27 Ekim 2025, Pazartesi

‘Gerçek güç kırılganlığı sahiplenmek’

27 Ekim 2025, Pazartesi 06:35

     


Elçin Biçer, On Air Music Co. etiketiyle yayımlanan ilk teklisi “İyileşmedim” ile müzik sahnesine güçlü ama sade bir adım attı. Pop/rock esintili tarzı ve samimi sözleriyle dikkat çeken şarkı, kırılganlığı kucaklayan bir manifesto niteliğinde. Elçin Biçer’le müzikal yolculuğu ve  ‘İyileşmedim’ üzerine konuştuk. İyi okumalar.

“İyileşmedim”, On Air Music Co. etiketiyle yayımlanan ilk çalışmanız. Duygusal yoğunluğu ve doğrudanlığıyla bir manifesto gibi duruyor. Bu şarkıyı yazma sürecinde sizi harekete geçiren temel duygu neydi?”

“İyileşmedim”, yıllar önce yazdığım bir şarkı. Yazma süreci; bildiklerim, duyduklarım, tanık olduklarım, izlediklerim, okuduklarım, yaşadıklarım, hayal ettiklerim, zannettiklerim, varsaydıklarımın ve bütün bunların bendeki duygusal etkisinin toplamının bir sonucu olarak tamamına eriyor, diyebilirim. Sanırım, tüm yazarlar için aynı şey söz konusudur. Şarkı yazmak için beni harekete geçiren şey, belki de orada karmakarışık duran onca duyguyu, fikri, söylemi derleyip toplama çabasıdır olsa olsa.   

"İyileşme, ancak onu inkâr etmediğimizde mümkün" diyorsunuz. Bu cümle sizin için ne ifade ediyor? Gerçek iyileşmeyi nasıl tanımlarsınız?

İnkar edersek, hiç acımamış gibi, hiç yaralanmamışız gibi varsayarsak neyi iyileştireceğimizi nereden bilebiliriz ki?  Dümdüz bir analojiyle: Ağrı, sızı yoksa doktora gitmeyiz. Ya da doktor tanı koyamazsa tedavi uygulayamaz. Onun gibi… Bu cümle bana, kimsenin bizi üzemeyeceği, kıramayacağı, yıkamayacağı bir tümgüçlü fanteziden çıkıp kırılgan olduğumuz sahiciliğini sahiplenmeyi ifade ediyor.  Bana göre, esas güç; kırılmış taraflarının farkında olmak ve böylece onu onarabilme becerisine sahip olmak ya da birlikte yaşanacak kırıklıklara dair kapasitemizin artması. “Gerçek iyileşme”nin keskin bir tarifi var mı, bilmiyorum. Sanırım, iyi olma çabası, durmaksızın devam eden bir şey. Sonuçta, canlıyız ve bu dünyadayız. Şahsen bir tanım yapmam gerekirse, kısaca Sigmund Freud’tan da alıntılayarak şöyle diyebilirim: Bütün kayıplarımız, acılarımız, kederlerimiz ve iyileşmeyen yaralarımıza rağmen ve onlarla birlikte sevme kapasitemizle, üreterek, oyun oynama becerimizle capcanlı ve işlevsel bir şekilde var olmayı bir dengede sürdürebilmek.

“Olumlu düşün” trendlerinin aksine, duyguların gölgede kalan taraflarını da ifade etmeye önem veriyorsunuz. “İyileşmedim”, bu bakışın bir uzantısı mı?

“İyileşmedim”, böyle bir derdi, amacı olmasa da bu bakışa hizmet ediyor kendiliğinden.

Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Bu sorudan hareketle de Elçin Biçer’i kısaca tanıyabilir miyiz?

Şu an 43 yaşındayım. Kendi yaşam dönemim ve benden bir önceki neslin pop/rock kültürüyle harmanlandım. Müzik tarzım adına, ilk teklisi “İyileşmedim” olan 5 şarkılık EP’ye dönüp baktığımda sanırım bu kültürden üreyen pop olarak tarif edebilirim. Kendini anlatmak ne zor… 25 yılımı başta kendim olmak üzere, insan ruhsallığını anlamaya ve anlamlandırmaya çalışarak geçirdim, hala da devam… Bütün bu yıllar boyunca, şarkı söyleyerek kendimi ferahlattım ve devam edebildim. Şarkı söylemek, her zaman bir ihtiyaç, benim için. Hayatımın bu döneminde ise, kendi içimden çıkan şarkıları söyleme kısmına geldim, sanırım.  

Müzik dünyasında kendi sesini bulmak kolay değil. Sizce bir müzisyenin özgün kalabilmesi için neler gerekli?

Müzik dünyasına dair tavsiye verecek kişi olarak kendimi görmüyorum. Ama genel olarak, bir kişinin herhangi bir düzlemde özgün kalması derseniz… Dışarıdan değil, içeriden güdülen bir sistem gerek, diyebilirim. Elbette ki, hepimiz beğenilmek, takdir edilmek, sevilmek isteriz. Özgünlük, farklı olmayı, farklı olmanın getirebileceği olumsuz eleştiri, beğenilmeme, takdir edilmeme, öz olurken az olmayı da göze alabilme cesareti olsa gerek. Kendine ait olana sahip çıkabilmek…

“İyileşmeyen” herkes için bir umut cümlesi paylaşır mısınız?

Herkesin kendi umut cümlesi başka olabilir, tabi. Başımıza gelen pek çok şey, daha önce insanlık tarihi boyunca pek çok kişinin başına geldi. Aslında yeni bir hikaye yok, derler ya. Ben, ömrü bir oyun gibi düşünürüm. Hayattaysak, oyun bitmemiştir. Hadi çık ve oynamaya devam et… Kim bilir daha neler yaşayacağız…

“İyileşmedim” sizin için bir başlangıç. Bu şarkıdan sonra müzikal yolculuğunuzda dinleyicilerinizi neler bekliyor?

Önümüzdeki aylarda EP’nin diğer 4 şarkısını da tamamlayıp paylaşacak olmanın heyecanındayım. Aynı şekilde, dinleyicilerle bir araya gelebileceğimiz bir proje de hazırlıyoruz şu anda. Şarkı söylemeye ve üretmeye devam etme niyetiyle, ben de hayatın beni dönüştürmekte olduğu şeye yaşayarak merakla tanıklık ediyorum.  

Klasikleşen bir sorum var, size de sormak istiyorum: Elinizde sihirli bir değnek olsaydı dünyada ya da hayatınızda neyi değiştirmek isterdiniz?

Cevap vermesi çok güç… Herhangi bir kişinin “elinde sihirli bir değneği varmış” kadar güç sahibi olma halini değiştirsem, dünya daha kötü bir yer haline dönüşmez, öyle değil mi?

(SERKAN SELİNGİL)







 
Son Eklenen Haberler