Ekranların ve tiyatro sahnelerinin sevilen ismi oyuncu Devrim Yakut ile hayatın içinden öyküleri bir hikâye avcısı ihtimamıyla bir araya getirdiği eseri ‘Söz Uçar Hasar Kalır’ hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İyi okumalar.

Yeni kitabınız Söz Uçar Hasar Kalır raflardaki yerini aldı. Yine aklımızın bir köşesinde yaşamaya devam edecek karakterlerle tanışacağımıza eminiz. Önsözde belirttiğiniz üzere, Söz Uçar Hasar Kalır ismi Aykut Cömert’e ait. Kitabın isim hikâyesini sizden dinlemek isteriz, Söz Uçar Hasar Kalır sizin için ne ifade ediyor?

Söz Uçar Hasar Kalır bitmek üzereydi ve hala ismi belli değildi. İsimlerin önemli olduğunu düşünürüm hep. Ve kitabın dosyası bitmek üzereyken, ismin belli olmaması kaygı verici bir durumdu benim için. O hafta üst üste birkaç gece Aykut Cömert’i gördüm rüyamda. Sadece Aykut’u hatırladığım ama ne gördüğümü hatırlamadığım rüyalar. Aykut’u kaybedeli haziran ayında üç yıl bitecek. Çok sevdiğimiz, çok yönlü bir arkadaşımızdı. Sosyal medya hesaplarına baktım, rüyaların da etkisiyle. Hazırladığı bir video art serisinin isminin “Söz Uçar Hasar Kalır” olduğunu hatırladım tekrar. Ve o an karar verdim kitabın ismine.Tabii ailesinden izin aldık, sevgiyle izin verdiler sağ olsunlar... Ben Aykut’un kitabın ismini bana buldurmak için rüyama girdiğini düşünüyorum. Ve onun güzel ruhuna tüm kalbimle teşekkür ediyorum.

Çoğunlukla yara almış, yaralandığı ölçüde güçlenmiş kadınların hayatlarına tanık ediyorsunuz bizleri. Boğazımızda yumruk olan öykülerinizin her birinde, aynı zamanda bizleri güldürmeyi başarıyorsunuz. Üslubunuzu, güçlüklerin üstesinden gelen pozitif bir kahkahaya benzetebiliriz. Hayata bakış açınız da bu benzetmeyle uyuşuyor mu?

Ne güzel bir tanımlama olmuş, çok teşekkür ederim. Evet tespitiniz de doğru. Ben öyle biriyim galiba. Yaşadığım her şeye bir miktar yabancılaşmadan ilerleyemiyorum. Her durumun içindeki tuhaf, komik, saçma tarafları çok çabuk gören bir gözüm var. Bu da benim kısa devre yapmamak için sigortam galiba. Çünkü “gülmek en güçlü direniştir” sözüne tüm kalbimle inanıyorum.

Heybenizde biriktirdiğiniz, rastlanılabilir olduğu kadar sıradışı hayatların kelimelere dökülmeden önceki süreci nasıl ilerliyor? Hayatın içinde yahut kendi hayatınız özelinde hikâye avcılığı yapıyor musunuz?

Avcılık demeyelim, sert bir duygusu var. :) Kulağım, aklım ve gönlüm, yaşadığım, tanık olduğum ve dinlediğim her şeye çok açık. Böyle tarif edebilirim. Dün akşam ne yediğimi unutabiliyorum ama o tanık olduğum ya da dinlediğim şeyleri unutmuyorum. Bir de sanırım dinlemek ve tanık olmak kadar, nasıl baktığınız ve dinlediğiniz de önemli...

Sizin tabirinizle ‘dünyanın durmak zorunda kaldığı bir zamanda’, yani pandemi sürecinde ilk kitabınızı kaleme aldınız. Yazmanın en büyük hayaliniz olduğunu söylemiştiniz, hayallerinizin üstüne üretkenliğinizi ekleyerek yazarlık yeteneğinizi kanıtlamaya devam ediyorsunuz. Peki, ufukta yeni kitap görünüyor mu?

Bu yazma alanında hiç iddiam olmadığının altını çizmeliyim. Bu işi sadece kendim için yapıyorum. Orta yaşıma bir tür hediye yazmak. Mesleğimin zor ve çok yorucu yönlerini sağaltmak için bir şifa alanı. Orada sakinleşiyorum, besleniyorum ve bana çok iyi geliyor... Ufukta ana hikayesi belli bir kısa roman var. Ama yazmak için henüz başına oturamadım. Uzaktan aşkımız devam ediyor. Bir aksilik çıkmazsa bu yaz başlarım ama ne zaman biter, biter mi bilemiyorum...

Aklımın Aynalı Çarşısı’nı bir sesli kitap platformu için kendiniz seslendirmiştiniz. Yarattığınız benzersiz karakterleri sizin sesinizden dinlemek, biz okurlar için oldukça keyifli bir deneyimdi. Söz Uçar Hasar Kalır’ı da sizden dinleyebilecek miyiz?

Henüz bilmiyorum. Buna yazar karar vermiyor biliyorsunuz. Böyle bir proje hazırlanırsa seve seve okurum. Aklımın Aynalı Çarşısı yaklaşık bir yıldır en çok dinlenenler listesinde sesli kitap platformlarında. Çok güzel yorumlar okuyor ve çok mutlu oluyorum. Darısı Söz Uçar Hasar Kalır’ın başına...

Henüz okumamış olanlar için sürprizi kaçsın istemeyiz ama sözünü etmeden geçemeyeceğiz. Söz Uçar Hasar Kalır’ın ilk kitabınız ile ufak bir kesişim noktası bulunuyor. Bize tanıdık gelen, Aklımın Aynalı Çarşısı’na göz kırpan bir öykü olduğunu görüyoruz. Birbirini tamamlayan iki öykünüz hakkında neler söylemek istersiniz?

Hayatımın çok önemli bir dönemecini anlattığım bir öykü olduğu için devamını yazmak şarttı benim için. Birbirini izleyen öyküler yazmak şu ara kafamda çok dolaşan bir mesele. Bakarsınız üçüncü öykü kitabı kaynağını buradan alır... Kısmet.

(SERKAN SELİNGİL)