1 Aralık 2025, Pazartesi

Kelimelerin içindeki sessiz devrimi yazan kadın: Melike Melis

1 Aralık 2025, Pazartesi 06:59

     


Kelimelerin sessiz devrimini yazan Melike Melis, masalın büyüsünü, çocukluğun saf bakışını ve Girit’in rüzgârını aynı cümlede buluşturan bir yazar. Pembe saçlarında isyanı, satırlarında şifayı taşıyan Melike Melis’le, edebiyat ve yazarlık öyküsü üzerine konuştuk. İyi okumalar.

Yazı senin için bir meslekten öte, bir ruh işi gibi. Yazmaya başladığın o ilk kıvılcım neydi?

Ben kelimeleri seçmedim; kelimeler beni seçti. Çocukluğumdan beri içimde konuşan bir ses vardı; ne öğüt veriyordu ne de susuyordu. Sadece yazmamı istiyordu. Bir gün anladım ki o ses, kendi ruhumun yankısıymış. Yazmak benim için bir kaçış değil, eve dönüş hâli.

Çocuk ve gençlik edebiyatındaki başarın dikkat çekiyor. Bu alana bu kadar yakın olman neyi anlatıyor?

Çocukların gözünde dünyanın filtresi yok. Onlar gerçeği tereddütsüz görür. Ben o bakışa saygı duyuyorum. Yazarken hem kendi içimdeki çocuğu hem de büyümekle yaralanmış yanımı iyileştiriyorum. Bu yüzden çocuklara yazmak, sanki kendime mektup yazmak gibi.

Sosyal medyadaki takipçilerin seni “perilerin pembe saçlı yazarı” diye anıyor. Bu kimliğin ardında nasıl bir hikâye var?

Pembe saç benim için bir estetik değil; bir manifesto. Dünyanın ciddiyetine teslim olmamayı hatırlatan küçük bir isyan. Masalların yetişkinlere de gerektiğini unutmamak için kendime bıraktığım bir işaret.

Girit köklerin, Rumca kelimelerin… Yazılarına ince bir melodi gibi işliyor. Bu bağ senin için ne ifade ediyor?

Bazen bir “pedi” derim, bazen “ela”… Dil değil bu, hatıraların sesi. Girit, ruhumun saklı sandığı. Oradaki rüzgâr, denizin tuzu, eski taşların kokusu… Yazdığım her hikâyede biraz o kadim sessizlik dolaşıyor. Beni tamamlayan şey bu.

Okur seni bazen yaralı bir şifacı, bazen de vahşi bir Ashina olarak görüyor. Bu iki hal nasıl bir arada duruyor?

Çünkü insan tek renkten ibaret değil. Yaralarım beni derinleştirdi, ışığım beni güçlendirdi. Bir yanım sessizce iyileştirir, diğer yanım gerekirse dağları deler. Bu iki hâl birbirini yok etmiyor; aksine tamamlıyor. Ben hem kırılganım hem kudretliyim. İkisi de ben.

Okurla kurduğun bağ çok güçlü. Yazarken en çok neye dikkat ediyorsun?

Samimiyet benim tek pusulam. Hikâye ne kadar fantastik olursa olsun, duygusu gerçek değilse çöker. Ben okura bir dünya vermiyorum; bir his veriyorum. O his doğruysa, kelime zaten yolunu buluyor.

Yeni projelerinden biraz bahsedebilir misin?

Yeni bir seri geliyor. İçinde cesaret var, kaybolmak var, kendini bulmak var… Biraz macera, biraz büyü, biraz da karanlığın içindeki ışık. Okura yeni bir kapı açmak hoşuma gidiyor; çünkü dünyalar kurmak benim için nefes almak gibi.

Sence bir yazarın özü nedir?

Bence yazar, insan ruhunun saklı odalarını ışığa çıkaran kişidir. Kelimeler sadece araç. Önemli olan, okurun kalbinde bıraktığın iz. Ben o izi incitmeden ama sarsmadan bırakmak isterim.

(SERKAN SELİNGİL) 







 
Son Eklenen Haberler