131019098
6 Mayıs 2024, Pazartesi

TERÖR EYLEMLERİNDE KULLANILAN NİTRATLI GÜBREYE KISITLAMA

18 Haziran 2016, Cumartesi 07:22

     


Son dönemde artan terör eylemlerinde, örgütlerin yoğun hasar vermek amaçlı, patlayıcı yapımında kullandıkları amonyumnitrat içeren gübre satımında, Tarım Bakanlığı kararıyla satışa dair sınırlama ve denetleme uygulamaları zorunlu hale getirildi.

Gübre olarak, amonyumnitrat ve kalsiyum amonyumnitrat gübrelerin bitki için ideal bir gübre pozisyonunda bulunduğunu, tüketimin fazla olmasının yanı sıra, bütün nitratlı birleşikler gibi bunların da patlamaya meyilli gübreler içerisinde bulunmasından dolayı, bakanlığın almış olduğu kontrollü satış kararıyla tam bir denetleme içerisinde olduğunu ve ileride kaçak gübreleme işlerine doğru gitme ihtimali yaşanabileceğini belirten Ege Gübre A.Ş Danışmanı Bülent Çakın “Fosforlu gübreler, yılın birinci yarısında azotlu gübreler, amonyum nitrat üre ve amonyum sülfattır. Bunların içinde en fazla kullanılan amonyumnitrat ve kalsiyum amonyum nitrattır. Bizim Amonyum nitrat dediğimiz genel de %33 azot içermektedir. Kalsiyum amonyum nitrat da %26 azot içerir, yaklaşık bu iki gübrenin toplam tüketimi 1.5 milyon ile 1.7 milyon ton arasında değişmektedir. Gübre olarak amonyum nitrat ve kalsiyum amonyum nitrat bitki için ideal gübre pozisyonda olduğu için tüketimi fazla, ama maalesef bütün nitratlı birleşikler gibi bunlar da patlamaya meyilli gübrelerdir. Şunu söyleyeyim, tek başına bu gübreler patlayıcı değildir. Bu gübreyi patlatmak için ayrıca C-4 veya dinamit gibi patlayıcı olması gerekir. Bunlar da yıllardan beri Türkiye’de kullanılır. Zaten eskiden patlayıcı özelliği olan amonyum nitrat bilhassa taş ocaklarında, maden ocaklarında dinamiti daha az kullanmak için, daha ekonomik olduğu için kullanılabilen bir şey” dedi.

MAZUR GÖRÜLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİL

Son dönemde artan terör eylemlerinde örgütlerin yoğun hasar vermek amaçlı patlayıcı yapımında amonyum nitrat içeren gübreler kullanarak, Türkiye’de son altı ayda ciddi kayıplar verildiğini belirten Çakın “bu patlayıcılarda amonyum nitratların kullanıldığını basından öğrendik. Tabii sonunda can kayıpları olduğu için hiçbir şekilde mazur görülecek bir şey değil. Ama burada, ülkemizin yanı sıra dünyada da aynı sıkıntı var. Gübreyi tamamen yasaklamak hem ekonomikman mümkün değil, hem de ikamesi daha zor. Yani benzer azotlu gübre olarak üre var amonyumsülfat var ama bunlar Türkiye’de sadece üre bir tesiste, amonyum sülfat da bir ya da iki tesiste üretiliyor. Bu miktarları yapmak için yine ithal karşılamanız gerekiyor. Yani ekonomik sıkıntısı var, lojistik sıkıntısı var.” şeklinde dile getirdi.

SATIŞLAR KONTROLLÜ OLMALI

Nitratlı gübrelerin satışlarında kontrollü bir şekilde satışların yapılmasını söyleyen Çakın “Tek çözüm bunun kontrollü bir şekilde satışı nitekim. Bu amonyumlu, nitratlı patlayıcı ilk 1991 veya 1992 yıllarında Oklahoma kentindeki bir terör saldırısında gündeme geldi. Basında, ilk defa patlayıcı olarak kullanan o kişi bulundu, yargılandı. Bu olayda ölü sayısının çok olduğunu gördük. Ama o zaman bu gübre Amerika’da yoğun kullanılan bir gübreydi ve bütün dünyada çok yoğun kullanılıyordu. Üre ile başa baş kullanılan gübrelerden bir tanesi idi. Ama Amerika’da o zamanlar bu gübreyi yasaklama yoluna gitmediler. Kontrollü satış yapılmasını sağladılar. Gübreyi satan bayiler bilinçlendirildi. Çiftçilik belgesi olmayana gübre satılmadı. Eğer şüpheli bir kişiye satılıyorsa, bunu derhal polise bildirilmesi sağlanarak önlemler alındı ” dedi.

YEDDİEMİNE TESLİM İŞLEMLERİ OLDU

Terör eylemlerinde örgütlerin patlayıcı yapımında amonyum nitrat içeren gübre kullanmalarından dolayı Tarım Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde acil bir karar aldığını, bütün il müdürlüklerine amonyum nitrat, kalsiyum amonyum nitrat, Türkiye’de çok daha az kullanılan ama patlayıcı özelliğe sahip olan potasyum nitrat ve sodyum nitrat gübrelerini tespit edip yeddiemine alınması kararı çıkardıklarını belirten Çakın “Şimdi ne olacak? Şu anda bakanlıkta somut bir şey yok. Sadece gübrelerin yeddiemine teslim edilmesi işlemleri oldu. Herhangi bir satış söz konusu değil. Ama duyumlarımıza göre, bakanlık bir toplantı organize etmek istiyormuş, o zaman ne olacağı ortaya çıkacak. Ege Gübre olarak biz, bu gübreyi üretmiyoruz. Bu gübreyi ithal edip bayilerimiz vasıtası ile dağıtıyoruz. Ama hem sezon sonu olması nedeniyle, hem de yurtdışı fiyat politikası ile biz bu sene Amonyum nitrat ithal etmeme kararı almıştık. Dolaysıyla belki de gübre işi ile uğraşan firmalar içeresinde en şanslı olan firmalardan bir tanesi biziz” dedi.

Şu anda olayın iki boyutu var. Bu gübreyi tamamen yasaklanması söz konusu olursa, 1.700 ton gibi bir rakam, üre ve amonyum sülfatın ithalatıyla karşılanacak. İthalatla karşılanması, ciddi bir maliyet getirebilir. Çünkü amonyum nitratın en kolay ikamesi, üre gübresidir. İkisi bir biri ile rekabet ettiği için genelde dünyada da böyledir. Dünyada gübre piyasası çok düşüktür. Türkiye olarak Çin’den etkileniriz, Brezilya’dan etkileniriz, Hindistan’dan etkileniriz. Örneğin Hindistan üre ihalesine çıkar, fiyatlar yükselir. Hindistan’a o fiyattan satıldığında Türkiye’ye de o fiyattan satmaya çalışılır. Ama siz Türkiye’de amonyum nitratı devreden çıkardığınız anda rekabeti azaltıyorsunuz. Dolayısıyla diğer gübrelerde fiyat artışı oluyor. Dünya ona bakıyor Türkiye’de amonyum nitrat bu fiyat ise ürede de maksimum bu fiyat olması lazım diyor. Amonyum nitrat devreden çıkarsa, o olmaz. Kaldı ki yerli üretimi ne yapacaksınız? Çiftçi amonyum nitrat mı, üre mi diye bu gübreler arasındaki mukayeseyi yapar. Amonyum nitrat yasaklanırsa rekabet olmadığından dolayı üre fiyatlarında artış olur. İkinci boyuttu ise, şu anda mevcut stoklarda amonyum nitratların ne olacağı. Yurdumuzda amonyum nitratı üreten Toros Gübre, Gemlik Gübre, Bandırma Gübre, eski adıyla Kütahya Azot şimdiki adıyla Yıldız Kimya isimli toplam 4 tesis bulunmaktadır. Bunlar sonuçta stok kapasitesi kadar üretim yapar, ondan sonra duruşa geçerler. Bu tesisleri de durdurmak ve tekrar çalıştırmak maliyettir. Sonuçta bir enerji harcaması lazım. Yakın zamanda bakanlık bu konuda düşüncelerini açıklayarak çözüme doğru gidecek .Çünkü bu dört tesis Türkiye’nin ihtiyacının tamamına yakını karşılamakta.

HERŞEY KAYITLAR ALTINDADIR

Kendilerinin amonyum nitratlı gübreleri sattıklarında kolluk kuvvetlerine bildiren Çakın “Büyük bir ihtimalle kontrolü bir satış gündeme gelecek ama bizim korktuğumuz kontrollü satışta derken, tam bir bürokrasiye boğulup, işin bir nevi kaçak gübrelemeye doğru gitmesidir. Ege Gübre gibi üretici şirketlerin her şeyleri kayıt altındadır. Biz şu anda da amonyum nitratı satsak kamyon bazında kolluk kuvvetlerine şu kamyonla, şuraya sevkiyatı ediyoruz diye bildiriyoruz. Batı bölgelerindeki bayilerin de kayıtları var. Ama bu patlayıcı olarak kullanılan amonyum nitratların Suriye’den veya Irak’tan girmediği ne malum. Çünkü, oralarda da bu gübrelerin kullanıldığını biliyoruz. Bir de patlayıcı için 300 kilo, 500 kilo gibi gübreye çok büyük rakam gözükse bile, gübre için çok düşük rakamlardır. En küçük çiftçi bile 300, 500 kilo gübre atar tarlasına. Her birinden birer torba çalsa yine ciddi bir miktarda gübre oluşturur. Karar vermesi çok zor bir şey. Terör belasından kurtulmadan bu işten de kurtulmak zor olacak. dedi.

NİYET KÖTÜYSE

Tarım Bakanlığı’nın uygulamasının yeterli olup olmayacağı konusunda bir şey söyleyemeyeceğini belirten Çakın “sonuçta bu kadar can gittikten sonra bir şeyin yapılması lazım. Zamanlama olarak doğrudur, yanlıştır diyemem. Şuanda sadece pamukla , mısır gibi ürünlerinde gübre tüketimi var. O da ikamelerle amonyum sülfat ve ürelerle geçiştirilebilinir. Rekolte düşüklüğü olacak, bilmem ne düşük olacak, benim tahmine göre o kadar etkilemez. Bunun esas kullanımı bayilerde. Aralık ayında almaya başlar, Ocak, Şubat ve Mart ayında biter. Yani o zamana kadar bir süre var. Artık bir regülasyon, bir yönetmelik, bir uygulama yapılması lazım. Gerçekten çok dengeli karar verilmesi lazım. İthalatı kısıtlarsanız, rekabeti önlemiş olursunuz. Ama bunu kayıtsız yaparsanız, yine teröre gitmesini önlemek çok zor. Yani Türkiye şartlarında çok zor. Biliyorsunuz Türkiye gerçeğini. Batıda her şeyimiz kayıt altında, ama en basit örneği gazetelerin yazdığı kaçak elektriği bile önleyemiyorsak amonyum nitratlı 30 ton, 40 ton gübre alan bir çiftçinin de 300 ,500 kilo gübreyi toprağa attım diyerek başka bir tarafa yönlendirmesini nasıl önleyeceksiniz. Belli kriterlere göre gübre almaktadırlar. Dönüme göre 50 kilo gübre atılması gerektiği yerde 40 kilo atabilir. Niyeti kötü ise, buna da bir önlem alınması lazım.

TEK ŞEY BİLİNÇLENDİRMEK

Nitratlı gübre satışlarında, bayilerin bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Çakın “Tek şey bilinçlendirilme. Amerika’da gördüğümüz bir örnek var. Gübreyi satan bayilerin bilinçlendirilmeleri. Çiftçilik belgesi olmayana gübre satılmamalı. Eğer şüpheli bir kişiye satılıyorsa, bunu derhal polise bildirilmesi sağlanarak,önlemler alınmalı. İthalatı konusunda yasa olarak serbestlik var. Şirket kuran herkese bu gübreyi ithalatının zorlaştırması gerekmektedir. Bunun tüketimi, yani tedarik zinciri belki takip edilmeli. Mesela duyuyoruz, her torbaya bir barkod uygulanması gibi. İlaçlarda uygulanan barkod tüketiciye kadar geliyor. Fakat hekimin yazdığı her ilacı kullanmıyoruz. Bu gübrenin tarlaya atıldığını kontrol etmedikten sonra yaptığınız her şey ekstra bir yük getirir. Bu yükün de belli bir maliyeti olur. 1.7 milyon ton gübre diyorsunuz; bu da 34 milyon torba demektir. Her torbaya 1 milyon maliyet düşünürsek, bu da 34 milyon demek. Bunun en güzeli tarlaya atılan gübreyi kontrol altına almaktır.” dedi.

AZOT MİKTARI DÜŞÜRMELİYİZ

Amonyum nitratın %33 azot miktarının düşürerek üretim yapılmasının iyi olabileceğini söyleyen Çakın “Bunun bir çözümü de; gübredeki azot miktarı yükseldikçe patlayıcılığı artar, düşüldükçe daha az patlar. İşte 26 ‘ık yapılmasının esası da daha az patlaması. Ya tamamı 26’lığa döndürülür veya 26 lıktan da düşük olur. Bunların da bir maliyeti var. Ama insan canı mevzu bahis oldu mu belki geçici olarak önümüzdeki iki sene belki üç sene sadece 24 lük amonyum nitrat üretilecek veya tüketilecek diye önlem alınmalı. O da uluslararası rekabettir. Dünya genelinde 33’lük oranda amonyum nitrat pazarı var. 26’lık amonyum nitrat ve onun altındaki amunyom nitrat çok özedir. Uluslararası pazarı açık değil. Ama sonuçta bunu kazanacak olanlar yerli üreticilerdir. Bakanlık böyle bir çözüm uygulayabilir.” şeklinde konuştu.

(NİMET ERGÜN) 







 
Son Eklenen Haberler