5 Ekim 2024, Cumartesi

İlknur Gegek: "Kelimelerle dans etmeyi seviyorum"

6 Kasım 2023, Pazartesi 06:01

     


Dehliz ve Aşktroloji kitaplarının Eğitimci/Yazarı İlknur Gegek ile kitapları, yazarlık serüveni ve yeni projeleri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. İyi okumalar.

İlk kitabınızın adı Aşktroloji.  Aşk ve astrolojinin birleşiminden yola çıkarak bu ismi vermişsiniz.  İlginç bir konusu var  aynı zamanda. Burçların karakter üzerindeki etkilerini ünlü kişiler üzerinden ele almışsınız.  Sevgi, astroloji, analiz, gözlem, psikoloji ve edebiyatı birleştirdiğiniz bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? Okurlarınızdan  duyduğunuz yorumlar nasıldı?

Aslında kitap yazma düşüncem yoktu. Yani yazmak çocukluğumdan beri yaptığım bir şey değildi ya da yazar olmak gibi bir hayalim yoktu. Yolculukta olmayı ve sorgulamayı seviyordum, hala seviyorum. Psikoloji, felsefe ve astrolojiye ilgim vardı. Astroloji ile ilgili gözlemler ve araştırmalar yapıyordum yine hobi olarak. Fakat bu gözlemlerimi kitaba dönüştürmek hiç planımda olan bir şey değildi. Bir keresinde arkadaşlarıma yaptığım astrolojik analizleri yazarak vermiştim. Türkçe öğretmeni arkadaşımın yazılarımı edebi yönden beğenmesi ve bu analizleri kitaba dönüştürmeyi tavsiye etmesiyle kitap çıkarmaya karar verdim. İlk kitabım olan Aşktroloji’de ünlü insanların (şair, yazar, ressam vs) biyografilerini ve evliliklerini astrolojik bir bakış açısıyla ve edebiyat tadında sunmaya çalıştım. Kitapta Tolstoy, Frida Kahlo, Turgut Uyar, Özdemir Asaf, Balzac, John Lennon ve David Beckham gibi ünlü karakterler ve eşleri yer alıyor. Özellikle astrolojiye ilgi duyan kesimin beğendiği bir kitap oldu. Fakat ülkemizde astrolojiye genelde magazinsel bakılıyor ve bu bakış açısından dolayı da bir önyargı var. Bu nedenle bu tarz kitapların okuyucu kitlesi sınırlı oluyor.

Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Yazmaya başlamaya nasıl karar verdiniz?

Esas mesleğim öğretmenlik. Arkadaşımın yönlendirmesi ile yazmaya başladım. Geç başladım ve başladığımdan beri yazmak benim için var olma biçimi olmaya başladı. Kelimelerle dans etmeyi seviyorum ve aynı zamanda yazarak ürettiğimi hissediyorum. Bu da beni iyi hissettiriyor.

Kitaplarınızdan devam edelim. İkinci kitabınız olan Dehliz  size ait şiir ve denemelerden oluşan bir kişisel gelişim kitabı hissi uyandırıyor okurda. Kitabınızın önsözünde 'Dehlizlerinizin istediğiniz denizlere çıkması dileğimdir...' Diye bir cümleniz var.  Şunu sormak istiyorum. Zor bir dünyada yaşıyoruz. İnsanın içindeki dehlizlerin denizlere, güneşi günlere çıkması ne kadar mümkün? Neler yapması gerekir?

Yazmaya başladığımda edebi tür olarak hangi türe yatkın olduğum konusunda net bir fikrim yoktu. 2.kitabımda birkaç yıldır biriktirdiğim şiir ve denemelerimi okuyucuyla paylaşmak istedim. Kitabın adını da Dehliz koydum ve kitabın önsözünde de tüm insanların kendi dehlizlerinden çıkıp hayatlarına anlam verebilmelerini diledim.    Bu dehlizlerden çıkmak için öncellikle bir kabulleniş yani kendini olumlu ve olumsuz özelliklerinle sevmeye ve gelişmeye açık olmak gerekiyor. Gelişerek hayata katkı sunabileceğimiz metodolojiler sunduğumuzda güneşli günler mümkün.

Yazma ritüelleriniz var mı?

Yazma ritüeli olarak şiir yazarken müzik dinlerim. Düz yazılarda ise sessiz bir ortamda ve gece vakitlerinde daha verimli olabildiğimi düşünüyor ve gece yazmayı tercih ediyorum.

Kendinizden bahseder misiniz? Siz kimleri okursunuz? Örnek aldığınız yazar/ya da yazarlar kimler? Başucu kitabım dediğiniz kitaplar varsa bizimle paylaşır mısınız?

Ben Zonguldak’ta görev yapan bir öğretmenim. Ayrıca ikinci üniversite olarak Felsefe bölümünde okumaktayım. Liseden beri felsefeye ilgim vardı ve bunu akademik olarak da pekiştirmek istedim. Başucu diyebileceğim tek bir kitap yok. Genelde psikoloji, felsefe, astrolojik bilgi içeren kitapları ve roman okurum. Şairlerden Ahmet Arif’in şiirlerini samimi bulurum. Günümüz şairlerinden İsmet Özel’i özgün bir kalem olarak örnek alırım. Sabahattin Ali etkilendiğim yazarlardandır ve tabi ki Dostoyevski ve psikolojik tahlilleri vazgeçilmezimdir.

Yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Yeni projelerim olarak 2 yıldır üzerinde çalıştığım ve gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek kaleme aldığım bir roman çalışmam var fakat daha basılmadı, dosya halinde. Bu romanımda 15 yaşında işlenen bir cinayeti ve bu cinayeti işleyen gencin hayatını, özgür irade, sorumluluk ve kader kavramları etrafında gencin ağzından tahlil etmeye çalıştım. Kitap yarı kurgu yarı gerçektir. Kitabın başkarakteri cezaevinde yatarken uzaktan eğitimle Felsefe bölümünde okumaktadır ve hem kendisinin hem de cezaevinde kalan diğer mahkumların suçlarını ve seçimlerini felsefik süzgeçlerden geçirmektedir. Kitabın başkarakterinin ağzından geçmişteki ünlü felsefecilerin suç, özgür irade ve sorumluluk vs. kavramlarına bakışları da romana serpiştirilmiştir. Kitap ayrıca bir aşk hikayesi de barındırmaktadır. Bundan sonraki projelerimde felsefik ve psikolojik unsurların baskın olduğu yeni romanlarımla okuyuculara ulaşmak istiyorum.

Klasik sorumu da sormalıyım. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?

Elimde sihirli bir değnek olsa bütün savaşları durdurup çocukların ölmesine engel olurdum.

(SERKAN SELİNGİL) 







 
Son Eklenen Haberler