24 Ekim 2025, Cuma

Neden kedisiz asla?

24 Ekim 2025, Cuma

     


İnsanlık Halleri - Sergül GÜLTEKİN

    Kediler için karanlığın, yüksekliğin ve ruhsal dengenin kralları ve kraliçeleri diyebiliriz. Gizemli ve bağımsız özellikleri ile sevecenlikleri bir araya gelince gerçekten insanı etkileyen bu canlılarla yaşamak oldukça keyifli ve öğretici. Benim de bir kedim var, ismi Venüs, ailemizin huzur kaynağı kendisi.

    Kedilerin ve insanların birbirlerinin hayatına dokunması önce çıkar ilişkisi ile başladı. İlk evcil kedilerin kökeni, yaklaşık 10.000 yıl önce tarımın ilk adımlarının atıldığı Mezopotamya topraklarında, insanlarla yaban kedileri arasında beklenmedik dostluk filizlenmeye başladı. Bu vahşi kediler tüccarların ve çiftçilerin ambarlarına dadanan fareleri yakalayarak onlara yardımcı oldular. Bu yardımın karşılığında insanlar bu kedilere sıcak bir yuva ve beslenme imkanı sağladılar. Zamanla insanlarla bu yaban kedileri arasında güçlü bir bağ oluştu ve günümüzün evcil kedileri ortaya çıktı. Daha sonraları ise bu sıcak bağ hiçbir çıkar olmaksızın insanlar ve kediler birlikte yaşamaya devam etti. Tarihte kedilerin altın çağı olduğu gibi zulüm dönemi de oldu. Mesela Mısır’da sadece evcil hayvanlar olarak değil, kutsal varlıklar olarak da kabul ediliyordu. Bu nedenle kedilere zarar vermek yasaklanmış ve bu yasağa uymayanlara ağır cezalar veriliyordu. Kediler Tanrıçaların temsilcileri, ailelerin koruyucu meleği, Mısır ekonomisinin can damarlarından birisi olarak kabul görüyorlardı.

    Kediler tahıl ambarlarından çıkıp artık insanların yaşam alanlarında yer bulduklarında Roma halkının gönlünde de yer bulmuşlardı. Özellikle zengin, soylu aileler kedileri hem prestij sembolü hem de sevilen, evcil hayvanlar olarak kabul etti. Daha sonra kedilere olan bu sevgi sanatta da yer buldu. Mozaiklerde, heykellerde ve diğer sanat eserlerinde kedilere rastlamak mümkündür.

    Yine Çin’de kediler çok özel ve kutsal bir yere sahipti. Kedilerin Asya’da nasıl geldiği tam olarak bilinmese de M.Ö 2000 yıllarına doğru gelmiş olduğu düşünülüyor. Kediler Budist tapınaklarının sessiz bekçileri, şansın ve bereketin temsilcileriydi. Çin sanatında ve edebiyatında da sıkça yer almışlardır.

    Maalesef kedilerin zulüm gördüğü bir dönemde oldu demiştik. Ortaçağ’da özellikle 12. Ve 13. Yüzyıllarda kediler cadılıkla ilgili inançların bir parçası olarak görüldüler. Cadılıkla suçlanan birçok kişi genellikle yaşlı ve yalnız yaşayan kadınlardı. Bu kadınların sıkça kedilere eşlik ettiği görülürdü. Bu nedenle de kediler de cadılığın bir simgesi olarak kabul edilmeye başladı. Kediler, artık şeytani varlıkların veya kötü ruhların temsilcileri olarak görüldü. Bu nedenle kediler bu dönemde çok zulüm gördüler. Dini bayramlarda, ritüellerde kediler yakılırdı, birçok yerde topluca öldürüldü. Bu tür eylemler kedileri öldürerek kötü ruhlardan toplumun arındırıldığı inancına dayanıyordu.

    Evimize aldığımız, bir isim vererek onları ailemizin bir parçası olarak gördüğümüz kedilerle kurduğumuz bağlar çok derindir. Bunların nedenlerinden birisi de kedilerin sosyal hayvanlar olmalıdır. Ayrıca müthiş dinleyicilerdir. Bağ kurduğu kişilerin duygusal dünyasını anlayabilen kediler, onlara duyguları doğrultusunda yaklaşırlar. Bu kedinin empati yeteneğini gösterir. Bize duygusal fayda sağladıkları gibi fizyolojik fayda da sağlarlar. Bir kediyle vakit geçirmek, insanlarda stresi azaltabilir ve rahatlama hissi verir. Bu, kedinin spindeki titreşimlerin insanlarda sakinleştirici bir etkiye sahip olması ile ilgilidir. Ayrıca bir kediyle etkileşimde bulunmak oksitosin hormonunun salgılanmasını tetikleyebilir. U hormon, annelerin bebekleriyle bağ kurmasına yardımcı olan aynı hormondur. Bu güzel bağ için tabii ki her iki tarafında çaba göstermesi gerekir. Kedilere saygı göstermek, onları rahat bir ortamda yaşatmak ve onlarla kaliteli zaman geçirmek bu bağın oluşmasında önemli etkenlerdendir. Kedilere karşı sabır ve anlayışlı olunmalıdır çünkü her kedi farklı bir kişiliğe sahiptir ve farklı ihtiyaçları vardır.

    Bazen bir filozoftan öğrenemeyeceğimiz birçok şeyi kedilerden öğrenebiliriz, mesela dinginliği. Kediler ve felsefe konularına ilgi duyarsanız size iki güzel kitap öneririm. Birincisi, Steven D. Hales’in  “ Kediler ve Felsefe “ kitabı, diğeri de John Gray’in “ Kedi Felsefesi ( Kediler ve Hayatın Anlamı ) adlı kitabıdır.

    Son olarak yazımı şu biline esprili yazı ile bitirmek istiyorum:

 Köpekler şöyle düşünür: İnsanlar beni sıcak ve kuru tutuyor, güzel yiyeceklerle besliyor, beni seviyor, tüylerimi fırçalıyor ve benimle oynuyor. Bunlar Tanrı olmalı! “

 Kediler şöyle düşünür: “ İnsanlar beni sıcak ve kuru tutuyor, güzel yiyeceklerle besliyor, beni seviyor, tüylerimi fırçalıyor ve benimle oynuyorlar. Ben bir Tanrı olmalıyım. “

 



Yazarın Tüm Yazıları
Neden kedisiz asla? 24 Ekim 2025, Cuma
Yiten İklimler ve Doğadaki Denge 17 Ekim 2025, Cuma
“Bu Kadar İnsan Yalnızken Bu Kadar İnsan Niye Yalnız? ” 10 Ekim 2025, Cuma
KORONAVİRÜS SALGINI VE ÇALIŞANLARIN İMTİHANI 17 Mart 2020, Salı
Aliağa’nın depremselliği 3 Şubat 2020, Pazartesi
ALİAĞA’NIN ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARI KARNESİ 26 Mart 2019, Salı
301 Sayısı 7839’ dan Büyük müdür? 16 Şubat 2019, Cumartesi