22 Ekim 2024, Salı

“MEB’in karnesi kırıklarla dolu”

19 Ocak 2024, Cuma 06:56

     


2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda eğitimin durumunu değerlendiren Eğitim-Sen Aliağa Temsilcisi Yalçın Aydın, eğitimde yaşanan sorunların daha da ağırlaşmasına neden olan MEB’in karnesinin her dönem olduğu gibi, geçtiğimiz dönem için de tamamen kırıklarla dolu olduğunu söyledi.

Eğitim-Sen Aliağa Temsilcisi Yalçın Aydın, sendika temsilcilik binasında 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda eğitimin durumunu değerlendirdi. Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen iki büyük depremin 10 ilde büyük bir yıkıma ve can kaybına neden olduğunu hatırlatan Yalçın Aydın, yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı bir bölgeyi etkileyen ve ağır bir yıkıma neden olan felaket nedeniyle, başta depremden doğrudan etkilenen şehirler olmak üzere, tüm Türkiye’nin tarifi mümkün olmayan acılarla karşı karşıya kaldığını belirtti. Aydın, “Depremin ilk gününden itibaren dört bir koldan dayanışmanın parçası olarak imkanlarımızı seferber ederek, depremzedelerin yardımlarına koşarak, ellerinden  tutup güç vermeye çalışıyoruz, çalışacağız da. Bu zorlukların üstünden gücümüzün yettiğince elbirliğiyle gelmek için dayanışmayı büyütüp, mücadele etmeye devam edeceğiz.” Dedi.

“Çözümsüzlük politikaları dayatmalarla sürdürülüyor”

Eğitim sisteminin sorunlarının her geçen yıl katlanarak arttığını ifade eden Eğitim-Sen Aliağa Temsilcisi Yalçın Aydın, “Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılırken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları bizzat iktidar ve MEB eliyle yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmektedir. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen piyasacı ve dini eğitim merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemektedir.” Diye konuştu.

“Öğretmenlerin temel talepleri görmezden geliniyor”

2023-2024 eğitim öğretim yılında iktidar ve MEB tarafından yapılan yasal düzenlemelerin, yönetmelik değişiklikleri ve uygulamaların toplumun büyük bölümünü tedirgin ettiğini söyleyen Aydın, “Eğitimin sorunlarına yönelik somut, kalıcı ve çözüme dayalı politikalar geliştirmeyen, gösterdiği performans ile eğitimde yaşanan sorunların daha da ağırlaşmasına neden olan MEB’in karnesi, her dönem olduğu gibi, geçtiğimiz dönem için de tamamen kırıklarla doludur. 2023-2024 eğitim öğretim yılı eğitime bütçenin yeterli oranda ayrılmadığı, yeterli öğretmen atamasının yapılmadığı, eğitimin temel sorunlarının gündeme getirilerek çözüm üretilmediği, ancak eğitimin araçsallaştırıldığı bir dönem olmuştur. 1 milyondan fazla eğitim emekçisinin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin hamasi nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyoruz. Öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunların üzeri örtülmekte, öğretmenlerin hakları ve geleceğine yönelik temel talepleri görmezden gelinmektedir.” İfadelerini kullandı.

“Depremin etkilediği kentlerde eğreti bir yaşam sürdürülüyor”

6 Şubat Maraş depremlerinden bu yana geçen süre içinde çadır kentler ve çadır okullardan öte bir adım atılamadığını belirten Aydın, “Konteyner kentler ve prefabrik evler inşa edilebilmiş değil. Depremden etkilenen yurttaşlar, çadırlarda kışın soğuğu ve baharın seli ile karşı karşıya kaldılar. Bu koşullar hem öğrenciler, hem veliler ve hem de öğretmenler ile idari, teknik ve yardımcı eğitim emekçileri için de geçerli. Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda. Depremin etkilediği kentlerde eğreti bir yaşam sürdürülmektedir.” Diye konuştu.

“Niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değil”

Yalçın Aydın, okulların eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştığı, eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olmasının mümkün olmadığını vurgulayarak açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı, “Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, elbette ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal koşullarda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız değildir. Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, milliyetçiliğin ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçileri ve tüm öğrencilerimizin kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelemizi kesintisiz sürdürmeye kararlıyız.”

(VOLKAN GÜNDÜZ)

 







 
Son Eklenen Haberler