19 Eylül 2024, Perşembe

“Kömürlü termik santraller kademeli olarak kapatılsın”

5 Haziran 2023, Pazartesi 06:52

     


Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP), Kömürden Acil Çıkış Hedef 2030 Manifestosu’nu kamuoyu ile paylaştı. ALÇEP adına açıklama yapan DİSK Emekli-Sen Aliağa Şube Başkanı Sabahattin Yeşiltepe, “Yaşamı savunan herkesi taleplerimiz çevresinde bir araya gelmeye davet ediyoruz.” dedi.

Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP), Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 Manifestosu’nu Demokrasi Meydanı’nda bir araya gelerek kamuoyu ile paylaştı. Meydandaki açıklamaya, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP) ile Aliağa Demokrasi Platformu bileşenleri katıldı. Açıklama yapmak için söz alan EGEÇEP Eş Sözcüsü Süleyman Eryılmaz, "Açıklama için Aliağa’yı seçmemizin en önemli nedeni burada hem santraller hem de buradan çıkan cürufların toplanması. Eğer biz fosil yakıtlardan çıkamazsak yaşadığınız iklim krizinin daha büyük facialarıyla karşı karşıya kalacağız." dedi.

“Sevdiklerimizden ve toprağımızdan ayrıldık”

Sonrasında ALÇEP adına açıklama metnini okuyan DİSK Emekli-Sen Aliağa Şube Başkanı Sabahattin Yeşiltepe, “Bizler Zonguldak, Muğla, Kahramanmaraş, Çanakkale, Bartın, Kütahya, Denizli, Sivas, Şırnak, Adana, Mersin ve Hatay’da yıllardır kömürün gölgesinde yaşadığımız için mücadele ediyoruz. Sadece bu günümüzü değil yarınlarımızı kömürün ipoteğinden kurtarmak için doğayı ve yaşamı savunmanın tek çözüm olduğuna inanıyoruz. Kömür madenciliği ve kömürlü termik santraller, atalarımızla kadim bağlarımızı kopardı. Tarlalarımızı kaybettik. Köylerimizi terk etmek zorunda kaldık. Sevdiklerimizden ve toprağımızdan ayrıldık. Doğup büyüdüğü yerleri terk etmek istemeyenler, madene inmek veya santralde çalışmak zorunda kaldı. Yıllar içinde kömür; suyumuzu, toprağımızı, gıdamızı kirletti. Madende, santralde çalışan ve etrafında yaşayan herkes her gün kömürün zehirlediği kirli havayı soluyor ve kirli gıdayı tüketiyor. Kanser olduk. Çocuklarımız ve gençlerimiz sinsi hastalıklara yakalandı. Oysaki enerjimizi üretmek için kömüre muhtaç olmadığımızı ve başka türlü bir yaşamın mümkün olduğunu biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Kömürün vadesi doldu”

Toplumun ihtiyacı kadar enerji üretilebileceğini söyleyen Yeşiltepe, “Enerji verimliliği ve tasarruf önlemleri, güneşimiz ve rüzgarımız ile bize dayatılan değil, toplumun gerçek ihtiyacı kadar enerjiyi üretebiliriz. Şimdi ise kömürün vadesi doldu. Kömürde ısrar bizi iklim, gıda, enerji ve ekonomik krizin kıskacına hapsedecek. Dönüşüm kaçınılmaz. Kömürden çıkışı hemen bugün konuşmaya başlamalı ve kömürsüz bir geleceğe hazırlanmak zorundayız. Doğayla uyumlu bir yaşamı bugünden ve beraberce inşa edelim” dedi.

“Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun”

ALÇEP’in talepleri açıklayan Yeşiltepe, “Krizlere karşı dirençli bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarının değil kamu yararını ve bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin. Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın. Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin. Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun. Kömür arama çalışmaları durdurulsun. Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler, özlük haklarının ve geleceklerini güvence alacak programlarla desteklensin. Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki, yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin.” diye konuştu.

“Kömür madenciliği, yöre halkını göçe hazırlıyor”

Dünyada kömürlü termik santrallerin kademeli olarak kapatılmaya başladığını söyleyen Yeşiltepe, “Dünya, iklim krizini derinleştiren kömürü terk etmeye hazırlanıyor. Ülkeler, ya kömürlü termik santrallerin kapatıyor ya da kademeli olarak kapatmanın planlarını yapıyor. Bu topraklarda yarım asırdan fazla elektrik üretimi için kullanılan kömürlü termik santraller, hem toplumsal hem de ekolojik büyük tahribatlara yol açtı. Bu santrallerden kaynaklı sadece hava kirliliği 4 milyon 800 bin TL sağlık maliyetine ve 196 bin 91 erken ölüme neden oldu. Kömür madenciliği ise tüm tahribatların ortasında kendisine yaşam alanı kalmayan biz yöre halkını göçe hazırlıyor. Yaşanan iş cinayetlerine rağmen kömür madenciliğine iş sağlığı ve güvenliği koşulları iyileştirmediği gibi, her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakmak ve insanca çalışma koşulları yaratmak istiyorsak, vadesi dolmuş bu kirli teknolojiyi bırakmak zorundayız.” dedi.

“Ne kadar erken hazırlanırsak, o kadar az zarar görürüz”

Sosyal açıdan adil bir kömürden çıkış planı hazırlanmasını talep ettiklerini söyleyen Yeşiltepe, “Yöre halkımız başta olmak üzere o bölgedeki tüm paydaşların söz hakkı olmalı. Kömürden çıkıştan en fazla etkileneceklerinden yeni olanaklardan öncelikli faydalanması garanti edilmeli. Bu geçiş sürecine ne kadar erken, ne kadar planlı ve örgütlü hazırlanırsak toplumun tüm yükünü taşıyan ancak hep dezavantajlı durumda kalan bizler, o kadar az zarar görür ve bu geçişten o kadar faydalı çıkarız. Çalışmalar, Türkiye için rüzgarı ve güneşi merkeze alan enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğunu gösteriyor. Bu enerji dönüşümü doğa koruma alanları, orman, tarım alanları, su varlıkları üzerindeki baskıyı arttırmayacak şekilde planlanmalı, dönüşümde biyolojik çeşitlilik gözetilmeli, arazi kullanımı kararları planlı ve bütüncül politikalarla verilmeli, gıda güvencesini temin eden verilmli tarımsal araziler korunmalı, yöre insanının ekolojik ve sosyal hakları gözetilmeli.” ifadelerini kullandı.

(SAMİYE ÖZTÜRK) 







 
Son Eklenen Haberler