6 Ekim 2024, Pazar

Çiftçiliği kurumsal kariyerine tercih etti

6 Mayıs 2024, Pazartesi 08:12

     


Kurumsal yaşamını bir tarafa bırakıp ata toprağı  olan  İzmir’in Karaburun ilçesine  bağlı  Badembükü’nde tarımla uğraşarak müzik yaşamını sürdüren Alişan Özaydın ile yeni çalışması ‘Bulut ve Ayışığı’nı, çiftçiliği ve müzik kariyerini konuştuk. İyi okumalar.

Son çalışman ‘Bulut ve Ayışığı’ ile müzikseverlerle yeniden buluştun. Parçanın tanıtımında oldukça İlginç bir öyküsü olduğundan bahsetmişsin. Bize şarkının hikayesini anlatır mısın?

“Bulut ile Ay Işığı” benim için önemli bir şarkı oldu. Kendisine benim kişisel gelişim şarkım diyorum. Nedeni ise şarkının melodisi ve sözlerinin umutsuz olduğum bir anda akıp gitmesi oldu. Daha önce de vurguladığım gibi 7 yıl önce Karaburun Parlak Köyü Badembükü Ovası’na tüm hayatımı değiştirip yerleştim. Bu benim için yeni bir sayfa oldu. Hayatımın ikinci yarısı olarak adlandırdığım kısım diyebiliriz. Çok zor, içinden çıkamayacağımı düşündüğüm durumlarla karşılaştım. Ve bir gün gece yarısı yine umutsuz bir zamanımda dışarıya hava almak için çıktım. Çıkar çıkmaz ilk gözüme çarpan gökyüzünde tek bir bulut ve karşıdan ona çarpan ay ışığıydı. Bulut şekil değiştiriyor, bir şekilde yolunu buluyordu. Yaşamaya devam ediyordu. Sonrasında çıktı “Bulut ve Ay Işığı. Beni iyileştiren bir şarkı oldu. İhtiyacı olanı bulup iyileştirmesi dileğiyle artık herkesin şarkısı oldu.

Kurumsal kimliğini bir kenara bırakıp yaklaşık 7  yıldır  ata toprağı Karaburun’un Badembükü Ovası’nda  çiftçilikle uğraşıyorsun.  Senin bu kararı almana ne sebep oldu?

Öncelikle bu soru için çok teşekkür ederim. Vereceğim cevapla benim gibi düşünen bir sürü kişiye ışık olabilirsem bu beni çok mutlu eder. Hayatımın ilk yarısında herkesin düştüğü gibi bende sistemin içine düşmüştüm. Lojistik sektöründe çok emek verdim yıllarca. Bir makinanın dişlisi gibi diyebiliriz. Makineyi çalıştırma mücadelesi içerisinde durmadan dönüp duruyordum. Lojistik sektörü biraz sert bir sektör. Duygusal bir insan olarak orada çok yıprandığımı gördüm. Çok sevdiğim ortaokuldan itibaren hayalim olan bir işti. Fakat kişiliğimle uyuşmadığını fark ettim. Çocukluğumdan beri içinde olduğum müziği bile unutmuştum o dönemde. Bir an “hayatım da belki bir bu kadar daha süre olmayacak” diyerek koştum ata toprağına ve çiftçilik yapmaya başladım.

Söz tarımdan açılmışken benzer bir-iki soru daha sormak istiyorum. Ne yazık ki toplumun çoğunluğunun tüketime dayalı yaşadığı bir dönemde yaşıyoruz. Çiftçilikle uğraşan, üreten birisi olarak sana sormak istiyorum. Ülkedeki tarım politikası hakkında ne söylemek istersin? Bir çiftçi olarak üretimi ve verimi artırmak adına ne yapmak gerekiyor?

İlk önce köylerimizi doldurmalıyız. Köylerimizdi bizi ayakta tutan,  besleyen üreten, kaliteli ürüne ulaşmamızı sağlayan. Köylerimiz maalesef boşaltıldı. Gençler şehirlere göç etti ve asgari ücrete, kira ödemeye mahkum edildi. Boşalan köylerde birkaç kişinin yaptığı tarım ve tarıma verilen destek azaldı. Ülkemize bu konuda kıtlık çekmeye başlayınca dışarı bağımlılığımız başladı. Lafı daha fazla bu şekilde uzatmadan “ cesur” olmamız lazım. Ben bunu yaptım. Şehri bıraktım ve köye yerleştim. Üretim yapıyorum. Çalıştığım kadar kazanıyorum. Köyüme katma değer katarak  ve kolektif bilinç ile iş yapmayı göstermek istiyorum. Gençlere örnek olmak ve onlarında aynı yoldan gelmesini sağlayabilirsem en büyük başarı bu olacak benim için.  Artık sosyal medya gibi çok büyük bir imkan var elimizde kendi markamızı, kendi dünyamızı kurarak bir çok kişiye bunu gösterebilir, insanlarımızı teşvik edebiliriz. Ve tüketmeye değil de üretmeye önem verdiğimiz an bu işi çözmüş oluruz.

Tarımla uğraşmanın müzik yaşantına ne gibi artıları/eksileri oldu?

Tarım ile uğraşırken beden yoruluyor, beynimiz özgür kalıyor. Böyle olunca üretim ve yaratıcılık kaçınılmaz oluyor. Eksileri olduğunu düşünmüyorum. Belki de hiçbir eksi yanı olmayabilir. Eğer popüler olma kaygınız olmadan kendinizi iyileştirmek için müzik yapıyorsanız. İstediğinizi anlatıyor, mevcut akıma kapılmıyorsanız. Artıları buradan başlıyor. Daha önceki röportajlarımda belirttiğim gibi ben şarkılarımı, kendi hayatımı anlatmayı seviyorum. İhtiyacı olanlara ulaşıyor ve aynı duyguları paylaştığım insanlarla beni buluşturuyorsa bu bana yetiyor.

Alişan Özaydın’ın müzik kariyerindeki en büyük ilham kaynağı nedir diye sorayım ve devam edeyim müzik kariyerindeki en unutulmaz anın nedir?

Benim müzik kariyerimdeki en büyük ilham kaynağım yalnızlık belki bu klasik gelecek ama. Ben belli bir yaşa kadar yalnızlığı hep fobi olarak gördüm. Meğerse yalnızlık benim hobimmiş. En unutulmaz anım 1.si geçen yıl altın kelebek ödülleri aday listesinde adımı görmek oldu. 2. Ve bence en değerli anım ise “Baykuş” şarkısını bestelerken bir kuşa tercüman olmam oldu. O anki hissi hiçbir zaman unutamayacağım. Anlatabileceğim bir şey değildi.

Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyorsun.  Dinleyicilerinle aranda nasıl bir etkileşim sağlıyor sosyal medya? Ülkemizdeki sosyal medya kullanımı hakkında ne söylemek istersin?

Sosyal medya bence çok kuvvetli bir araç, ve bilinçli kullanılırsa dünyayı değiştirebileceğini düşünüyorum. Biraz önce de söylediğim gibi sosyal medya sizinle aynı hisleri paylaşan insanlara ulaşmanızı kolaylaştırıyor. Bu müzisyen kimliğim için de çiftçi ve köylü kimliğim için de geçerli. Ülkemizde maalesef sosyal medya da içerik üreten insanları  şahsi  filtremizden geçirmemiz gerekiyor.

Müzikal hedeflerin ve hayallerin neler? Ulaşmak istediğin nokta nedir?

Hep adım adım gittiğim için uzun vadeli hedeflerim elbette oluyor fakat kısa vadede konser planlarım var. Ama daha net olan bir durum yok. Kafamda netleştirince bunu herkesle de paylaşabilirim.

Genç müzisyenlere ne gibi tavsiyede bulunmak istersin?

Çok müzik dinlemelerini tavsiye ederim. Ben hala öyleyim. İnsanın yaratıcılığa katkısı çok büyük. Ve belli bir gruba, tarza bağlı kalmaksızın dinlemek bence çok önemli.

Söyleşiyi şu soruyla noktalamak istiyorum. ‘Bulut ve Ayışığı’ daha yeni piyasaya çıktı ama sen üretken bir müzisyensin. Ufukta yeni bir çalışma, müzikal bir çalışma ya da konser planın var mı?

Bir sürü şarkım şu an nadasta bekliyor. Zamanı gelince beni rahatsız etmeye başlıyorlar. Ve kaydedip herkese teslim ediyorum. Konser çok istiyorum ama hayırlısı diyelim. :)

(SERKAN SELİNGİL)

 

 

 

 

 







 
Son Eklenen Haberler