131019098
28 Mart 2024, Perşembe

GÜNEŞ ATAŞ: “ADAM TEK, BİZ ÇOĞUZ”

2 Temmuz 2021, Cuma 06:57

     


CHP Aliağa İlçe Kadın Kolları, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Güneş Ataş açıklamasında, “Halkın partisi olarak, halkla birlikte bu vahşeti sona erdireceğiz. Çünkü biliyoruz ki: adam tek, biz çoğuz!” dedi.

CHP Aliağa İlçe Kadın Kolları Başkanı Güneş Ataş, yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak bir basın açıklaması düzenledi. Parti binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına ilçe kadın kolları yönetimi katılım gösterdi. Güneş Ataş açıklamasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’ni tek taraflı feshettiğini duyurduğu hukuksuz kararın üzerinden, tam 103 gün geçti. 103 günde basına en az 83 kadın cinayeti yansıdı. Bu 103 günde, katiller, kadına yönelik şiddet uygulayanlar, iyi hal indirimleri ile ödüllendirildi. 23 kez suç durusunda bulunan Ayşe Tuba Arslan’nın başına defalarca satırla vurarak öldüren Yalçın Özalpay’a iyi hal indirimi uygulandı. İndirimin gerekçesi boşanmaya rağmen sadakat yükümlülüğü oldu. Rukiye Ay ve 1,5 yaşındaki kızı Eylül'ün üzerlerine kaynar su döken Ali Ay'a iyi hal indirimi uygulandı. Topu topu 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Ali Ay, indirim sonrasında 3 yıl 9 ay ceza aldı. İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren, kadınların ve çocukların payına, ölüm, istismar, şiddet düştü. Sadece 103 günde yaşadığımız bu karanlık tablonun sebebi bellidir.” Dedi.

“Sözleşme uygulansaydı, 2 bin 336 kadın yaşıyor olacaktı”

Açıklamasına üç yüzü aşkın kadın derneğinin üye olduğu EŞİK Platformu’nun verilerine değinerek devam eden Ataş, “Sözleşme yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014’den bu yana uygulansaydı, bugün en az 2 bin 336 kadın yaşıyor olacaktı. Çünkü devlet, kadına karşı şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri almış olacaktı. Kadınları etkin şekilde koruyacak, şiddet önlenemediği koşulda da adil yargılama ve cezalandırma süreçlerini işletecekti. Kısacası İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülükleri yerine getirilmiş olsaydı; kadınlar sokak ortasında bu kadar rahat öldürülemeyecekti, kadınları katledenler cezasızlıkla ödüllendirilmeyecekti. Çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunanlar, delil yetersizliği gerekçesi ile tahliye edilmeyecekti; cinsel istismar mağduru çocuk, delil sunmak için istismarcısı ile ikinci kez bir araya gelip ses kaydı almaya çalışırken tekrar taciz edilmeyecekti. Birçok kadın örgütünün, siyasi partinin ve bireyin Danıştay’a açtığı dava, iki gün önce reddedildi. Ancak, Danıştay 10. Dairesi’nde ara karar veren heyetin değiştirildiğini ve oylamanın 3 kabul oyuna karşı 2 red oyu ile sonuçlandığını biliyoruz. Yürütmenin durdurulması yönünde oy veren üyelerden biri, uluslararası antlaşmaların yasa hükmünde olduğunu, fesih edilmesine ilişkin işlemlerde Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisinin bulunmadığını belirtti. Karşı oy veren diğer üye ise; “yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse, aynı usule uyularak geri alınmalı, kaldırılmalı veya feshedilmelidir” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oyladığı uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir” vurgusunu yaptı.” İfadelerini kullandı.

“İstismarın sorumlusu, tek adam hükümetidir”

Konuşmasına Danıştay’a sorularını ileterek devam eden Ataş, “Telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına rağmen yürütmeyi durdurma kararı vermeyen Danıştay’a soruyoruz: Kadına yönelik şiddeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık gibi, siz de mi tolere edilebilir buluyorsunuz? Şu çok net bilinmelidir ki; yaşanan her kadın cinayetinin ve çocuğa yönelik istismarın sorumlusu, tek adam hükümetidir. Kadına yönelik şiddete bedel biçenler şiddeti bitirmek istemiyor! Tacizcileri, tecavüzcüleri cezasızlıkla ödüllendirenler, yaşam hakkımıza sahip çıkmıyor! Her fırsatta erken evliliğe göz kırpanlar, çocuk yaşta evliliği yasaklamak istemiyor! Kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva görmelerine izin vermeyeceğiz. Kadınların canıyla oynayan bu kararın hesabını ilk seçimlerde sandıkta soracağız! İktidara geldiğimiz ilk hafta içinde İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini sağlayacağız. Sözleşmeyi uygulamaya koyduğumuzda bütün yükümlülüklerini yerine getirerek, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, istismarın nasıl sonlandırılacağını göstereceğiz. Türkiye’yi yeniden hukuk devletine dönüştüreceğiz. Halkın partisi olarak, halkla birlikte bu vahşeti sona erdireceğiz. Çünkü biliyoruz ki: adam tek, biz çoğuz!” şeklinde konuştu.

(ESİN ÇETİN) 







 
Son Eklenen Haberler