“Asla Bir Önceki Yazımla Aynı Kişi Değilim”
18 Temmuz 2025, Cuma 06:17| Tweet |
Dilimizdeki Kekremsi Tatlar ve Buluttan Düşler Koleksiyonu kitaplarıyla insan ruhunun derinliklerinden toplumsal meselelere uzanan bir yazı yolculuğu sunan yazar Meltem Beyazgül ile yazma serüvenini ve edebiyata bakışını konuştuk. İyi okumalar.
Söyleşiye eserlerinizden başlayalım: Buluttan Düşler Koleksiyonu ve Dilimizdeki Kekremsi Tatlar. Her iki kitabınız da deneme türünde yazılmış. Deneme yazarken sizi bu türe çeken nedir ve bu türü diğer edebi türlerden ayıran özellikler sizce nelerdir?
Aslında bir yazıya başlarken onun türünü önden belirlemiş olmuyorum. Yazmayı bitirdiğimde bazen şiire, bazen öyküye, bazen de denemeye eviriliyor. Bu bir bakıma tercih değil sonuç oluyor. Tabii içgüdüsel olarak denemeye daha yatkın olduğumu söyleyebilirim. Bir duygu ve düşünceyi konu sınırlaması ve ispat zorunluluğu olmaksızın, herhangi bir karakter kullanımına gerek duymadan ifade edebilme özgürlüğü, yazar için epey geniş alanı yaratıyor. Sanırım beni tür olarak cezbetmesinin nedeni bu: sınır, benim zihnim. Deneme, diğer türlerden farklı olarak okuru kendi dünyasında bir denetlemeye, iç hesaplaşmaya sevk ediyor. Okur, metindeki fikirle barışık olabilir, karşı çıkabilir, kısmi kabulde olabilir; her halükarda heybesinde biriktirdiklerini şöyle bir önüne indirip sağlamasını yapma ihtiyacı duyar. Bence kişisel gelişim ve öz farkındalık açısından bu tür, edebiyatta hatırı sayılır bir yerde. Ama üzülerek söylüyorum, ülkemizde deneme türü okuru, diğer türlere nazaran epey az. Bunu biraz içeriğin bilinmemesine, biraz da olay örgüsü olan kitapların daha hızlı ve rahat okunmasına bağlıyorum.
Kitaplarınızda insan ruhunun karmaşık yönlerini işliyorsunuz. Bu derinliği yaratırken gerçek hayattan mı besleniyorsunuz, yoksa tamamen hayal gücünüzün ürünü mü bu duygular?
Hayal gücü olmaksızın hiçbir yazar, ortaya eser çıkaramaz. İçte bir balonun şişmesidir gerekçe, dışa vurum ise sonuçtur. İşlediğim konuların büyük kısmını gerçek hayattan alıyorum. Üzerine belki yüzlerce, binlerce kere yazılmış bir konuyu ele almış da olabilirim. Ama bunu yazıya dökme şeklim hayal gücüme ve benim dünya tasvirime ait. Mesele o konuyu yorumlamak için benim hangi kelimeleri bir araya getirdiğim ve son sözü hangi vurucu cümleyle yaptığım. Bu noktada özgünlük içeriğe bambaşka bir boyut kazandırıyor. İşin aslı, bir kitabı diğerinden ayıran çoğu zaman konu değil üsluptur.
Günümüz Türkiye’sinde edebiyatın ve özellikle deneme türünün toplumsal etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Edebiyat, sanatın çok geniş kitlelere erişebilen, ciddi somut sonuçlar doğurabilen bir türü. Geçmişte çıkmış kitapların etkisiyle kitlesel hareketlenmelerin ve dönüşümlerin yaşandığını biliyoruz. Örneğin Galileo Galile’nin “İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog” eseri, insanlığın ve evrenin dünyaya bakışını geri dönülemez şekilde değiştirmiştir. Albert Einstein’in “Özel ve Genel Görelilik Kuramı” zaman ve mekân algımızı yerinden sarsmıştır. Bir başka örnek: Goethe’nin “Genç Werter’ın Acıları” kitabı toplumda ciddi intihar vakalarına sebep olmuş, Sosyolog David Phillips tarafından incelenerek “Werter Etkisi” olarak ifade edilmiştir. Örnekler çoğaltılabilir. Burada edebiyatın sarsıcı dokunuşlarını net olarak görebiliyoruz. Deneme kitaplarının toplumsal etkisini birden görmek çoğu zaman mümkün olmaz. Bu, okumanın düzenli olmasıyla ilintili olarak bireyden çevreye yayılan kelebek etkisidir. Hayatı ters düz edecek bir kitap için beklemek de bir seçenek. Ya kelebek etkisinin gücü? Düşünmeli…
Bir yazar olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız? Meltem Beyazgül’ün yazma serüveni sizin için ne ifade ediyor? Bu sorudan hareketle de sizi tanıyabilir miyiz?
Yazmak söz konusu olunca kendinden matruşkalar doğuran bir kişiliğe bürünüyorum. İtiraf etmem gerekirse başkasından önce kendimi dinleyebilmek için yazıyor, sonrasında yazının toplumla olan bağının farkına varıyorum. Bu, gerçekten de kendi içinde kilometreler kat etmek demek. Asla bir önceki yazımla aynı kişi değilim. Yazı dünyasında farklı, gerçek dünyada farklı iki ayrı kişi olduğumu idrak edeli kendimi ifade edecek en doğru cümleciği bulamıyorum. Ama basitçe, görüneni anlatmam gerekirse Meltem Beyazgül Hatay’ın şirin bir köyünde doğmuş, büyümüş, kültürünü özümsemiş; yazdıklarıyla alakasız olarak İktisat Bölümü mezunu, hâlihazırda memur, evli ve minik bir uğur böceğinin annesi olarak kısaca özetlemiş olayım.
Kadın olmak, yazmak ve sesini duyurmak… Türkiye’de bir kadın yazar olarak dilin, edebiyatın sizdeki karşılığı nedir?
Türkiye’de kadın olmak başlı başına zor bir durum. Yazmanın kendisinin özgür ve özgün bir edim olması gerekirken yazan bir kadın olmak toplumsal tabular gereği ifadelerde daha seçici olmayı gerektiriyor. Dili kullanırken yanlış anlaşılma kaygısı güdüyorsunuz, bu da özgün yazma eylemine ciddi sekte vuruyor. Dolayısıyla dışarıdaki yaşamı pencere kenarından soluklayıp yaşamları yaşanmışlık olarak değil, beklenen-gerçekleşen olarak yazıya döküyorsunuz. Tabii edebiyat, kadına pozitif ayrımcılık yapılması gereken yer olarak görülmemeli ama toplumdaki ataerkil, tek başlı sistem de uygulanmamalı. Esasen yazarlığı kadın, erkek olarak ayırmayı da üslup olarak doğru bulmuyorum. Yazar, yazardır. Edebiyatın bendeki karşılığı, ruhu sıkıştıran olguların patlaması ve biriktiği yerde yeni yetme anlamlar türetmesi diyebilirim. Ve dil, zanaatı iyi olanın elinde hem çekiç hem törpüdür.
Meltem Beyazgül’ün kaleminden bir cümleyle hayatı nasıl tarif edersiniz?
İçimizde bir evren var, asla merkezi olamadığımız.
Yakın gelecekte yeni bir kitap ya da edebi proje var mı? Varsa biraz ipucu alabilir miyiz?
İkinci kitabım yeni çıktı. Okunması, sindirilmesi için biraz zamana ihtiyacı var. Dolayısıyla acele etmiyorum. Ancak 3. kitabımın taslağı da hazır sayılır, kısmetse şiir kitabı olacak. Bunun dışında kitap okuma grupları ile iletişim halindeyiz, direkt katılamasam da online yayın davetlerine icabet etmeye gayret ediyorum. Diğer taslak projelerin netliği olmadığı için şu an bilgi vermem yanlış olur.
Klasikleşen bir sorum var onu size de sormak istiyorum. Elinizde sihirli bir değnek olsaydı dünyada ya da hayatınızda neyi değiştirmek isterdiniz?
Çok net bir cevabım olacak. Herkesin bir sanat dalıyla ilgilenmesini sağlamak olurdu dokunacım. Hangi sanat dalı olursa olsun: kendini tanıma, odaklanma, yaratıcılık, duygusal yükün hafiflemesi, sağduyu, estetik değer bilinci, sosyalleşme, birlik bilinci ve daha sayabileceğimiz nice etki vesilesiyle şifalandırma gücü vardır. Bireyi geliştiren, toplumsal ve kültürel değerleri yücelten şey, muhakkak ki ekonomik ve siyasi olarak daha iyi bir zemin sağlayacaktır.
(SERKAN SELİNGİL)

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nin 7. haftasında sahasında Esenler

İngiltere vize randevusu, telefon ya da e-posta ile değil; hesap oluşturma →

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Toplu Konut İdaresi

Aliağaspor FK, sahasında Adanaspor’u 7-1 mağlup ederek zirve yolunda önemli

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Ticaret Odası Yönetim

Şakran’da çocukların zeytin üreticiliğinin tüm aşamalarını

Aliağa Belediyesi’nin vatandaşlara kaliteli hizmeti uygun fiyatla sunma anlayışıyla

Aliağa Belediyesi, “Aliağa Kent Kitaplığı” yayınevinin ardından “Aliağa

“Aliağa Damızlık Koyun Üretim Merkezi Projesi” kapsamında, kura ile

DEM Parti Aliağa İlçe Başkanlığı, Sayıştay’ın 2024 yılı Aliağa Belediyesi

Alia Park Atla Terapi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kapalı manej yapımı sürüyor.

Aliağa Belediyesi tarafından projelendirilen Aliağa Gençlik Merkezi ile Aliağa

Aliağa Petkimspor, FIBA Europe Cup C Grubu 4. Hafta mücadelesinde, deplasmanda

Foça, Torbalı, Kemalpaşa, Bornova, Karabağlar ve Güzelbahçe ilçelerinde

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 81 ilde uygulamaya koyulan Harezmi Eğitim

Aliağa Belediyesi, 2025 yılı Emlak ve Çevre Temizlik Vergilerinin ikinci taksit

Aliağa Belediye Meclisi Kasım ayı Olağan Toplantısı bu akşam yapılacak. Toplantıda

FIBA Avrupa Kupası C Grubu 4. hafta maçında Aliağa Petkimspor, yarın deplasmanda

Nesine 2. Lig Kırmızı Grup 11. hafta mücadelesinde Aliağaspor FK deplasmanda

İzmir, büyük bir şehir olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını bir arada

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Aliağa’nın Yeni Şakran

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, video konferans yöntemiyle katıldığı törende

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ocak ayında yeni tarifelerin

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentte üç noktada

Aliağa’da, Avcı Ramadan Parkı bölgesinde yoğun yağmurlar sonrası yaşanan

FIBA Avrupa Kupası C Grubu 3. hafta maçında Aliağa Petkimspor, sahasında Romanya'nın

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yerel Eşitlik Eylem Planı’nın “Ulaşım”

İzmir'de 117 kişinin yaşamını yitirdiği depremin üzerinden 5 yıl geçti.

















