131019098
5 Mayıs 2024, Pazar

PLATFORM DİRENİŞİN 50. YILINI UNUTMADI

17 Haziran 2020, Çarşamba 06:40

     


Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri, 15 – 16 Haziran Direnişinin 50. Yılı sebebiyle bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform üyeleri açıklamada, “15-16 Haziran’ları da aşan işçi mücadeleleri hiç de hayal değildir” ifadelerini kullandı.

Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri 15 – 16 Haziran Direnişini unutmadı. Platform üyeleri Demokrasi Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı platform adına Genel-İş 8 Nolu Şube Sekreteri Sinan Uğur okudu. Açıklamada, “Türkiye işçi sınıfı bundan tam 50 yıl önce, tarihe altın harflerle yazılmış bir mücadeleye imzasını attı. 1970 yılı 15-16 Haziran günlerinde, patronların ve işbirlikçi sendikacıların talebi doğrultusunda, işçi sınıfının sendikal örgütlenme hakkının gaspına yönelik Meclis’te gündeme getirilen değişikliklere karşı Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun çağrısıyla on binlerce işçi üretimden gelen gücünü kullanarak şehirlerin caddelerini kuşattı. 1960’lı yıllar ülkemizde işçi sınıfı mücadelelerinin yükseldiği yıllardı. Bu süreç bir taraftan sendikalaşmayı artırırken, işçilerin örgütlü olduğu sendikaları da sorguladığı yıllar oldu. Nitekim Türk-İş’e bağlı üç sendikanın ve bağımsız Gıda-İş sendikasının bir araya gelerek kurduğu Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu da bu mücadele ve sorgulama sürecinin sonunda ortaya çıktı. Mücadeleci çizgi izleyen DİSK giderek çekim merkezi oluyor ve bu durum hem patronları hem de sendika bürokratlarını korkutuyordu.” İfadelerinde bulunuldu.

“Kıdem tazminatımıza göz dikenleri bir kez daha uyarıyoruz”

Karonavirüs salgını sebebiyle sınırlı katılımla gerçekleştirilen açıklamada, “Bugün de iktidar, Covid-19 salgın koşullarında işçilere zorla çalışmayı dayatmış ve sürü bağışıklığını reva görmüştür. İşçiler arasında pozitif vaka sayısı ortalamanın üç katıdır. Bırakalım salgına karşı işçilerin korunmasını, salgın fırsat bilinerek işçinin rızası olmadan ücretsiz izine çıkarılması yasallaştırılmış, patronlara teşvik üzerine teşvik verilirken, ücretsiz izne çıkarılan işçilere günde 39 TL ücret dayatılmıştır. Milyonlarca işçi işsizler ordusuna katılmıştır. Gelirimiz azalırken, ardı sıra yapılan zamlarla giderlerimiz en az iki katına çıkmıştır. Salgının ve ekonomik krizin faturasını işçilere ödetmeye kararlı olan iktidar, şimdi de Kıdem Tazminatı Fonunu yeniden gündeme getirerek, 15-16 Haziran gibi şanlı direnişlerden miras son kalemizi de salgını fırsat bilerek elimizden almaya çalışıyor. 15-16 Haziran şanlı direnişinden öğrendiğimiz en önemli ders; saldırılara karşı işyerlerinde birlik olmak, üretimden gelen gücümüzü kullanarak sokaklara alanlara çıkmaktır. Ve bu mücadelede inisiyatifi genel merkezlere değil, tamamen işyerlerine ve tabana yaslamaktır. Mücadele kararları işçilerle birlikte alındığında ve işçilere inisiyatif tanındığında 15-16 Haziran’ları da aşan işçi mücadeleleri hiç de hayal değildir. O gün DİSK ve Türk-İş üyesi işçiler ortak amaçları için nasıl eylemde birleştilerse, bugün de yapılması gereken sendika ayrımı gözetmeksizin işçilerin birleşmesidir. Bizler bu büyük birliği ve mücadeleyi gerçekleştirebilecek güce sahibiz. Kıdem tazminatımıza göz dikenleri bir kez daha uyarıyoruz.”

“İşçiler hiçbir saldırıyı yanıtsız bırakmamıştır”

Açıklamada kıdem tazminatı vurgusu yaparak devam eden Uğur, “Kıdem tazminatı fonu kurma çabanızdan derhal vazgeçin, İşçileri salgına karşı korunmamız bırakan uygulamalardan vaz geçin ve bütün işçileri teste tabi tutarak riskli işyerlerinde ücretli izin uygulamasına geçin, İşten atmaları gerçek anlamda yasaklayın, ücretsiz izin uygulamasına son verin, Tutarlı bir karantina politikası izleyerek 65 yaş üstü yurttaşlarımıza reva görülen uygulamalardan vazgeçin, bütün emekli ve yaşlılara insanca yaşayabilecekleri bir maaş ödeyin, Demokrasinin temel ilkeleri olan, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğünü tanıyın, hiç kimsenin düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayın, halkın iradesine saygı gösterin. Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri olarak, 15-16 Haziran şanlı direnişinden öğrendiklerimizle, iktidarı ve büyük patronları bir kez daha uyarıyoruz. 1970’te 2 milyonduk, şimdi 20 milyonuz, ailelerimizle birlikte nüfusun çoğunluğunu oluşturuyoruz. Üreten ve hayatı döndüren bizleriz. Küçücük bir sermaye azınlığının çıkarları için biz işçi ve emekçilere bedel ödetmeye devam edecekseniz, dönüp 15-16 Haziran günlerine bir kez daha bakın ve onun çok daha büyük, görkemli ve yaygın olanını hayal edin. Ve bilin ki, işçiler hiçbir saldırıyı yanıtsız bırakmamıştır, er ya da geç.” Dedi.

(ESİN ÇETİN) 







 
Son Eklenen Haberler