131019098
20 Nisan 2024, Cumartesi

EMEKÇİLER ‘GEÇİNEMİYORUZ’ DEDİ

27 Aralık 2021, Pazartesi 06:11

     


Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen emekçiler, "Sermayeye değil emekçiye bütçe" sloganıyla yürüdü.

Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu, "Geçinemiyoruz" çağrısıyla Demokrasi Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Öncesinde, Mustafa Ekmekçi Meydanı’nda bir araya gelen kitle, sloganlar eşliğinde Demokrasi Meydanı'na bir yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamaya platform bileşenlerinin yanı sıra HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da destek verdi. Demokrasi Meydanı’na gelindiğinde açıklama yapıldı. İlk olarak HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay açıklamasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.

Serpil Kemalbay: “Sizlerin yanındayız”

Kemalbay, “Geçinemiyoruz diye meydanlardasınız ve gerçekten yapmamız gereken de bu. Çünkü Türkiye büyük bir ekonomik krizle, hatta çoklu bir krizle karşı karşıya. İş, ekmek, adalet için sokaklarda demokratik tepkimizi göstermemiz bizlerin en doğal hakkı. Sizlerin yanındayız. Demokrasi, barış, adalet, iş, ekmek için ellerimizi birleştirirsek o zaman bu sömürü düzenini yenebiliriz. Buna inanıyoruz. Mutlaka kazanacağız.” Dedi.

Sabahattin Yeşiltepe: “Kaşıkla verilenin kepçeyle alınmaması lazım”

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay’ın ardından Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri adına Emekli Sen Aliağa Şube Başkanı Sabahattin Yeşiltepe açıklama yaptı. Yeşiltepe,” Geçinemiyoruz, malumun ilanını yüksek sesle haykırmak için toplandık. Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye’den bahsediyor. Kafasını kuma gömenler ve bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor. Ekonomiyi kim büyütüyor? Peki neden bizim ekmeğimiz büyümüyor? Eğer dediğiniz doğruysa, eğer ülke büyüyorsa, çalışanlar, emekçiler ve emekliler tüm halk da büyümeden payını almalıdır. Ama biz geçinemiyoruz. Gelirde adalet sağlanmalı. 2002 yılından bu yana kişi başına gelirin 12 kat arttığı ile övünenler, bu süreçte ücretlerin sadece 6-7 kat arttığını ise söylemiyorlar. Belirlenen enflasyon ile emekçilerin yaşadığı enflasyon arasında dağlar kadar fark olduğu ise herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bizler tarafından Türkiye inandırma kurumu, AKP hükümeti tarafından Türkiye İstatistik Kurumu’nun alışveriş yaptığı marketi tüm emekçiler merak ediyoruz. Öyle bir market, pazar, çarşı yok bu ülkede. Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz. 2022 yılı için yeni ücretlerin belirlenmesinde ise; enflasyon artı büyüme oranı kadar ücret artışı yetmez. Neden mi? Vergide de adalet lazım. Tüm kesintilerin hazineden karşılanması, patrona verilen desteklerin çalışandan esirgenmemesi, kaşıkla verilenin kepçeyle alınmaması lazım.” İfadelerini kullandı.

“Bu kış kara kış olacak”

Hem gelirde hem vergide adalet istediklerini belirterek sözlerine devam eden Yeşiltepe, “Sizin anlayacağınız, işçinin patronundan yüksek oranda vergi verdiği bu adaletsiz düzene son verilmesini istiyoruz. SGK indirimi, vergi indirimi, teşvik deyip işverenlerin beslendiğini ancak iş milyonlarca emekçiye, emekliye gelince seçimden seçime vaatler verip unutulduğunu görüyoruz. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Evet, bu kış kara kış olacak; ya işçilere emekçilere ya da sesimize kulak tıkayan AKP iktidarına. Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Bu zorlu süreçte TBMM’de hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren, 2022 bütçe yasa teklifi görüşüldü ve yasalaştı. Bütçede gelirlerin kimlerden sağlanacağı ve kimler için harcanacağı belirlendi. Anayasasında sosyal-hukuk devleti yazan ülkelerde, oluşturulan bütçelerde üreten emekçi çoğunluğu korunabilmektedir. Ancak ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüştürülmüştür. Ve yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Ülke yönetiminde olanları bizler; halkın refahı için bütçe yapın, silahlanmaya ayrılan payı sosyal devlet politikaları için harcayın diye uyarırken bizlere bakarak ‘Siz bir merminin kaç para olduğunu biliyor musunuz’’ diye parmak sallıyorlar.” Şeklinde konuştu.

“Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli”

Sözlerine iktidar partisini eleştirerek devam eden Sabahattin Yeşiltepe, “Bilmiyoruz! Ve hatta bilmekte istemiyoruz ama siz ekmeğin, mazotun, çarşı pazardaki temel gıdaların fiyatlarını biliyor musunuz çok merak ediyoruz. Hani siz gözlerimin içine bakın nasıl parlıyor dediğiniz gün; bizim emekçiler olarak tek düşündüğümüz şey vardı, yandaş müteahhitlere ödediğimiz geçiş garantilerinden sonra para babalarının, tefecilerin dolarlarının garantisini acaba biz ödeyebilir miyiz? Yoksa çocuklarımıza, torunlarımıza borç mu bırakırız kaygısını taşıyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarsız, eşitsizlikleri artıran bütçede kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına eşitsiz erişimi, bakım ve ev içi emeği ile çifte mesaisi bir kez daha göz ardı edilmektedir. Oysa bütçe işçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın, geçinemiyoruz diyen büyük çoğunluğunun nefes alması için kullanılmalıdır. Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayanmalıdır. Ülkemiz salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olmuştur. Bizim cebimizden alınanlar işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, hazine garantisi, faiz olarak aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alınanlarla milyonlar yoksullaşırken, bir avuç şirket şahlanmaktadır. Bizim cebimizden alınanlar, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe değil silahlanmaya ve iktidarın destek beklediği silah tüccarı devletlere aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alınanlar, bir avuç yandaşın aldığı beş rakamlı üçer beşer maaşa, itibar adı altındaki şatafata, yandaş vakıflara-cemaatlere aktarılmaktadır.” Dedi.

Omuz omuza mücadele çağrısı

Taleplerini sıralayarak açıklamasına devam eden Başkan Yeşiltepe, “Bu tespitlerimizin ışığında Aliağa’dan ses yükseltiyoruz ve taleplerimizi sıralıyoruz. Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulmalı. Dolaylı vergiler düşürülmeli, tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlanmalı. Eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilmeli, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan pay artırılmalı. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmeli. Herkese temel gelir güvencesi sağlanmalı. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı bir bütçe hayata geçirilmeli. Kısacası bu ülkenin işçileri, emekçileri olarak yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. AKP Hükümeti; ‘geçinemiyoruz’ çığlığının duyulmasını istemiyor. Ama ne yaparsanız yapın emekçilerin, halkın çığlığını sizler aracılığı ile sesimize kulaklarını tıkayanlara, emekçiye, halka sırtını dönüp, ürettiğimiz değerleri, ödediğimiz vergileri bir avuç mutlu yandaş azınlığa peşkeş çekenlere, kendileri şatafat içerisinde yaşarken bizden soğan ekmekle yaşam sürdürmemizi bekleyenlere, artık yeter demeye kararlıyız. Geçinemiyoruz diye haykıran milyonların talepleriyle omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.” İfadelerini kullandı.

(ESİN ÇETİN) 







 
Son Eklenen Haberler