131019098
19 Mart 2024, Salı

ENGEL TANIMADI, ÖĞRETMEN OLDU

5 Aralık 2016, Pazartesi 06:58

     


Aliağa ilçesinde 7 aylık doğması sebebiyle kuvöze alınan, doktor hatası ile görme yeteneğini kaybeden Cafer Tatlı, Türkçe derslerine girerek öğrencilere eğitim verip azmiyle örnek oluyor.

Görme engelli öğretmen Cafer Tatlı, Aliağa’nın Helvacı Mahallesi’nde bulunan Helvacı Ortaokulu’nda Türkçe derslerine giriyor. 29 yaşında, üç kardeşi olan ve ailesi ile birlikte yaşayan, henüz ilk tayin yerinde görev yapan Cafer Tatlı , görme engelini kendi uğraşları ile aşarak her gün öğrencilerine ders veriyor.

Görme engelliler için özel kabartmalı yazı ile hazırlanan Türkçe kitabından dokunma yolu ile okuyabilen ve derslerine hazırlanan Cafer Tatlı, derse girerek birikimlerini öğrencilerine aktarıyor.

Okuma yazma bilmeyen bir anne ve babanın çocuğu olan Cafer Tatlı, ilkokul yıllarında bir memurun, babasının dilekçe yazmasına yardımcı olmaması üzerine öğretmen olma kararını vererek, pes etmeden çalışıp öğretmen oldu. Tatlı “Öğretmen olmaya ilkokul 4. sınıfta karar verdim. Annem ve babam okuma yazma bilmiyorlardı. 4. Sınıfta okurken, bir gün babamla bir kuruma gitmiştik. Bu kurumda birtakım işlemler yapmak gerekiyordu. Orada çalışan memur, bize dilekçe yazmamızı söyledi. Babamın okuma yazması olmadığı için, memurdan yazmasını rica etti. Memur arkadaş da sert çıkış yaparak, ‘bizim hiç işimiz yok da, sizin dilekçe yazma işinizle mi uğraşacağız, gidin bir yerlerde yazdırın’ dedi . Bu söz bana çok dokundu, eğer babamın okuma yazması olsaydı, daha farklı muamele görürdü diye düşündüm. Eve gittiğimde karar verdim; benim okuyarak, üniversiteyi bitirerek bir meslek sahibi olmam gerekmekte idi. Görme engeli olduğum için her mesleği yapamayacaktım. Benim yapabileceğim meslek olarak öğretmenliği tercih ettim. Liselerde rehber öğretmen olmak istiyordum. Benim gözlem gücüm çok kuvvetliydi, insanları iyi tanıyordum, fakat benim üniversite sınavına girdiğim dönem rehberlik bölümü eşit ağırlıkla öğrenci alınıyordu. Ben de planımda değişiklik yaparak, Türkçe dersini de sevdiğimden dolayı, Türkçe öğretmeni olmayı karar verdim” dedi.

"Zorlu şartlarda pes etmedim okudum”

"Öğrencilik yıllarında engeli nedeniyle karşılaştığı güçlüklerin kendisi için bir sorun yaratmadığını ifade eden öğretmen Cafer Tatlı “Ben hayatım boyunca zorlukları avantaja çevirmeyi çok iyi bildim. Atatürk’ün güzel bir sözleri vardır. ‘Ben hayatımın hiçbir anında karamsarlık nedir tanımadım. Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işte neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.’ şeklinde söylemiştir. Ben de, hayatım boyunca bu engelleri kaldırdım. Hiçbir şeyi kendime engel olarak görmedim. Her şeyden önce kendimi aşmam gerektiğini, öncelikle görme engelinin ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Çünkü körlüğün ne olduğunu bilmezseniz diğerlerinden hayata bir adım yenik başladığınızı hissedersiniz . İlköğretim hayatıma İzmir Bornova Aşık Veysel Görme Engelliler İlköğretim Okulu’nda başladım. Sekiz yıl burada yatılı okudum. Ne öğrendiysem burada öğrendim. Yatılı olarak 15 yıl disiplin içerisinde okudum. Hayata bakışımın daha farklı olduğunu düşünüyorum. Şanslı bir dönemde okuduk. Kabartmalı kitaplar basılmıştı. Normal bir lisede okurken arkadaşlarımızın kitaplarıyla bendeki kabartmalı kitaplar aynıydı. Onlar görerek, ben ise elimle takip ediyordum. Bazı derslerin kabartmalı kitapları yoktu. Ben de bazen arkadaşlarımın bana okumalarıyla ses kayıtlarını kasetçalara kaydediyordum. Derslerde ise öğretmenlerimden ses kaydı almak için izin istiyordum. Onlar da kırmayıp izin verirlerdi. Arkadaşlarımla etkinlikleri hep birlikte yapıyorduk. Şunu gördüm, İlköğretim okulunda görme engellilerle okuduğum için, Liseye başladığım ilk zamanlarda alışmam biraz zor oldu. Çünkü ben, hep görme engellilerle birlikte eğitim görmüştüm. 10 kişilik sınıflardan, 40 kişilik sınıflarda eğitim gören bir okula gelmiştim. Derslerde onların defter ve kitap sayfaları çevirme sesleri, benim biraz daha algım yüksek olduğu için beni rahatsız ediyordu ve onlardan daha sesiz olmalarını rica ediyordum. Ama ikinci dönem biraz daha okula ve sınıfıma adapte oldum. Liseye gidinceye kadar baston kullanmayı tercih etmiyordum. Çünkü ergenlik çağında olduğum için biraz çekiniyordum. Ama baston kullanmamın şart olduğunu öğrendim. Aslında baston kullanmanın bağımlılık değil de, özgürleştirici bir araç olduğunu hissettim. Bundan sonra beni kimse tutamadı. Okulda, bahçede ve koridorlarda rahat rahat dolaşmaya başladım.

Asıl zorluğu üniversiteye hazırlanırken çektim. O zamanlar üniversite sınavına hazırlanırken benim dönemimde CD’ye okunmuş kitaplar yeni çıkmıştı. Bu CD’leri bulmak çok zordu. Sağ olsunlar, o zamanlar İzmir’de yeni kurulan TÜRGÖK (Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı) Derneği’nden talep ettiğimizde bize gönderdiler. Ben, ondan çok yaralandım. Dershaneye gittim. Eve geldiğimde ek olarak ders çalışıyordum. Ablamın da benim okumamda emeği çok, ablam kitapları bana okuyup yardımcı oluyordu, sınava girdim ve güzel puan alarak Celal Bayar Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği’ni kazandım.

“Görmemek akıl sağlığının gitmesi demek değildir”

Görme engeli kişilerin erişebildiği müddetçe başaramayacağı bir şeyin olmadığını söyleyen Tatlı, “Ben şunu düşüyorum, görme engellilik deniliyor geçiliyor ama; ben körlüğü, erişebilirlilik olmadığı zaman yaşıyorum. Aslında körlük algısı bence bizim içimizde. Erişebilirlilik olduğu sürece, biz görüyoruz. Ben kendimi buradaki öğretmen arkadaşlarımdan farklı görmüyorum. Erişebilir olduğu müddetçe, başarmayacağım hiç bir şey yok. Şundan dolayı söylüyorum; görmemek demek, akıl sağlığının gitmesi demek, değildir. Sizler görerek algılıyorsunuz, bizler dokunarak algılıyoruz.

Görme engellinin, ilk başta gittiği yeri ezberlemesi gerekir. Çevresinde ne var, ne yok bilmeli. Bir yere ilk kez gittiğim zaman, yanımdakilerden, sağımda solumda neler olduğunu anlatmalarını isterim. Eğer bir daha o yere tek başıma gidersem, bir yerde takıldığım zaman çevredeki insanlara nerde olduğumu sorarım, kendimi ona göre ayarlarım. Erişebilirliği böyle sağlıyorum. Kaldırım takibi, benim için çok önemli, özellikle bu yapılan çizgileri takip ederek gidiyoruz.” şeklinde konuştu.

“Öğrencilerimle sıkıntı yaşamadım”

Aliağa ilçesinde görev yapmaktan memnun olduğunu söyleyen Cafer Tatlı, öğrencileri ile bugüne kadar hiç sıkıntı yaşamadığını söyledi. Tatlı ”Derse ilk girdiğim zamanlar, çocuklar görme engelliyi ilk defa görüyor, görme engelliğinin ne olduğunu bilmiyorlardı. İlk derse girdiğimde çocuklar sağımdan, solumdan, kolumdan tutarak beni öğretmen masasına oturmaya çalışıyorlardı. Ben derse gireceksem, görme engelinin ne olduğunu bilmeleri gerekir. Ben çocuklara görme engelinin ne olduğunu öğretiyorum. Bunu çocukların gözünü bağlayarak öğretmiyorum. Bunu tavrı da hiç sevmiyorum. İnşallah 3 Aralık’ta böyle yapmazlar. Gözü bağlamak çaresizlik ve acizliktir. Çünkü, etrafını görmüyor, etrafta ne olduğunu bilmiyor bundan dolayı böyle hisse kapılacaktır. Ama, körlük öyle bir şey değildir. Öyle bir algı değildir. Ben bunu yaşadığım için söylüyorum. Bir görme engelliyi anlamak isteniyorsa, engelli kişilerin de yer aldığı projeler yapılmalıdır. Mesela, İzmir’de güzel bir proje var. Eş pedallar projesi. Görme engelliler ile görenler, çift pedallı bisiklete binip pedal çeviriyorlar. Çok güzel bir şey bu. Böyle bir etkinlikler yapılsın.

Ben iletişimi önemseyen birisiyim . Çocuklar benden korkmamalıdır. Benimle çok rahat iletişim kurmaları gerekmektedir. Derste ekstra bir durum olabilir, müdahale etmem gerekebilir. Örneğin derste burnu kanayabilir, ben bunu göremem, bana rahatlıkla söyleyerek iletişim kurması gerekir. Derste sürekli sıraları dolaşıyorum, sıralarında bulunan defterlerine, kitaplarına dokunuyorum. Sıraların üzerindeki diğer eşyalara dokunuyorum, dersle alakalı olmayan bir eşya varsa, kaldırmasını söylüyorum. Sınıftaki otokontrolü böyle sağlıyorum. Yoklamayı bilgisayar üzerinde, ekran okuyucu bir sistem kurdum ona göre yapıyor, bazen de sınıf başkanından yoklama almasını istiyorum. Yazılı kağıtlarını ise, biriyle okumam gerekiyor. Genelde ablamla okuyorum. Eğer okulda vakit olursa, öğretmen arkadaşlarımdan yardım alıyorum. Okulda Nöbetçi öğretmenlik yapmıyorum ama zaman zaman sınıfları kontrol ediyorum. Bugüne kadar öğrencilerimle, velilerimle ve öğretmen arkadaşlarımla hiçbir sıkıntı yaşamadım.” diyerek konuşmasını bitirdi.

(NİMET ERGÜN) 







 
Son Eklenen Haberler