ASLA UNUTMAYASIN!
2 Aralık 2025, Salı| Tweet |

Nazike YAŞIR
Yaşlı Kıbrıslı kadınlar birine beddua etmek istediklerinde “asla unutmayasın” derlermiş. Bu beddua bizim ülkemizde pek tutmaz gibi geliyor insana. Neden mi? Cevaba karşılık yine bir soru: Hangi birini unutmayayım? Kimi zaman bir lanettir sağlam hafıza. İçinde bulunduğun durumu geçmişle kıyaslama çoğu zaman acı verir insana. Özellikle içinde yaşadığın ülkenin gidişatıyla ilgili endişelerin varsa sık sık karşılaştırmalar yaparsın, hafızana başvurursun. Günümüzde her dört gençten birinin antidepresan kullandığını açıklayan uzmanlar karşısında kendi gençliğini düşünür her şey güllük gülistanlık olmasa da günümüz gençlerine göre daha mutlu ve umutlu olduğunu düşünürsün, için acır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençliği ilaçlarla hayata tahammül eder hale getirenlere Kıbrıslı kadınların bedduasını kulaklarına fısıldayacağız: Asla unutmayasın!
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Kanun çıkarıp 13 Aralık 1925 tarihinde yürürlüğe giren tekke ve zaviyelerin kapatılması hükmü muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefine uygundu. Kapatılan tekke ve zaviyelerin birer eğitim kurumuna dönüştürme amacı bugün tersine çevrilerek dini kurumların eğitimin tam içinde yer alması hedefine dönüştü. Dünya, yapay zekayı konuşurken teknolojisini buna göre hazırlama yarışı içindeyken ülkemizde durumun farkında olan öğretmen ve öğrencilerimize “dünya nereye gidiyor, biz nerede duruyoruz” hüznünü ve umutsuzluğunu yaşatanlara diyeceğiz ki asla unutmayacağız!
Hak ettiği yeri bulamayan her genç sofrada eksilen berekettir, der Selçuk Şirin. Bereketli ülkesinin sofrasında kendine ekmek bulamayan gençlerin ruhu küskün, başka ülkelerin sofrasında yer almaya çalışıyorlar. Halkın vergileriyle kurulan eğitim kurumlarında okuyan gençleri, ülkesine faydalı olacak pırıl pırıl beyinleri ben ülkemizde onlara istediği hayatı veremedim al sen kendi ülkenin ilerlemesi için kullan deyip yaban ellere göndermenin acısını yüreğinde duyanlar “giderlerse gitsinler” diyenlere bağıramasa bile içinden diyecek ki “asla affetmeyeceğim!
“Dağılmış pazar yerlerine benziyor memleket” der şair, birlik olup toplarız. Bu sessizlik hali çok tuhaf diyenlere verebileceğimiz karşılık, kim bilir belki de bu durum bir yeni başlangıç anıdır. Bu ülke demokrasiye, cumhuriyet rejimine inanmaya devam ettiği müddetçe aydınlığa mutlaka erişecektir. Kaybolmuş yıllarına acıyla bakan ülkem, bir daha aynı acıları yaşamamak için yaşadıklarını asla unutmayasın!
