131019098
29 Nisan 2024, Pazartesi

“DOSTUMUZ DİYET”TEN DOSTÇA TAVSİYELER

3 Haziran 2017, Cumartesi 06:35

     


Aliağa Kültür Mahallesi Eren İş Hanı’nda Aliağalılara diyet ve beslenme üzerine hizmet vermek için açılan Dostumuz Diyet merkezinin kurucusu diyetisyen Simge Ozan ile Aliağalıların beslenme alışkanlıkları ve ramazan ayı boyunca nelere dikkat etmek gerektiği üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Diyet denildiği zaman akla doğrudan zayıflamanın geldiğine değinen Simge Ozan iki buçuk aydır kliniklerinde hem kronik hastalıklara karşı beslenme programı hazırlamak, hem de şirketlere ve işletmelere menü kurmak gibi birçok hizmet veriyor. Ege üniversitesi Sağlık Bölümü Beslenme ve Diyetetik programından mezun olan Diyetisyen Simge Ozan Aliağa genelinde 177 danışana ulaşmış durumda.

-Diyet ve beslenme merkezinizde ne tarz hizmetler sunuyorsunuz?

Aliağalılar daha çok zayıflama talebiyle diyetisyene başvuruyor. Oysa önemli olan kişiye özel beslenme programı hazırlayabilmektir. Doğru bir beslenme programı oluşturmak için vücut analizleri yapıyoruz, vücuttaki kas ve yağ oranın ölçümlerini, böbreklerin karaciğerin durumunu tahlil ediyoruz. En son kan tahlillerini de gerçekleştirdikten sonra kişiye özel beslenme programını hazırlıyoruz. Günlük alınması gereken kalori oranını da hesaplıyoruz.

-Bir danışan için ne kadar süre, nasıl görüşüyorsunuz?

İlk görüşmemiz danışanlarımızı tanımak adına 30-45 dakika kadar sürüyor. Ölçümlerini gerçekleştirdikten sonra düzenli takip ettiğimiz görüşmeler devam ediyor. Biz diyetisyenler olarak tek yönlü diyeti önermiyoruz. Tek tip beslenmenin gerçekleştiği diyetlerde vücut belli bir süre sonra bu tempoya alışıyor. Bunun için danışanlarımla haftalık görüşmeler yaparak beslenme programlarını değiştiriyorum.

Diyetle birlikte sağlıklı kilo verimini sağlamak için B-fit Spor ve Yaşam Merkezi ile birlikte %25 indirim kampanyası başlattık. Hem spor hem sağlıklı beslenmeyi sağlıyoruz. B-fit üyeleri bizden bizim danışanlarımız da B-fit Spor Merkezi’nden %25 indirimli hizmet alabiliyorlar.

-Ramazan ayındayız. Okuyucularımıza bu ay boyunca nelere dikkat etmesini önerirsiniz?

Kronik hastalıklara sahip olan vatandaşlılarımızın (tansiyon ve diyabet gibi) oruç tutmasını önermiyoruz. Kronik rahatsızlıklara sahip olan kişilerin vücut fonksiyonlarını gerçekleştirme oranı düşük olduğundan; bir de aç kalarak bunun iyice düşmesine yol açmamaları için oruç tutmamaları gerekmektedir.

Kronik bir rahatsızlığa sahip değillerse vatandaşlarımız oruç tutarken iftar sonrası sahura kadar bol bol su içmeliler. Gün içerisinde hiç su görmeyen vücudun yaz sıcaklarıyla birlikte artan su kaybını dengelemek için sahura kadar geçen sürede su tüketimini arttırmalılar. Su tüketimini arttırırken aynı zamanda limon, yeşil elma gibi meyvelerle suyu aromalandırarak gün boyu düşen kan şekerini de yükseltmiş olurlar.

Tatlı ihtiyaçlarını iftardan 1-2 saat sonra sütlü tatlılarla karşılamalılar. Sütlü tatlıların diğer alternatifleri ise kuru kayısı, hurma gibi doğal şekerler dediğimiz grup olmalı. Bunlar iftardan sonraki ilk ara öğün olarak planlanmalı.

Bir sonraki ara öğünde ise gün içerisinde yaşanabilecek kas kramplarını engellemek için süt ve süt ürünleri tüketmeliler. Bir bardak süt ya da dört yemek kaşığı yoğurt olabilir.

Gece yattıklarında mide rahatsızlığı yaşamamaları için vatandaşlarımıza iftarda hafif kahvaltı öneriyoruz. Kahvaltı menüsünde, içinde bitkisel çay olan beyaz çay, iki dilim peynir ve yumurta tüketebilirler. Zeytin önermiyoruz çünkü tuz oranından kaynaklı gün içinde susamaya yol açacaktır. Yağ kaynağı olarak da badem ceviz gibi kuru yemişlerden tüketebilirler. Gün içerisinde kan şekeri oranını dengelemek adına da bir kâse şekersiz komposto içebilirler.

Genel olarak fazla kilolardan yana şikâyetlerle gelindiğini söylediniz zayıflık şikâyeti olan vatandaşlarımız için öneriniz nedir?

Öncelikle zayıflığı beden kitle indeksini ölçtüğümüzde 18 altı çıkan sonuçlar için değerlendiriyoruz. Bu indeksin aşağısında olan danışanlarımız için ilk söylememiz gereken ara öğünlerini atlamalılar. Ara öğünlerinde hacimleri küçük ama enerji verici besinleri (ceviz, badem gibi) tercih etmeliler. Bununla birlikte çorba, köfte, pilavdan oluşan bir menü düşündüklerinde öncelikle köfte yiyerek başlamalılar. Çünkü çorbadan başlarsak mideyi dolduruyoruz ve diğerlerine yer kalmıyor. Çorba diğerleri arasında en az kaloriye sahip olanı o yüzden ilk yemeği daha fazla kaloriye sahip olan yemek üzerinden planlamalılar.

Yemek yemenin mutluluk hormonu olan Seratonin hormonunu arttırdığına değinen Simge Ozan, porsiyonları küçülterek bir ay içerisinde en fazla beş kilo vermek gerektiğini vurguluyor. Gelişen Aliağa’da düzensiz beslenmekten yana endişelerini aktaran Ozan, tüm Aliağalıları daha sağlıklı bir yaşam için beslenmelerine dikkat etmeye çağırıyor.

(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler