1 Temmuz 2025, Salı

DEPREM VE YARATTIĞI PSİKOLOJİ

6 Kasım 2020, Cuma 06:10

     


Deprem; geçtiğimiz hafta hepimizi çok derinden etkileyen kimilerinin maddi hasarla, kimilerinin manevi hasarla, kimilerinin de can kaybıyla karşılaştığı hepimizde içsel olarak da yıkıma sebep olan anlık ve sürekli durum. Tabii ki deprem ülkesinde yaşıyoruz, yoğunluklu olarak şiddeti az da olsa depremlerle sürekli karşılaşıyoruz. Fakat şiddetinin yüksek olduğu depremler hepimizi her açıdan yıpratıyor. Bu dönemde kişiler: “deprem korkusundan uyuyamıyorum” , “deprem olacak diye korkuyorum” gibi şikayetler ortaya çıkıyor. Tabii ki bu zor durumlarda anlık şoklar, anormal duruma verilen normal tepkiler oluyor. Bunlara örnek vermek gerekirse;

  • En basit sarsıntı hissinde, seste ani tepkiler verebilirsiniz. Vücudunuzun alarm sistemi kendini korumaya almak için bu dönemde çok hassas olacaktır, ani bir dokunuş bile sizi yerinizden zıplatıp, korkutabilir.
  • Kaygılı haliniz çok yoğun yaşanacaktır. Depresyon ya da panik atak belirtileri göstermeye başlamanız çok normal fakat bu eğer uzun süre devam ederse tabii ki biz İzmir psikolog dan destek almayı ihmal etmeyiniz.
  • Uyuyamama ya da çok uyuma, hasta yorgun hissetme, sinirlilik, odaklanma problemleri yaşamanız da oldukça normal.
  • Yaşanılan zor durumun zihinde sürekli tekrar etmesi ya da tam aksine hiç hatırlanmaması durumu da olası belirtilerden fakat siz bununla ilgili de mutlaka destek almalısınız muhtemelen vücudunuzun sistemi kendini ayakta tutmak için böyle bir savunma mekanizması kullanıyordur.
  • TSSB( travma sonrası stres bozukluğu) travmatik bir anı hepimizin beyinlerine işlendi şu an eğer geçmişte de bununla ilgili travmalar varsa oldukça tetiklendi artık bu ve bununla birlikte TSSB dediğimiz durum henüz deprem yeni olduğu için gösterilen normal tepkilerdir bu bir süre sonra geçici olacaktır. Yoğun korku, kabuslar TSSB’nin  bu dönem için en sık yaşanacağı belirtilerdir.
  • Ege Pozitif Psikoloji merkezi olarak İzmir depreminde etkilenen kişilere ücretsiz terapi desteği vermeye başladık.

Gelelim Çocuk Ve Ergenlerin Tepkilerine;

  • 0-2 yaş arasındaki bebekler; konuşamadıkları için duygularını ifade edemeyecekler fakat bedenleri; hissettiklerini, sesler, kokuları hep bedeninde gizli tutacaktır. Biraz büyüdükçe bunu oyunlarına işleyebilirler. Bu dönemde daha fazla ağlayabilirler, yoğun bir temas ihtiyaçları olabilir; aile olarak bunu karşılamak oldukça önemli olacaktır.
  • Okulöncesi- anadokulu dönemi; şu aralar dünyalarını güvensiz görmeleri çok normal; çaresiz, huzursuz, güçsüz ve korkuludurlar. Travmayı içeren oyunlar görülebilir ya da yıkılan bina resimleri yapabilirler. Terk edilmekten korkarlar; olabildiğince duygularını anlamaya çalışırken kendi ruh halinizi de korumanız onlar için oldukça önemli olacaktır. Yanında olduğunuzu hatırlatın fakat çok da abartmayın. ‘ben seni asla bırakmayacağım’ demeyin onun yerine ‘umuyorum ki seninle oldukça vaktimiz olacak’ gibi daha makul ifadeler kullanın.
  • 7-11 yaş arası; bilişsel olarak daha olgun oldukları için olayı daha iyi anlayacaklardır. Ölümün geri dönülmez bir olgu olduğunu anlayan çocuk bu aralar ölüm konusuyla ilgilenebilir. Okula konsantre olmakta zorluk yaşayabilir. Regrese olmak dediğimiz erken dönem davranışlarına geri dönüşler yaşayabilir. Örn; annneyle ya da babayla yatmak isteyebilir. Kaygı ve korku fiziksel olarak şikayetlerinde de kendini gösterir.
  • 11-14 yaş arası; bu dönemde çocuk şu anki durumdan dolayı korkunun normal olduğunu bilir fakat korkuyu herkesin hissettiğini görmek ister. Uyku bozukluğu, kurallara karşı gelme, sorumluluk üstlenmeme görülebilir. Yalnızlık isteği ya da asla yalnız kalamama normal tepkilerdendir.
  • 14-18 yaş arası; ergenlerin ilgi odağı çoğunlukla akranları olduğu için kaygı ve korkularını arkadaşlarıyla paylaşmak isterler. Tepkileri küçük yaş tepkileriyle büyük yetişkin tepkilerinin karışımıdır. Hangisi gibi olduğu genelde ailenin yetiştirme tarzıyla paralellik gösterir. Yoğun öfke, konsantrasyon bozuklukları, uyku problemleri görülebilir.

 Bu şikayetler 6 aydan fazla sürerse izmir pedagog hizmeti veren bir yerden destek almayı ihmal etmemelisiniz.

Çocuklara Depremi Nasıl Anlatmalıyız?

Çocuklar soyut durumları algılamadığı için yaşanan deprem durumunun anlatımını da somut olarak anlatmanız önemli olacaktır. Bunun için irili ufaklı taş bulup, karton bir zemine birkaç maket ev koymanız; maket evden birini bantla kartona yapıştırıp diğerini yapıştırmamanız sonrasında taşları oynatıp sağlam evin düşmediğini göstermeniz onun aklı için daha anlaşılır olacaktır. Bu durumu anlattıktan sonra da olası bir deprem durumunda ne yapabileceğinizi birlikte planlayıp, deprem çantası oluşturabilirsiniz. Evin güvenli yer bölgesini beraber bulun. Kaygıları ve korkuları için mutlaka yanında ve destek olun.

(PSİKOLOJİK DANIŞMAN GAMZE GÜDER) 







 
Son Eklenen Haberler