Geçtiğimiz günlerde Koç Holding Genel Müdürü’nün sendika ile devam eden Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci ile ilgili yazılı olarak yapmış olduğu açıklamaya Petrol İş Sendikası Aliağa Şubesi Başkanı Ahmet Oktay cevap verdi. Oktay, “Kazanılmış haklarımızdan ellerini çekecekler” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde Koç Holding Genel Müdürü’nün sendika ile devam eden Toplu Sözleme Süreci (TİS) ile ilgili yazılı olarak yapmış olduğu açıklamaya Petrol İş Sendikası Aliağa Şubesi Başkanı Ahmet Oktay cevap verdi. Koç Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, imzasıyla yayınlanan açıklamada, sözleşmenin 3 yıla çıkarılması isteği, “sektörel rekabet için gerekli” şeklinde açıkladı. Bu isteğine ise hem iş kolunda hem de Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu diğer işyerlerinde imzalanan üç yıllık sözleşmeleri gerekçe gösterdi. TÜPRAŞ’ta yasanın ve mevzuatın üzerinde mazeret izinlerinin tanımlanmış olduğuna değinen yönetim, bu uygulamanın işçiler tarafından bir plan dahilinde amacından saptırılarak kullanıldığını iddia etti. Vardiya sistemine yönelik değişiklik talebinin nedenini ise “Yönetimi kolay olmayan bir sistem uygulanıyor. Bu sistem üniteler arasında bile iş birliğinin sağlanmasında sıkıntılar yaratıyor. İş verimliliği düşüyor” diyerek açıkladı. Vardiya düzeni değişikliğini “gerek ünite çalışanları gerekse ünite amirleri tarafından çalışma verimliliğinin artırılması” için yapıldığını etti.

“İşçiler keyfinden mi bu sıcakta günlerdir direniyor”

Bu açıklamanın ardından Petrol İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay yaklaşık bir aydır eylemlerine devam eden işçiler karşısında bir açıklamada bulundu. Oktay Koç Holding Genel Müdürü’nün açıklamasına cevaben, “Kazanılmış haklarımıza, mazeret izinlerimize saldırıyorlar. Toplu sözleşmelerin süresini üç yıla çıkarmaya çalışıyorlar. Mevcut uygulanan vardiya sistemini de değiştirmek istiyorlar. Açıklamada geçen gerekçeler külliyen yalan. Konforlu, emniyetli iş ortamından bahsetmiş. Bu kadar rahat bir iş ortamı sağlandı da işçiler keyfinden mi bu sıcakta günlerdir direniyor. O da külliyen yalan. Daha sonra mazeret izinlerinin kullanım şekliyle ilgili disiplinsizlikten bahsetmiş. Kişiler kendi arasında belli programlar yaparak mazeret iznini kullanıyorlarmış. Birbirlerine fazla mesai çıkararak bu izinlerin kullanıldığı anlamına geliyor bu. Masada da bunu dile getirdiler. Kazanılmış haklarımızdan ellerini çekecekler. Daha sonra da ücret pazarlığına oturmamız lazım. Eğer bu toplu sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulu’na aktarılırsa burada ne iş barışı kalır, ne de iş huzuru kalır.” İfadelerini kullandı.

(ESİN ÇETİN)