131019098
29 Mart 2024, Cuma

ÖZCAN DURMAZ: “İTİBAR CELLATLARI PİYASADA

16 Ağustos 2018, Perşembe 06:43

     


CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, İzmir genelinde yayın yapan bir yerel gazetede, hakkında çıkan iddialara cevap verdi. Durmaz, haberi yazan kişinin, Hablemitoğlu davasında kendisinin adının geçtiğini belgelemesi ve iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirterek, bu yalan haber için yargı yoluna başvuracağını söyledi.

CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, İzmir genelinde yayın yapan bir yerel gazetenin 13 Ağustos 2018 tarihli sayısında “Aliağa’da başkanlık yarışı start verdi” başlığıyla yayınlanan haberde, kendisi ile ilgili yer alan iddialara cevap verdi. Yaptığı açıklamada, “İtibar cellatları yine piyasaya çıktılar” ifadesini kullanan Durmaz, belediye başkan adayı olmasının önündeki en büyük engelin Hablemitoğlu Davası olduğu ve kendisinin bu davanın sanıklarından olduğu iddiasına açıklık getirdi.

“KARALAMAYA ÇALIŞANLAR GEÇMİŞTE CEVAPLARINI YARGIDAN ALDI”

Durmaz, beraat ettiği Bergama Çevre Hareketi davası ile hiçbir bağlantısı olmayan Hablemitoğlu Davasını ilgisiz bir şekilde birleştirerek benzer şekilde kendisini daha önceleri de karalamaya çalışanların cevaplarını yargıdan aldıklarını belirterek, “Kendi becerileri ile öne çıkamayacağını anlayan muhterisler, yalanlarla kendilerine yol açmaya çalışıyorlar. Kendisini parlatmak için bir gazeteye ısmarlama haber yaptıran bir arkadaş, benim adımın Hablemitoğlu Davasında geçtiği için aday olma şansımın olmadığını yazdırmış. 16 yıl önce beraat ettiğimiz Bergama Çevre Hareketi Davası ile hiçbir bağlantısı olmayan Hablemitoğlu Davasını ilgisiz bir şekilde birleştirerek benzer şekilde beni karalamaya çalışanlar geçmişte cevaplarını yargıdan aldılar. İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/453 Esas Ve 2016/566 sayılı kararı ile bu iddiaların yalan olduğunu tescilleyerek, aynı yalanı yazan bir başka arkadaşı tazminata mahkûm etti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/287 Esas ve 2017/285 kararı ile de Temyiz Mahkemesi olarak cezayı onadı. Her iki kararı da arzu edenlere elden verebilirim.” dedi.

“TÜRKİYE’DE GÖRÜLMÜŞ EN BÜYÜK HALK DİRENİŞİYDİ”

Açıklamasında, Bergama’daki olayın ne olduğunu ve nasıl çarpıtıldığını anlatan CHP İlçe Başkanı Durmaz, “Daha önce bu konuda açıklama yapmıştım. Duymayanlar için yeniden anlatalım. 1990’ların başında Bergama da siyanürlü yöntemle altın madeni işletilmesine karşı Bergamalılar, Belediyenin ve partimizin başını çektiği büyük bir çevre direnişi başlatmıştı. Bu direniş 10 yıl kadar sürmüş ve siyanürlü yöntemle çalışacak olan altın madeni işletmeye açılamamıştı. Basın ve Türkiye geniş bir şekilde direnişi desteklemişti. Türkiye de görülmüş en büyük ve en uzun süreli halk direnişiydi. Aliağa’dan da birçok hemşerimiz ve STK’lar bu mücadeleye katılarak aktif destek vermişlerdi.” Diye konuştu.

“ÇEVRE KAHRAMANLARI ‘ALMAN AJANI’ OLARAK GÖSTERİLDİ”

Durmaz, Bergama halkının direnişini aşamayacağını anlayan Amerikan altın şirketinin yerli işbirlikçileriyle birlikte 2001 yılında düğmeye bastığını hatırlatarak, “Direnişe karşı iftira kampanyası başlatıldı ve birden atmosfer değişti. Almanya’nın Türkiye de altın çıkarılmasını engellemek için, Türkiye’deki Alman Vakıfları aracılığıyla Bergamalıları ayaklandırdığı iddia ediliyordu. Bu iddialar ise İsveç’te yaşadığını belirterek emniyete ihbar mektubu yazdığı söylenen Prof. Metin Deliormanlı isimli birisine dayandırılıyordu. Son derece sansasyonel olan bu iddialar dönemin bazı gazetelerinde ve TV’lerinde geniş şekilde yer aldı. Gazeteci Necip Hablemitoğlu da yazdığı kitapta aynı iddialara yer verdi. Medyanın yıllardır yere göğe koyamadığı Bergama’nın ‘Çevre Kahramanları Asteriksler, Hopdediksler’ gizli bir elin dokunuşuyla bazı gazeteler ve TV’lerde ‘Alman ajanı’ olarak gösterilmeye başlandı. Konu o dönemde çok yaygın bir şekilde bazı medya organlarında her gün işlendi, iddialar adeta bir linç kampanyasına dönüştürüldü. İddialar ihbar kabul edilerek, 1990’lar Bergama’sının CHP İlçe Başkanı Oktay Konyar, CHP’li Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Belediye Halkla İlişkiler Müdürü Özcan Durmaz, İzmirli ve İstanbullu ünlü çevre davaları avukatları ve Türkiye’deki Alman Vakıfları temsilcilerinin de içinde olduğu 15 kişi hakkında legal casusluk suçlamasıyla dava açıldı.” dedi.

“FETÖ, BERGAMA ÇEVRE DAVASI’NDA KUMPASÇILIĞIN ANTRENMANINI YAPTI”

Hakkında dava açılanların yarısının birbirini tanımadığını ifade eden Durmaz, “Tıpkı 5-6 yıl öncesinin kumpas davalarındaki gibi ilk kez mahkemede karşılaştılar. Yapılan yargılama sonucunda; Prof. Metin Deliormanlı diye birisinin olmadığı ve ihbar mektubundaki iddiaların asılsız olduğu, dosyaya giren delillerin sahte olduğu, Bergama’daki eylemlerle Alman Vakıflarının bir ilişkisinin görülmediği gerekçeleriyle davada yargılanan herkes beraat etti. Süreci başlatan sahte isimli ihbar mektubu ile sahte deliller ise yakın dönemdeki Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi kumpas davalarıyla birebir benzerlik taşımaktaydı. Anlaşılıyor ki FETÖ Bergama Çevre Davasında kumpasçılığın antrenmanını yapmıştı. Ancak o dönemde sahteciliklerine mahkemeyi ortak edemediklerinden olsa gerek yargılananların mahkumiyetini sağlayamamışlardı. Sonrasında, davanın yarattığı korku atmosferi nedeniyle Bergama çevre direnişi kırıldı. Maden ise FETÖ’nün baş finansörü olan KOZA şirketine satıldı. Satışın yapıldığı dönemde FETÖ’nün Pensilvanya’da yaşadığını ve CIA ile içli dışlı olduğunu, madenin bir Amerikan şirketinden FETÖ şirketi olan KOZA’ya çok düşük bir fiyata satıldığı bilgilerini de hatırlatalım ki; kumpas tam anlamıyla görünür hale gelsin.” diye konuştu.

“SADECE BERGAMA ÇEVRE DAVASI’NDA YARGILANDIK VE BERAAT ETTİK”

Durmaz, FETÖ’nün ilk kumpas davası mağdurlarının Bergama Çevre Hareketinden yargılananlar olduğunu belirterek, “Şimdi daha net görüyoruz ki o dönem büyük bir kumpastan kurtulmuşuz. FETÖ’nün 5-6 yıl önceki kumpas davalarında olduğu gibi o dönemde de aylarca her gün bazı gazeteler ve TV’lerde, Bergama Çevre Hareketi’ne karşı açılan dava ile ilgili psikolojik saldırı niteliğinde yayınlar yapılmıştı. Davanın devam ettiği dönemde gazeteci Hablemitoğlu’nun hayatını kaybettiği alçak suikast bile bazı medya organlarında, “Bergama davası ile ilgili olabilir mi?” diye değerlendirilecek kadar psikolojik saldırılarda ileriye gidilmişti. Tıpkı 5-6 yıl öncesinde FETÖ’cülerin kumpas davalarıyla ilişkilendirmeye çalışılan birçok ilgisiz olay gibi. Kısaca özetten de anlaşılacağı gibi; 2002 sonunda sadece Bergama Çevre Davası’nda yargılandık ve 2003 Mart’ında da beraat ettik. Ama geçtiğimiz günlerde bir bölge gazetesinde; belediye başkan aday adayı bir arkadaşın parlatılmaya çalışıldığı ısmarlama haberde, rakip sayılan tüm isimlere dönük birer kusur uydurulmuş ve benim içinde, Hablemitoğlu Davası’nda adımın geçtiği yazılmıştır. Bu, alçak bir yalandır.” dedi.

“YALAN HABER İÇİN YARGI YOLUNA BAŞVURACAĞIM”

Hablemitoğlu cinayeti dosyası ile Bergama Çevre Hareketi davalarının apayrı olduğunu, birbiriyle ilgisi olmayan davalar olduğunu ifade eden Özcan Durmaz, “Hablemitoğlu dosyasında bırakın yargılanmayı, hiçbir sebeple adım yoktur. Niye olsun? Bölge gazetesinin bir adayı parlatmak için yazdığı ısmarlama haberdeki iddia, kabul edilemez çirkin bir iftiradır. Yazıyı yazan kişi Hablemitoğlu davasında benim adımın geçtiğini belgelemeli ve iddiasını ispat etmelidir. Bu yalan haber için yargı yoluna başvuracağım. Daha önce benzer yazı yazan bir kişiye mahkemenin ceza verdiğini en başta anlatmıştım.” ifadelerini kullandı.

“BERGAMA ÇEVRE HAREKETİNDEN YARGILANMIŞ OLMAK BENİM ONUR MADALYAMDIR”

Hablemitoğlu Davası ile Bergama Çevre Davası aynı davaymış gibi gösterilerek kişiliğine yönelik bir algı operasyonu yapılmaya çalışıldığını ifade eden Özcan Durmaz, açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı, “Siyaseti etik kurallar yerine belden aşağı vurarak, yalan ve iftira ile yapanların çirkin saldırılarına Hablemitoğlu cinayetini bile alet edecek kadar alçaldıkları görülüyor. Hablemitoğlu cumhuriyet ve aydınlanma şehididir, hepimizin kalbindedir. Öldüğünde partimizin üyesiydi. FETÖ’nün ve derin yapıların işlediği bilinen ve hepimizin nefretinin odağı olan bu alçak cinayeti parti içi hesaplara alet etmek en hafif deyimiyle alçaklıktır. Öte yandan; Bergama Çevre Hareketinden yargılanmış olmak benim onur madalyamdır. O çevre mücadelesinde halkını satıp emperyalist Amerikan şirketiyle işbirliği yapanların karşısına, Bergama köylüleriyle birlikte çıkarak çevre ve yaşam hakkını savundum. Bu mücadelenin parçası olmanın gururunu ömrüm boyunca taşıyacağım ve evlatlarıma bu onuru miras bırakacağım.”

(VOLKAN GÜNDÜZ) 







 
Son Eklenen Haberler