FOÇA'DA BİR TARİH YOK OLUYOR...
23 Ocak 2015, Cuma 10:11Tweet |
İzmir'de bulunan, Yeni Foça ile Eski Foça arasında yer alan, Kartdere köyü ve vadisi, kaderine terkedilmiş durumda. Mübadele döneminde terkedilen köye o tarihten bu yana sahip çıkan olmayınca evler bir bir yıkılmaya başlamış... Köyde bir kısmı hala sağlam olan yaklaşık ikiyüz ev, iki kilise bir de manastır bulunuyor.
1922 yılına kadar Rumların yaşadığı köyde, kadınlar tarım ve hayvancılıkla uğraşırken erkekler, taş ocaklarında çalışırlardı. Özellikle bu bölgede yetişen üzümlerden elde edilen ve artık yapımı sembolik olarak devam ettirilen Foça Karası şarabı, zamanın en kaliteli şarabı olarak anılırdı. Tarım ve hayvancılıkla daha çok köyün kadınları uğraşırdı. Erkekler ise; bölgede önemli bir bölümü oluşturan taş evlerin ham maddesi olan taşların çıkarıldığı ve işlendiği taş ocaklarında çalışırlardı.
1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek olarak, Türkiye ve Yunanistan'ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutmasıyla bir çok Rum Ege'de dağ köyleri kurarak yaşamlarını sürdürmeye başlamıştı. Bu tarihe kadar Rumların yaşadığı köy, mübadele sonrası Yunanistan'ın Parga kasabasından gelen vatandaşların yerleşim yeri oldu. Kültürüne yabancı oldukları bu bölgedeParga’lılar, taş ocağından taş çıkarmayı bilmediklerinden, tarım ve hayvancılığa yöneldiler. Üzüm bağlarını söküp yerine tütün eken Pargalılar, Foça Karası Şarabı'nın da geleceğini tehlikeye attılar. Daha sonra mahsullerden istedikleri verimi alamayınca köyü terkedenPargalılar, farklı coğrafyalara yerleştiler.
Tarihe Tanıklık Eden Parçalar GünyüzündeAncak...
Rumların yaşadığı dönemde, gelmesi muhtemel korsan tehditlerine karşı köyde bir koruma duvarı inşa edilmişti. Köyün deniz tarafından korunması amacıyla duvarın içinden geçirilen su kanalları sayesinde köylünün su ihtiyacı da gideriliyordu. Dağlardan gelen suyun taşınmasını sağlayan boru hattı köyün koruma duvarları ile birleştirilmişti. Günümüzde sadece temellerini görmenin mümkün olduğu duvarlar, dağılmış durumda. Duvarların etrafında ise, hala su kanallarına ait boru kalıntıları yer alıyor. Çevrede kalıntılar, günyüzünde yer almaya devam ediyor ama hiç bir önlem ya da korunmasına yönelik tedbir alınmıyor.
Kilise, Hayvan Ahırı olarak kullanılıyor
1853 yılında yapılan,günümüze kadar ulaşmış, mübadele dönemi sonrası köyden ayrılan Rumlardan geriye kalan kilise, sahip çıkılmayınca çevrede yaşayan köylüler tarafından hayvan ahırı olarak kullanılmaya başlanmış.
Görenler durumu 'tarihe saygısızlık' olarak nitelendirirken, köylü iyi durumda olan kilisenin tarihi dokusundan bir haber hayvanlarını barındırmaya devam ediyor.
Binaların tamamının tescilli olduğuna dikkat çeken Karaca, restore edilmeye müsait olan kilise ile benzer özellik taşıyan kule evlerin de olduğunu söyleyerek, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Tarihi bir dokuyu daha kaybetmek üzere olduklarını belirten Turizmci Sebahattin Karaca, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan bu bölgenin turizme kazandırılması adına çağrıda bulunuyor: '' Kartdere Köyü ve Vadisi gibi alanlara Almanya'da Bayern ve Avusturya'da Insbruck bölgelerinde sıkça rastlanır. Oralarda yalnızca doğanın ustaca işlenmesi sonucunda, dünyaca meşhur turizm alan ve turist çekim merkezleri yaratılmıştır. Biz neden bir tarafı deniz olan, içinde yaşanmışlığın ve kültürün bulunduğu Kartdere Köyü ve Vadisinin küllerinden yeniden doğmasını sağlamayalım? Bunu anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Burada bulunan kule evleri ve diğer yapılar, restore edildiği takdirde, ulusal ve uluslarası boyutta insanlar su olur akar gelir. Planlama sırasında da muhakkak konuyla ilgili deneyimli insanlardan görüş alınmalıdır. Bu sayede ahenk ve düzen içerisinde sürdürülebilir bir turizm alanı ve yaşamı yaratılabilir.''
Kartdere Turizme Açılmaz ise Ne Olur?
2011 yılında yayınlanan Foça Özel Çevre koruma Bölgesi Yönetim Planı Raporu’nun 49. sayfasında yer alan “Vadinin bir bölümü birinci derece doğal sit olmaması sebebiyle alan turistik yapılanmaya açıktır. Bu durum, Kartdere koyu ve vadisinin biyolojik çeşitliliğinin korunmasında bir engel teşkil edebilir. İfadesine dikkat çeken Karaca, Özel Çevre Koruma Kurumunun bu konuda ki; "Kartdere havzasında inşa edilecek tesislerin bölgenin karasal alanı ve kıyılarını etkilemesi, dolaysıyla denizsel ortamın da insan baskısına maruz kalması kaçınılmaz bir durumdur. Bin çeşitliliğin zengin olduğu bu alanın turistik kullanım dahil her türlü yapılaşmaya karşı olan Foça ÖÇKB ekosistemi için oldukça önemli bir konudur" önerisine karşı olduğunu belirterek,özetle şunları söyledi: Birince derece doğal sit olsun, yapılacaklar yalnızca günübirlik tesis ile sınırlı kalsın. Nedir o ? : Bekçi kulübesi, büfe, wc, otopark, ve piknik yeri. Adı üstünde sabah gel, akşam git yeri. Oysa Kartdere köyünde onlarca, kule ev var. Bu kule evlerin bir kısmı dimdik ayakta, bir kısmı onarıma muhtaç; hepsi tarihi bina niteliğinde tescillidir. Kısaca ne olmalı? Bölgenin Foça Turizmine katkı verecek bir turizm alanı olarak planlanması sağlanmalıdır. Bir yandan bio çeşitliliği koruyacak, diğer yandan da korunmuş alanları insanlarla buluşturabilecek düzenlemeleri ancak ÖÇK yetkilileri planlayabilirler. Bu iş bu kadar zor değil. Dünya’da pek çok örneği var. Kısıtlamak veya yasaklamak çoğu zaman doğru değildir. Kartdere ve vadisi turizm açısından yeniden değerlendirilmeye ve yoruma muhtaçtır."
Haber: Tarık DEMİR
1922 yılına kadar Rumların yaşadığı köyde, kadınlar tarım ve hayvancılıkla uğraşırken erkekler, taş ocaklarında çalışırlardı. Özellikle bu bölgede yetişen üzümlerden elde edilen ve artık yapımı sembolik olarak devam ettirilen Foça Karası şarabı, zamanın en kaliteli şarabı olarak anılırdı. Tarım ve hayvancılıkla daha çok köyün kadınları uğraşırdı. Erkekler ise; bölgede önemli bir bölümü oluşturan taş evlerin ham maddesi olan taşların çıkarıldığı ve işlendiği taş ocaklarında çalışırlardı.
1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek olarak, Türkiye ve Yunanistan'ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutmasıyla bir çok Rum Ege'de dağ köyleri kurarak yaşamlarını sürdürmeye başlamıştı. Bu tarihe kadar Rumların yaşadığı köy, mübadele sonrası Yunanistan'ın Parga kasabasından gelen vatandaşların yerleşim yeri oldu. Kültürüne yabancı oldukları bu bölgedeParga’lılar, taş ocağından taş çıkarmayı bilmediklerinden, tarım ve hayvancılığa yöneldiler. Üzüm bağlarını söküp yerine tütün eken Pargalılar, Foça Karası Şarabı'nın da geleceğini tehlikeye attılar. Daha sonra mahsullerden istedikleri verimi alamayınca köyü terkedenPargalılar, farklı coğrafyalara yerleştiler.
Tarihe Tanıklık Eden Parçalar GünyüzündeAncak...
Rumların yaşadığı dönemde, gelmesi muhtemel korsan tehditlerine karşı köyde bir koruma duvarı inşa edilmişti. Köyün deniz tarafından korunması amacıyla duvarın içinden geçirilen su kanalları sayesinde köylünün su ihtiyacı da gideriliyordu. Dağlardan gelen suyun taşınmasını sağlayan boru hattı köyün koruma duvarları ile birleştirilmişti. Günümüzde sadece temellerini görmenin mümkün olduğu duvarlar, dağılmış durumda. Duvarların etrafında ise, hala su kanallarına ait boru kalıntıları yer alıyor. Çevrede kalıntılar, günyüzünde yer almaya devam ediyor ama hiç bir önlem ya da korunmasına yönelik tedbir alınmıyor.
Kilise, Hayvan Ahırı olarak kullanılıyor
1853 yılında yapılan,günümüze kadar ulaşmış, mübadele dönemi sonrası köyden ayrılan Rumlardan geriye kalan kilise, sahip çıkılmayınca çevrede yaşayan köylüler tarafından hayvan ahırı olarak kullanılmaya başlanmış.
Görenler durumu 'tarihe saygısızlık' olarak nitelendirirken, köylü iyi durumda olan kilisenin tarihi dokusundan bir haber hayvanlarını barındırmaya devam ediyor.
Binaların tamamının tescilli olduğuna dikkat çeken Karaca, restore edilmeye müsait olan kilise ile benzer özellik taşıyan kule evlerin de olduğunu söyleyerek, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Tarihi bir dokuyu daha kaybetmek üzere olduklarını belirten Turizmci Sebahattin Karaca, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan bu bölgenin turizme kazandırılması adına çağrıda bulunuyor: '' Kartdere Köyü ve Vadisi gibi alanlara Almanya'da Bayern ve Avusturya'da Insbruck bölgelerinde sıkça rastlanır. Oralarda yalnızca doğanın ustaca işlenmesi sonucunda, dünyaca meşhur turizm alan ve turist çekim merkezleri yaratılmıştır. Biz neden bir tarafı deniz olan, içinde yaşanmışlığın ve kültürün bulunduğu Kartdere Köyü ve Vadisinin küllerinden yeniden doğmasını sağlamayalım? Bunu anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Burada bulunan kule evleri ve diğer yapılar, restore edildiği takdirde, ulusal ve uluslarası boyutta insanlar su olur akar gelir. Planlama sırasında da muhakkak konuyla ilgili deneyimli insanlardan görüş alınmalıdır. Bu sayede ahenk ve düzen içerisinde sürdürülebilir bir turizm alanı ve yaşamı yaratılabilir.''
Kartdere Turizme Açılmaz ise Ne Olur?
2011 yılında yayınlanan Foça Özel Çevre koruma Bölgesi Yönetim Planı Raporu’nun 49. sayfasında yer alan “Vadinin bir bölümü birinci derece doğal sit olmaması sebebiyle alan turistik yapılanmaya açıktır. Bu durum, Kartdere koyu ve vadisinin biyolojik çeşitliliğinin korunmasında bir engel teşkil edebilir. İfadesine dikkat çeken Karaca, Özel Çevre Koruma Kurumunun bu konuda ki; "Kartdere havzasında inşa edilecek tesislerin bölgenin karasal alanı ve kıyılarını etkilemesi, dolaysıyla denizsel ortamın da insan baskısına maruz kalması kaçınılmaz bir durumdur. Bin çeşitliliğin zengin olduğu bu alanın turistik kullanım dahil her türlü yapılaşmaya karşı olan Foça ÖÇKB ekosistemi için oldukça önemli bir konudur" önerisine karşı olduğunu belirterek,özetle şunları söyledi: Birince derece doğal sit olsun, yapılacaklar yalnızca günübirlik tesis ile sınırlı kalsın. Nedir o ? : Bekçi kulübesi, büfe, wc, otopark, ve piknik yeri. Adı üstünde sabah gel, akşam git yeri. Oysa Kartdere köyünde onlarca, kule ev var. Bu kule evlerin bir kısmı dimdik ayakta, bir kısmı onarıma muhtaç; hepsi tarihi bina niteliğinde tescillidir. Kısaca ne olmalı? Bölgenin Foça Turizmine katkı verecek bir turizm alanı olarak planlanması sağlanmalıdır. Bir yandan bio çeşitliliği koruyacak, diğer yandan da korunmuş alanları insanlarla buluşturabilecek düzenlemeleri ancak ÖÇK yetkilileri planlayabilirler. Bu iş bu kadar zor değil. Dünya’da pek çok örneği var. Kısıtlamak veya yasaklamak çoğu zaman doğru değildir. Kartdere ve vadisi turizm açısından yeniden değerlendirilmeye ve yoruma muhtaçtır."
Haber: Tarık DEMİR
Son Eklenen Haberler

Aliağa Belediye Meclisi Haziran ayı Olağan Toplantısı yapıldı. Toplantıda, Aliakent

MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, otuz ilçeyi kapsayan bölgesel teşkilat

Kurban Bayramı öncesinde ihtiyaç sahibi aileler ve emeklilere 1000 liralık

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Aliağa Cezaevi’nde tutuklu bulunan gençleri

İzmir Büyükşehir Belediyesi olası afetlerde GSM hatlarının kullanım dışı

Aliağa Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Serdar Berk, Kurban Bayramı öncesi

Aliağa protokolü ve vatandaşlar, Kurban Bayramı arefesinde (yarın) Aliağa Kaymakamlığı’nın

SOCAR Türkiye, Bakü Enerji Haftası kapsamında gerçekleştirilen 30’uncu

İzmir Biyoenerji Araştırma Geliştirme ve Eğitim Derneği ile Aura Bioenerji, kanser

Aliağa Belediyesi Yaz Spor Okulları’nda 2025 yaz dönemi kayıtları 16 Haziran

Aliağa Belediyesi Taekwondo Takımı, 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında Gaziemir

Balayı, hayat boyunca sıkça hatırlanacak, anlam yüklü bir yolculuk…

Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde vatandaşların

Aliaport Deniz Yolcu İskelesi’nin Aliağa’ya sağlayacağı katkılar bilimsel

Uyuşturucu ticareti yapanlara yönelik Aliağa ve Menemen ve Karabağlar’da

Aliağa Belediye Meclisi Haziran ayı Olağan Toplantısı bu akşam yapılacak. Aliağa

Aliağa’da, Avukat İlknur Kapucu Kayhan tarafından kurulan IK Legal Hukuk ve

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne

Türk Kızılay, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde yeni bir

Aliağa Nemrut Limanlar bölgesinde bir gemide 54 ton 249 kilogram kaçak

İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda

BAĞ-KUR emeklilerinin bayram ikramiyesi bugün (31 Mayıs), Emekli Sandığı emeklilerinin

ASEV’in yıl sonu etkinlikleri tiyatro, müzik ve dans gösterileriyle

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Aliağa Petkimspor'da

Trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren

İzmir'de ormanlık alanlara girişler 1 Haziran itibariyle 5 ay süreyle yasaklandı. İzmir

Aliaport Aliağa Deniz Yolcu İskelesi yaz aylarında hizmete giriyor. Projede tefrişat

İzmir Büyükşehir Belediyesi sıcaklıklarla birlikte artan orman yangınlarına

450 sporcunun yarıştığı İzmir Okullar Arası Yüzme Yarışları Aliağa Belediyesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir’in onay

AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti hükümetlerinin 22 yılda,

İMEAK DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, Aliağa limanlarında elleçlenen

Üç dönem Aliağa Belediye Başkanlığı ve bir dönem İzmir Milletvekilliği

Pandemi döneminde hobi olarak başlayan seramik yolculuğu, Aşağışakran’daki