ANNE VEYA BABA OLABİLMEK
6 Nisan 2018, CumaTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Türkiye ortalamasına bakıldığından bir birey, bay veya bayan, 26 ila 28 yaşlarında maddi özgürlüğünü kazanabiliyor. Tabi bu yaş aralığı 3 aşağı 5 yukarı değişiklik gösterebilir. Bu maddi özgürlük sonrası, evlilik hayatının başlangıç yaşı 30 ila 35 yaş arasında değişmekte. İşte bu aralıkta bireylerin ülkemizde olgunlaştığını düşünürsek, çocuk sahibi olup bir anne baba rolüne girmenin de ne kadar ileri yaşlara denk geldiğini gözlemleyebiliriz. Peki, bu kadar ilerlemiş yaşta çocuk sahibi olmanın da anne-baba olmamıza bir katkısı var mıdır? Yani hazır mıyız anne ve baba mesleğini icra etmeye… Belki de sorgulamamız gereken en önemli hayati soru… Anne-baba olduktan sonra bu mesleğin istifası, ara vermesi ya da emekliliği yok. 7/ 24 devam eden tek meslek...
21.yüzyılda “İNSAN” yetiştirmek... Ben, anne ve babalığı bir meslek olarak ele alıyorum. Herhangi bir meslek ya da kendi mesleğinizi düşünün, meslek/mesleğiniz hakkında bilgi sahibi olmadan ne kadar başarı elde edebilirsiniz?
Bugün, anne-babalarla çocukların arası açılıyorsa, modern hayat adına onların bazı özel yaşamlarına müdahale etmekte zorlanıyorsak, internet kafeler ve bilgisayarlar çocuklarımızı ve gençlerimizi emziriyor ve avutuyorsa, devreye elektronik bakıcılar girmişse, bir evlat babasının omzuna yaslanıp dertlerini, sıkıntılarını paylaşamıyorsa, tahammül sınırımız alarm veriyorsa, merhameti direğin tepesinden indirmeye başlamışsak, egoizm, konformizm, hedonizm baş tacı edilmişse… Zaman ilerledikçe aile üyelerinin birbirlerinden giderek uzaklaştığını, sanırım hemen hemen herkes hissediyordur. İşte bu uzaklaşma, hem duygusal hem de iletişim bağın incelmesine ve birbirine yabancılaşan, aynı çatı altında yaşayan, birbirine tahammülü kalmayan küçük topluluklara dönüşüyoruz. Bu süreç içinde sorunlar, çözülemeden bir kartopu misali yokuş aşağı yuvarlanarak yavaş yavaş büyüyor. Sonuç, ne yazık ki hüsran ile noktalanabiliyor.
Çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamak ile ceplerine birkaç lira para koymakla, onların yeme, içme ve yatma ihtiyaçlarını karşılamakla bu işin bitmeyeceğini, bunlardan daha önemlisi onların içsel mutluluklarının, manevi doyumlarının da ön planda tutulması gereğine inanan, anne ve babalara sesleniyorum.
İşte burada durun ve gözlerinizi kapatın. 60 saniye düşünün ve akşam eve gidince kapatın televizyonunuzu. Oğlunuzu, kızınızı, eşinizi alın karşınıza. Geç kalmadık ve kalmayacağız diye haykırın kendinize. İlişkilerinizi tekrar gözden geçirin, mutlaka birbirinize vakit ayırın. Ve her hafta mutlaka bir gününüzü, mümkün olduğunca aynı saat ve yerde ailece bir paylaşım anı yapacağız diye sözleşin…
Tuncay TÜRKMEN / Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı