SEVİYE SİZSİNİZ!..
6 Mayıs 2017, CumartesiTweet |

Bülent PINARBAŞI
“Lütfen çocuklarımızı sosyal medyadan uzak tutunuz” uyarısı ile açılmalı Aliağa’da bilgisayar ekranları, akıllı cep telefonları. Hatta kendisini algıların efendisi, sosyal medya duayeni sanan bazı profillere çocukların erişimi otomatik engellenmeli. Düne kadar zaten vardı edep sınırlarını zorlayan konuşmalar ama artık zorlamanın da ötesinde, çoktan aştık edebin adabın sınırlarını...
İlçenin bazı malum siyasi figürleri siyaset yaptığını, eleştirilere cevap verdiğini zannederek ağıza alınmayacak kelimelerle saldırıyor muhaliflerine. E balık baştan kokunca kuyruk durumdan vazife çıkarıp küfürden hakarete, hakaretten tehdide uzanan yorumlarla, zaten olmayan seviyeyi iyice aşağılara çekiyor.
***
Böyle yazdığıma bakmayın, hepi topu bir avuç, toplasanız 100 kişiyi aşmayan bir güruh ve onların ikinci, üçüncü sahte hesapları bunu yapan. Ancak o kadar çok ve gereksiz gürültü yapıyorlar ki, bu seviyesizlikten rahatsız olanlar kendilerini yalnız hissedip seslerini bile çıkaramıyorlar.
Dikkatli izleyenler her şeyin farkında. Bu zatlar, sanki bir merkezden komut verilmiş gibi birden bire giriyor, ardı ardına mesaj bombardımanına tutuyor ortalığı ve sonra birden bire yine aldıkları komut gereği susuveriyorlar. Bu örgütlü(!) kalabalık kimin ekibidir, çetenin başını kim çekmektedir biliniyor, görülüyor açıkça. Haydi isim de verelim: Sayın Belediye Başkanımız Serkan Acar ve eşbaşkan kıvamındaki gayri resmi başdanışmanı Ömer İşlek’ten bahsediyorum.
***
“Yaradılanı severim yaradandan ötürü” diyen Yunus’u hiç anlamamış ve anlamayacak olan, din iman üzerinden siyaset yapmaktan geri durmayan ve her icraatlarını Allah’ın selamı ve duası ile noktalayan bu zatlar, her şeyden önce Allah’ın yarattığı bir kula isim takmaktan, bedensel özelliklerini aşağılama malzemesi olarak kullanmaktan da geri durmuyorlar. Bir siyasi partinin ilçe başkanına ‘Gargamel’, bir diğerine ‘başkancık’ sıfatlarını yakıştırarak aslında küçük düşürdükleri o şahıslar değil bizzat kendileridir.
***
Bunun mazereti olmaz ama, küfürlerine gerekçe olarak gösterdikleri şeyler ise kendilerini siyasi ve ahlaki düzeyde eleştiren, amacını aşmayan açıklamalar, haberler, söylemler...
Böyle bir durumda, eleştiriyi kabul etmeyebilirsiniz.
Haberi yalanlayabilirsiniz.
Kişilik haklarınıza dair bir ihlal var ise, yasal yollara başvurabilirsiniz.
Ama beyzadeler ne yapıyor?
Suç bastırma psikozuyla ağızlarına ne geldiyse, Allah ne verdiyse sıralayıp masum pozlarına yatıyorlar...
Bu sözleri kahvede pişpirik oynarken karşınızdakine söyleseniz kan çıkar. Kaldı ki, muhatabınız kırk yıllık oyun arkadaşınız değil, Aliağa’nın hatırı sayılır kitlesini temsil eden bir şahıs.
Bir de üstün üstlük; ilçe siyasetiyle ülke siyasetini birbirine karıştırıp Sayın Cumhurbaşkanımızın benzer telaffuzları kullandığını söyleyecek kadar ilkesizleşebiliyor, devletin en yüce kademesini kendi suçlarına kılıf yapmaya çalışabiliyor bu üslubun savunucuları... Demek Aliağa yerine memleketin başına yönetici olsalar neler yapacaklar mazallah...
***
Binlerce insanın oyuyla seçilmiş kişi, danışmanı ve ekibi, binlerce insanın oyunu temsil eden bir başkasına hakaret ederken aslında tek bir kişiyi değil, bütün bir kitleyi aşağıladığının farkında olmaz mı?
Bu gidişatın sonunu 80 öncesini yaşayanlar bilir. Atışmalar hakarete, hakaret kutuplaşmaya, kutuplaşma şiddete ve şiddet en sonunda cana kast etmeye varır. Önderlik yaptığınız, örnek olduğunuz gençleri nereye sürüklediğinizin bilincinde değil misiniz, yoksa bile bile, ortaya çıkmasını istemediğiniz şeyler gün yüzüne çıkmasın diye kasıtlı olarak mı kışkırtıyorsunuz?
***
Bir de özrü kabahatinden büyük bu güruhun. Başkalarının başkalarına geçmişte söylediği benzer sözleri kendilerine savunma argümanı yapmışlar.
Bir yanlış bir başka yanlışın mazereti olabilir mi?
Oluyormuş...
Oysa bizler, dün o devlet büyükleri birbirine benzer sözler sarfederken, hakaret ederken de olması gerekeni savunup düzeyli siyaseti savunuyorduk, bugün de...
Bunu savunurken belki bir şey kazanmadık ama kaybetmedik de. En azından kişiliğimizi kaybetmedik!..
Üslup ruhun aynası çünkü. Dışarıdan ne kadar pahalı arabalar, takım elbiseler, güzel evler ve makam gücüyle parlatılırsa parlatılsın; böyle zamanlarda çıkıveriyor işte insanın içindeki çirkin yüzü ortaya...
***
İşin en acı yanı da, dini siyasete, dini kişisel hırs, öfke ve çıkarcı söylemlerine alet ediyor olmaları...
Küfürle başlayıp ayetle biten açıklamalarınızda ne kadar da samimi ve masumsunuz!..
Yemiyoruz... Yemiyorlar bu sahte dindar tavrınızı. Herkes, herkesin dününü de bugününü de çok iyi biliyor. Bazı şeyler söylenmiyor, dillendirilmiyorsa; bilinmediği için değil, aynı seviyeye inilmek istenmediği içindir. İsteyen camiye gitsin, isteyen meyhaneden çıkmasın, bizi ilgilendirmez. Kimsenin özel hayatı kimseyi bağlamaz. Onun hesap zamanı, hesap günü bellidir, orada ödersiniz günahınızın bedelini. Sizin de hakkınız ve haddiniz değildir insanları özel yaşantısıyla yaftalamak, çoluğunun çocuğunun kabahatlerini ifşa etmekle tehdit etmek.
***
Eleştirecekseniz ya da eleştiriye karşılık verecekseniz, sizi seçen, sizi o makama getiren insanlara uygun şekilde, temsil ettiğiniz insanları zorda bırakmayacak, hitap ettiğiniz insanları rencide etmeyecek şekilde söyleyin söyleyeceğinizi.
Bir hukukçu başkan ve bir ‘algı operatörü’ gayrıresmi baş danışman bu kadarını beceremiyorsa, bu kışkırtmanın altında kasıt vardır, başka gizli emeller yatıyordur.
***
Bir şey yapmalı. Aliağa’nın sözü geçenleri, kanaat önderleri, aklı başında insanları duruma el atmalı. Bu çirkin siyaset daha da derinleşmeden bir an önce yanlıştan dönülmeli. Eleştirinin her türlüsüne, tartışmanın her şekline evet ama küfür ve hakarete, aşağılamaya hayır denilmeli...
MHP, CHP ve AKP ileri gelenleri ortak akılla, sağduyuyu tekrar tesis etmeli. Sivil toplum kuruluşları durumdan rahatsızlığını dile getirmeli.
Bugün bu duruma tepki göstermeyen, kişilik haklarına saldırının kısa sürede dalga dalga yayılarak kendisini de vuracağını fark etmeli.
***
Böyle siyaset yapacaksanız, böyle siyasetçi olacaksanız, eleştiri, itham ve iddialara küfürle karşılık verecekseniz...
Yerin dibine batsın siyasetiniz de ideolojiniz de!..