131019098
9 Mayıs 2024, Perşembe

Dünya Lenfoma Farkındalık Günü ve Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Günü bilgilendirmesi

16 Eylül 2022, Cuma 06:36

     


Aliağa İlçe Sağlık Müdürlüğü, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “erken tanı ve tedavi hayat kurtarır” prensibinden hareketle her yıl kutlanılan 15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü ve yine tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 15 Eylül’de kutlanan Dünya Prostat Kanseri Günü günü hakkında bilgilendirmede bulundu.

15 EYLÜL DÜNYA LENFOMA FARKINDALIK GÜNÜ

Vücudumuzun bazı bölgelerinde bulunan ve enfeksiyonlara karşı direncimizi sağlayan lenf bezleri, bağışıklık sistemimizin bir bileşenidir. Lenfomalar, lenfosit hücreleri kaynaklı kötü huylu lenf bezi hastalıklarıdır. Lenfoma görülme sıklığı, erkeklerde kanserler arasında yedinci iken kadınlarda sekizincidir. Seyrek olarak çocuklarda da görülür. 0-14 yaş çocuklarda sıklığı, hem erkek hem de kız çocuklarında üçüncüdür.

Nedeni kesin olmasa da bazı risk faktörleri belirlenmiştir. Bunlar:

Yaş: Önemli bir faktördür ve vakaların çoğu 60 yaş ve üstüdür. Cinsiyet: Erkeklerde lenfoma riski kadınlardan daha yüksekse de bazı alt tipler kadınlarda sıktır.

Etnik köken ve coğrafya: Beyaz ırkta sıklığı daha yüksektir. Bazı lenfoma türleriyse, birtakım bakterilerle veya virüs enfeksiyonlarıyla ilişkilidir. Aile öyküsü: Lenfomalı 1. derece akraba (ebeveyn, çocuk, kardeş) varlığı, riski arttırır. Araştırmalar, benzen, yabani ot ve böcek öldürücü maddeler gibi kimyasalların, lenfoma riskini artırdığını gösteriyor. Kanser tedavisi ilaçlarında da lenfoma riskininin arttığı gözlendi. Ancak bunun hastalığın mı, tedavinin mi etkisi olduğu tam belirlenemedi.

Radyasyon maruziyeti: Lenfoma, lösemi ve tiroid kanseri de dâhil bazı kanserlerin riskini arttırır. Bağışıklık zayıflığı: Bağışıklığı baskılayan ilaç kullanan, HIV’le enfekte kişilerde risk artar. Bazı Otoimmün hastalıklarda da riskin arttığı bilinmektedir.

Vücut ağırlığı: birçok kanserde olduğu gibi aşırı kilolu veya obez olmanın lenfoma riskini arttıracağı düşünülmektedir.

Meme implantları: Meme implantlı bazı kadınlarda bir tür lenfomanın geliştiği gözlemlenmiştir.

Tipine ve yerine bağlı birçok belirti görülebilir. Bazen tümör büyüyesiye dek bir belirti olmaz. Şu şikayetlerden bir veya daha fazlasının varlığı, lenfomayı kesin göstermese de varsa hekime başvurmanız önerilir ki bunlar :

Bacak ve bilek şişkinliği, karın ağrısı ve şişkinliği, gece terlemesi ve ateş, iştah, kilo kaybı, titreme, anormal kaşıntı, bitkinlik, acı veya normalde olmayan fiziksel his, aşırı yorgunluk/enerji kaybı, kronik öksürük, nefes darlığı, bademcik şişmesi, baş ağrısı gibi şikayetlerdir.

Lenfomalarda, erken tespit için bir tarama yolu yoktur. Belirtisi olabilecek durumların bilinmesi ve varlıklarında bir sağlık kuruluşuna başvurulması önemlidir.

Her yıl 15 Eylül'de Dünya Lenfoma Farkındalık Günü kutlanmaktadır. Lenfoma Farkındalık Günü, ilk kez 2004 yılında Lenfoma Koalisyonu tarafından hastalıkla ilgili bilgi eksikliğini gidermek, hastaların ve bakım verenlerinin karşılaştığı duygusal ve psikososyal zorluklara dikkat çekmek için belirlenmiştir. ‘Erken tanı ve tedavi hayat kurtarır’ prensibiyle hareket etmeyi unutmayalım.

15 EYLÜL PROSTAT KANSERİ FARKINDALIK GÜNÜ

Prostat, idrar kesesinin altında yerleşmiş, içinden dış idrar kanalı geçen bir salgı bezidir. Ana görevi meniyi oluşturan sıvının bir kısmını salgılamaktır. Erkekler yaşlandıkça prostat bezi sıklıkla büyür. Büyüyen prostat, idrar akışını engeller ve cinsel sorunlara yol açar. Büyüme, hem prostat kanserinin hem de iyi huylu prostat büyümesinin (Tıbbi kısaltması : BPH) ortak bulgusudur. Prostat kanseri ülkemizde erkeklerinde akciğer kanserinden sonra 2.sırada gelir.

Prostat kanseri riskini etkileyecek birkaç faktör mevcuttur:

Yaş: 40 yaş altı erkeklerde, az da olsa 50 yaş sonrasında görülme riski artar. Her 10 prostat kanseri vakasından 6'sı 65 yaş ve üstündedir. Ailesel Yatkınlık: Prostat kanseri olan bir baba veya erkek kardeşin olması, riski iki kattan fazla arttırır. Genç yaşlarda prostat kanseri tanılı birden fazla akrabası olanlarda da risk artmıştır. Bu ikili kadar net ilişkisi olmasa da prostat kanseri riskinin arttıran olası faktörler şunlardır:

Diyet: Doymuş yağlardan (hayvansal yağlar, tereyağı, margarin, iç yağı, kuyruk yağı) ve kırmızı etten zengin, sebze-meyveden fakir beslenme alışkanlığı prostat kanseri riskini arttırabilir. Kimyevi maruziyetler: Örneğin itfaiyecilerin, kanser riskini artırabilecek kimyasallara maruz kalabileceklerine dair kanıtlar vardır.

Erken evrede belirtisiz prostat kanseri, kanserin ilerlemesiyle bazı şikâyetlere yol açar. Bunlar ;

İdrar yapma sorunları: Yavaş, zayıf idrar akışı veya özellikle geceleri olmak üzere daha sık idrara çıkma ihtiyacı, idrarda veya menide kan görülmesi, ereksiyon (sertleşme) sorunu, kanserin kemiklere yayılımına bağlı kalça, sırt, kaburga ağrılarıdır.

Bu belirtiler prostat kanseri dışında başka bir hastalık şikayetleri de olabilir. Mesela idrar yapma sorunlarını BPH’de de görürüz. Şikayetleri olanların bir an önce erken saptama açısından ilgili hekime başvuruları önerilir ki ülkemizde prostat kanseri %70.9 erken saptanmaktadır. Hastalık kesin tanısı biyopsiyle konur. Erkeklerin 50 yaş ve sonrasında, 1.derece akrabasında prostat kanseri olanlarınsa 40 yaşından itibaren düzenli muayeneleri önem arz eder. Kanseri önlemenin kesin bir yolu yoktur. Ancak riski azaltmaya yönelik:

Düzenli fiziksel aktivite yapılması, sağlıklı kilonun korunması, sebze ağırlıklı ve yağ oranı düşük bir beslenme tarzının benimsenmesi önerilir.

(SERKAN SELİNGİL) 







 
Son Eklenen Haberler