SÖZÜM “MECLİS”TEN DIŞARI!..
4 Mayıs 2016, ÇarşambaTweet |

Bülent PINARBAŞI
bulent@aliagaekspres.com.tr
Uzakdoğu meclislerinde görür, imrenirdik. Bütün oturumları vurdulu kırdılı geçerdi. Akşam bültenlerinde Bruce Lee filmi izler gibi izlerdik.
İşte sonunda “hayaldi, gerçek oldu”…
***
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi zaten. Meclis kürsüsünden, gazete manşetlerinden, televizyon programlarından bir birine sallayan saygın(!) siyasilerimiz özellikle son yıllarda işi o noktaya getirdiler ki, artık sözlü sataşmaların kesmeyeceği aşikardı.
Genel başkanların, başkan yardımcılarının en ağıza alınmayacak sözlerle “sözde” siyaset yaptığı bir ortamda, bundan cesaret alan, durumdan vazife çıkarıp “kraldan çok kralcı” görünmeye çalışanların pavyon kavgası görüntüsü vermesine neden şaşırıyoruz ki?..
***
Meselenin asıl içimizi acıtan yanı milletvekillerinin kavga etmesi değil…
Esas önemli nokta, bu kavganın milletin hakkı için değil, vekillerin kendi hak ve çıkarları için yapılıyor olması.
Milletin vekili, kendisine dokunulmasın istiyor…
Milletin vekili, hesap vermemek için kavga ediyor…
Milletin vekili, dün yediği hurmaları bugün çıkartamayacağı için kıvranıyor…
***
Siz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hiç millet için böyle kafa göz dalıp vekili olduğu insanların hakkını savunan mebus gördünüz mü?
Görmediniz…
Meclisin beşte biri, yasalar karşısında kendisini savunmak istemiyor. Bu rakam inanın meclisin yarısını kapsayabilirdi.
Tabii iktidar partisi kendi milletvekilleri hakkında verilen fezleke önergelerini onaylayıp “benim vekillerim Türk yargısı karşısında hesap vermekten çekinmeyecek kadar dürüsttür” diyebilseydi…
***
Haklılar. Suç onların değil, her zaman söylüyorum bunu.
Bu insanları, bu Meclise layık görüp oy veren, Ankara’ya gönderen kim?
Seçmen…
Tepeden inme listeleri sorgusuz sualsiz kabul eden il/ilçe teşkilatları…
Siyaseti salt ticaret olarak gören “çalsın ama benim çaldığıma ses çıkarmasın” zihniyetli kanaat (?) önderleri…
***
Biz, bize benzeyeni gönderdik Meclise ve onlar da bizim davranacağımız gibi, kendi ikballeri için kavga ediyorlar. Kimse ayıplamasın, kınamasın. O masaların üstünden bir başka milletvekilinin üstüne uçan aslında sizsiniz.
Sizin düşünce yapınız, sizin mantığınız, sizin tavrınız.
A partisi, B partisi yok bu işin. Genel siyaset anlayışının son yıllarda evrildiği halidir bu.
***
Utanıyor musunuz? Ayıplıyor musunuz?
O halde temizliğe kendi kapımızın önünden başlayalım hep birlikte…