Üretken bir müzisyen olmasının yanı sıra, eğitimci kimliği ile de müzik akademileri ve konservatuvarlara başarılı öğrenciler yetiştiren  Hakan Böcek ile müzik  yaşantısını ve projelerini konuştuk. İyi okumalar.

Müzik kariyerinize oldukça erken bir yaşta başlamışsınız. 7 yaşında TRT Çocuk Korosu’na attığınız adımla başlayan müzik yaşantınızı daha sonra enstrüman çalmaya başlayarak taçlandırmış, akademik olarak da güzel sanatlar lisesi ve üniversitede müzik öğretmenliğini okuyarak sürdürmüşsünüz.  Soruma gelecek olursak müzikle bu kadar içli dışlı olmanızı sağlayan ilk etken ne oldu?

7 yaşımdan gün alıyordum. Dün gibi hatırlarım. Daha o yaşta şarkı söyleme isteğim vardı içimde. Bunun adını ise annem ve babam koydu. Normalde sanat bu ülkede bir lüks gibi görülürken onlar bu vizyonu ortaya koydu ve beni bir koroya yazdırdılar. Zaten bir okula gidiyordum ve arkadaş çevremde vardı ama yeni arkadaşlar edinmek, bir kolektif içinde yer almak, birçok kişiyle birlikte hareket etmek ve şarkı söylemek inanılmaz bir histi. Orada bana koro öğretmenliği yapan Metin Batur hocam ise benim diğer öğrencilerden daha farklı olduğumu hissedip, bir enstrüman çalmam gerektiğini söyledi. Orada keman serüvenim başlamış oldu. Tüm TRT Çocuk korolarının şefi olan Yücel Elmas hocamız ise sık sık bizi ziyarete gelir, bize büyük bir ışık tutardı. Hem Metin hoca, hem de Yücel hoca daha sonra lise ve üniversitede hocamız oldular ve bizde büyük izler bıraktılar. Yücel hocamızı malesef kaybettik. Kendisini minnetle anıyorum.

Müzik öğretmenisiniz, enstrüman eğitimleri veriyorsunuz, beste yapıyorsunuz, solo ve düet çalışmalarınız da var. Sizce hepsi birbirini besliyor mu, arada karışıklık çıktığı, bu uğraş alanlarınızın birbirini engellediği de oluyor mu?

Birbirini mental anlamda desteklediği yönler olsa da aslında birbirine engel olduğu konular da oluyor elbette. Beste yapan birisi olarak bazen ilham hiç tahmin etmediğiniz bir anda, ders sırasında gelebiliyor. Fakat o sırada ders yapmanız ve konsantrasyonunuzun öğrenciniz olması gerekiyor. Bu sebepten çoğu kez yarım bırakmak zorunda kaldığım ve o enerjiyi yakalayıp devam ettiremediğim fikirlerim, bestelerim olmuştur. İlginçtir ki bazı öğrencilerimle bestemi ders sırasında devam ettirdiğim de oldu. Enstrumana biraz hakimiyeti olan öğrencime bestede yakaladığım melodiyi çaldırarak hem kendime farklı yerden bakma fırsatı verdiğim, hem de kendisini çalıştırdığım anlar oldu. Bu da iki durumun çoğu kez iç içe geçmek zorunda kaldığı anlamı içeriyor.

Örnek aldığınız müzisyen ya da müzisyenler var mı ya da geçmişte var mıydı?

Aslında küçük yaşlarda çok fazla şarkıcı veya grup bilmezdim. Babam ve annemle yaptığımız uzun araba yolculuklarında Tarkan, Zülfü Livaneli, Rafet El Roman ve birçok yabancı slow şarkılar dinlerdik. O kasetleri dinlerken hep bir gün Tarkan olmayı hayal ederdim. Yüksel dayımın yabancı pop ve Türkçe pop kasetleriyle birlikte ise Ricky Martin, Jennifer Lopez, Britney Spears gibi isimlerle de tanıştık. İstanbul'da güzel sanatlar lisesi kazandıktan sonra ise başta Muse, Placebo, Green Day, Nirvana müzik zevkimi yoğurmaya ve doldurmaya devam etti. Ben aslında her tarzı dinleme evresine bu şekilde ulaştım. Her müzikten kendime birşey kattım ve her vokalden vokalimde izler buldum ama yine de en çok örnek aldığım ve beğendiğim isimler Harun Tekin, Koray Candemir ve Caner Karamukluoğlu oldu.

Hakan Böcek kimdir sorusuna cevabınız ne olur?  Müzik hayatı dışında nelerle ilgilenirsiniz? Hayalleriniz neler?

Hayatında müzik dışında birşey düşünmeyen, maddi-manevi her imkanını bu hayal için seferber eden bir insanım. Müzik olmasaydı ne yapardım veya ne hayal ederdim hiç bilmiyorum. Hayal ettiğim tek şey bir gün sahneden binlerce insana seslenebilmek ve şarkılarımı beraber söyleyebilmek. Tıpkı tüm müzisyenler gibi.

Öğrencilerinizle oldukça başarılı bir iletişim kurmuşsunuz. Onların LCM (London College Of Music) sınavlarında başarı elde etmesini sağlamış, birçok öğrencinizin de Müzik Akademileri ve Konservatuvar kapısını aralamasına yardımcı olmuşsunuz. Sevilen bir öğretmen olmak nasıl bir duygu diye sorayım ve ilave edeyim öğrencilerinizle müzikal anlamda ortak bir çalışma yapmayı düşünür müsünüz?

Tüm öğrencilerim ayrı bir karakter ve hikaye. Hepsi beni aslında çok heyecanlandırıyor. Yıllardır onlara birşeyler öğretmek için çabalıyorum aynı şevkle ama aslında onların da bana çok şey öğrettiklerinden habersizler. Öğretmenlik okumuş olmama rağmen kendim için en iyi okul kesinlikle bu mesleği sahada icra etmek oldu. Öğrencilerimle birlikte ben de olgunlaştım. Birçok derste ise birlikte zaten besteler de yaptık. Özellikle gitar çalan öğrencilerimin daha popüler müziklere yönelmesinden ötürü, şarkı söylemeleri de gerekebiliyor. Hazır şarkı söylemişken söz yazabilmeleri veya melodi yazabilmeleri için bazen dersleri buna yönelik yapabiliyorum. Elbette onlarla birlikte bir proje yapabilirim neden olmasın. Bir çoğu buna müsait :)

2023 yılının ilk aylarında müzisyen Ezgi Pekel ile ortak çalışmanız olan “Yasak Aşk”ı On Air Music Co. markasıyla yayımlandı. Bu ortak çalışma fikri nasıl gerçekleşti ve ilerleyen dönemde benzer ortak çalışmalar içinde olacak mısınız?

Ezgi aslında uzun zamandır düet yapmak istediğim ve çok sevdiğim bir arkadaşım. Bazen doğru zaman, doğru projeyi beklemek gerekebiliyor. Daha önce Ezgi'nin de imzasını atmış olduğu "Kumdan Kaleler" şarkısını söylemiştim ama bizzat kendisiyle bir proje yapmak çok istediğim birşeydi. "Yasak Aşk" aslında karşılıklı olarak söylenemeyen ve saklanmak zorunda kalan hislere dair bir şarkıydı ve kadın vokal gerekiyordu. Bu vokal için Ezgi'den daha iyisini düşünemezdim. Sağolsun kendisi de kabul etti ve ortaya çıkmış oldu. Şarkılarını ve sesini çok beğendiğim için onunla başka bir proje daha olma ihtimali her zaman var. Onur duyarım

Yakın zamanda “Mevsimler” akustik EP’niz de yine On Air Music Co. markasıyla yayımlandı. Önceden dinlenen şarkıların akustik kayıtlarını yayımlama projesi nasıl doğdu, devamı gelecek mi?

Akustik şarkılar dinlemek aslında bu toprakların kodları gibi birşey. Tabi dünyada da aslında çok yeri olan bir mod. İnsanlar çoğu kez sakinliği seviyor. Dünyada müzik kültürü bazen kalabalık sound trendine girse de akustik müzik kültürü her dönem alıcı buluyor. Bu yüzden şarkılarımı hep akustik versiyonlarıyla çıkarmak istemiştim fakat bir projeyi ortaya çıkarmak maddi olarak büyük yükler getirdiğinden her istediğin her zaman vücut bulamayabiliyor. Nasip bu zamanaymış. Devamı da gelecek. Takvime göre Aralık ayında yine OnAirMusic ile yayınlayacağız "Mevsimler" akustik albümün devamını. Onlara da destekleri için ayrıca teşekkür ediyorum.

Röportajlarımdaki klasik sorumdur. Size de sormalıyım. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı ne yapmak isterdiniz?

Elimde sihirli bir değnek olsaydı tüm insanlığın, yaşayan tüm canlıların yaşam hakkına ve özgürlüğüne saygı duyduğu bir dünya yaratırdım.

(SERKAN SELİNGİL)