karşılayabilecek bir siyaset izlenmesi lazım. CHP’lilerde bu birikim var, bunu başarabilir. Bunun farkında olmamız lazım. Farkında olduğumuz zaman zaten çok şeyi aşacağız ve inşallah iktidarı da kucaklayacağız.

(BÜLENT PINARBAŞI) 







 
Son Eklenen Haberler