131019098
4 Mayıs 2024, Cumartesi

BİR DARBENİN ANATOMİSİ

12 Eylül 2017, Salı 06:41

     


Sağ-sol, komünist- ülkücü, Alevi-Sünni, Türk-Kürt… Tüm bu ayrımların, kutuplaşmaların, kardeşi kardeşe kırdırmanın temellerinin atıldığı tarihti 12 Eylül 1980. Peki öncesinde neler olmuştu?..

1974 yılında, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, İngiltere ve ABD’nin karşı çıkmasına rağmen “Ayşe”yi tatile çıkarmıştı. Kıbrıs Barış harekatı ile, adanın % 35’lik bölümünde hakimiyeti ele geçirmişti. Yine ABD’nin karşı çıkmasına rağmen ülkede haşhaş ekimine izin vermişti. Bu tarihten itibaren Türkiye için zor günler başladı. Ülkeye uygulanan ambargo nedeniyle petrol fiyatları tavan yaptı, ekonomik kriz ve uzun kuyruklar aldı başını yürüdü. İşsizlik had safhaya ulaştı.Bir kere düğmeye basılmıştı ya, art arda patlamaya başladı olaylar. İlk siyasi cinayet 1974 Aralık’ında İstanbul’da işlendi. Mühendislik Fakültesi öğrencisi Şahin Aydın bıçaklanarak öldürüldü. Devamı geldi… Devrimciler de ülkücüler de kendilerini savunduklarını, türkiye’yi kurtarmak istediklerini söylüyorlardı. THKP-C, THKP-O ve dönemin en güçlü devrimci hareketi Dev Genç kuruldu. Sokaklar ve özellikle üniversitelerde kurtarılmış bölgeler oluştu. ODTÜ solun kalesiydi. O dönemde 300 ülkücü öğrenci, işçi kimliğiyle üniversiteye sokuldu, kampüs savaş alanına döndü. Sonuç: 1 ölü, 36 yaralı… Daha sonraları 16 kişi daha sağ-sol çatışmalarında hayatını kaybetti.Bu arada PKK da yavaş yavaş filizlenmeye başlamış, o sıralar Ankara Siyasal Bilgiler’de okuyan Öcalan, sol örgüt mensubu 16 arkadaşıyla birlikte “Apocular” adıyla bilinen örgütü kurdu. 77 yılındaki “Kanlı 1 Mayıs” olayları ile gerilim iyice tırmandı. Yüzbinlerin toplandığı Taksim Meydanı’nda 34 ölü ve yüzlerce yaralı ile sonuçlanan 1 Mayıs eyleminde 470 kişi gözaltına alındı. Resmi açıklamaya göre “halkın paniğe kapılması” neticesinde gelişen olaylarda hiçbir polis tutuklanmadı. Açılan davalar da zaman aşımına uğradı. Artık giyim kuşam bile sağcılık solculuk belirtisiydi. Okullar paylaşılmış, sokaklar, mahalleler, hatta ilçeler dahi kamplaşmıştı.Yine 1977 yılında Ümraniye’de sol görüşlü eylemcilerin hazine arazisini işgal edip parselleyerek halka parasız dağıtmaları 12 Eylül’ün gelişini hızlandıran olaylardan biriydi. 2 Eylül 1977’de asker tarafından bölgedeki yapıların yıkılmaya kalkışılması ile mahahhe ayaklandı. Çıkan olaylar sonunda geride 6 ölü ve yüzlerce yaralı kaldı. 1978 ise Türkiye için en kanlı dönem oldu diyebiliriz. 16 Mart’ta solcu gruba karşı düzenlenen bombalı saldırı 7 ölü ve 40 yaralı ile sonuçlandı. Ankara bahçelievlerde 7 öğrenci önce telle boğuldu, sonra kurşunlanarak öldü- rüldü. Balgat’ta gecekondu semtindeki kahvehanelerin taranmasıyla 5 ölü 20 yaralı, marksist-Leninist silahlı propaganda örgütünün üstlendiği MHP İstanul İl başkanı Recep haşatlı ve 2 oğlunun öldürülmesi ve daha birçok vaka… Artık her görüşe göre bir örgüt vardı. Solcu işçilere DİSK sağcılara MİSK, solcu öğretmenlere TÖB-DER sağcılara ÜLKÜ-BİR, solcu öğrencilere DEV-GENÇ sağcılara Ülkü Ocakları, hatta polislerin bile solcusu POL-Der’de sağcısı POL- 1’deydi. Sivas, çorum, Malatya, Maraş olaylarıyla tüm yurt kana bulandı. Karnı deşilen hamileler, ağaçlara asılan gençler, diri diri yakılanlar, kafası baltayla kesilenler… Maraş’ta 7 gün süren olaylarda 150 Alevi 11 sünni vatandaş öldürüldü. Sonrasında Ecevit Maraş olayları için “bizi sıkıyö- netime mecbur etmek için olay çıkarılmadı ve müdahale edilmedi” dedi. Türkiye 1978’I 680 ölü ve binlerce yaralı ile kapatırken bu bilanço 1979’da 1252 ölü ve 5400 yaralıya dayandı. 1980’e geldiğimizde, Çorum’daki olaylar askeri birliklerle bastırılabildi. Tarihler 12 Eylül 1980’I gösterdiğinde, herkes darbeye razı hale gelmişti. Önce gazete matbaaları ve basın kuruluşları asker tarafından ele geçirildi. Saatler 04:00’ı gösterdiğinde “Bayrak harekatı” adı verilen darbe gerçekleşmiş ve TRT’den bildiri okunmuştu.

…VE SONRA

O geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Pek çok aydın, yazar, düşünür ve sanatçının yanısıra idealist gençler idam edildi, sürgün yedi, mahkum edildi. Artık genç beyinler hırpalanmış, yeni yetişenler apolitize edilerek düşünmeleri ve siyasi faaliyette bulunmaları engellenmişti.İşte darbe sonrasının fotoğrafı: 52. sayılı MGK bildirisi ile er türlü siyasi eylem ve yayın yasaklandı. 27 vali değişti, başa asker kökenliler geçti. Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Tercüman gibi gazeteler 300 gün süreyle kapatıldı. 400’e yakın gazeteci gözaltına alındı. 30 kişi falan tutuklandı. 3315 yıl hapis istendi. Basına şu kısıtlamalar getirildi: • 1-Aleyhimize olmayan dış haberler verilebilir • 2- İç haberler; A- anarşiye ait haber verilmeyecektir. B- herkesi ilgilendirmeyen küçük yangın ve trafik kazası gibi haberler verilmeyecektir. C- milli güvenlik konseyi ve sıkıyönetime karşı haberler verilmeyecektir. • 3- Aksi belirtilmedikçe milli güvenlik konseyi bildirileri günde 3 defa, sıkıyö- netim bildirileri de 2 defa yayınlanacaktır. • 4- 12 Eylül müdahalesiyle ilgili halkla röportaj yapılacak daha ziyade orta yaşlılarla konuşulacaktır. 937 film, 927 yayın sakıncalı olduğu gerekçesi ile yasaklandı. 1253 üniversite hocası ve 3254 öğretmen işten çıkarıldı.Üniversitelerde başıbozukluğun engellenmesi için Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) kuruldu. İhsan doğramacı YÖK başkanı oldu.Sağ ve sol örgütle ilişkisi olan herkes göz hapsine alındı. İşkenceler yapıldı. İşkenceye uğrayanlardan Sadun Aren- Barış Derneği Davası sanığı: falakaya çekildi. Şaban Dayanan-ortaokul öğrencisi- ayak parmağına ve cinsel organına elektrik verildi. Muhsin Yazıcıoğlu- tamamen soyuldu, havaya kollarından asıldı, elektrik verildi.587 kişilik MHP-Ülkücü davası 6 yıl sürdü. 220 sanık için idam istendi. Faşistlikle suçlandılar. Türkeş’e 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildi.Barış derneği davası- 30 kişi hakkında 8-30 arasında hapis istendi. Aziz Nesin, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Mahmut İkerdem, Sadun Aren, Jülide, Turgut Kazan bu kişilerden bazılarıydı.DEV SOL duruşması. 1243 kişi sanıktı. 250 sanık hakkında idam istendi. Davalar 11 yıl sürdü. Karar boş salona okundu çünkü şartlı tahliye nedeniyle sanık kalmamıştı. İdam kararları peş peşe çıktı. “Mümkünse bir sağcı bir solcu asılsın” dendi. Sağcı ya da solcuların gözünde töhmet altında kalmamak için bunu yaptıklarını söylediler.En acı olay ise hiç kuşkusuz Erdal Eren olayıydı. Er Zekeriya Öngel’i öldürmekle suçlandı. Olaya karıştığında 17 yaşındaydı. 3 ay içinde mahkemesi tamamlandı ve idam edildi. Yaşı 18'den küçüktü. İdam edilmemesi gerekti ancak yaşını tespit edecek olan kemik testi yapılması talebi kabul edilmedi. Üstüne üstük vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açmıştı ama otopside yakın atışla öldüğü görüldü. Tüm bunlar Erdal Eren’in asılmasına engel olamadı. “Karıştır-Barıştır” sistemi altında solcu ve sağcılar aynı koğuşlara atıldı. Solcular buna itiraz etti. Ölüm orucu ve kendilerini yakarak protesto ettiler. 14 kişi bu yüzden öldü.MGK 1 yıl içinde 268 yasa çıkarıldı. İdam kararları, gözaltı ve tutukluluk süreleri, yasaklar ve iç güvenlikle ilgili olan pek çok yasa vardı. Grevler yasaklandı. Lokavt (greve çıkan işçileri işverenin topluca işten uzaklaş- tırması) anayasal hak haline getirildi. Sendikalara siyaset yasağı kondu. Toplantı ve gösteriş yürüyüşleri, vatandaşlık yasası, milli eğitim temel yasası değiş- tirildi. Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu, kuramayacaklardı. Hakimler, savcılar, yüksek öğretim kurumu elemanları, YÖK üyeleri, memurlar, öğrenciler ve askerler siyasi partilere giremeyeceklerdi.MGK Eski parti yöneticilerine 10 yıl siyaset yasağı koydu. Kapatılan siyasi parti liderlerinin anayasa taslağını eleş- tirmesi yasaklandı. Anayasayı övmek serbestti. Ve tüm bunların neticesinde anayasa %91lik bir oyla kabul edildi ya da mecburen kabul ettirildi.

SONUÇ

1 milyon gözaltı, 1 milyon 683 bin fiş- leme, 210 bin dava, yargılanan 230 bin kişi, idamı istenen 7000 kişi, ölüm cezası verilen 517 kişi, meclise gönderilen 259 idam dosyası, 55 idam, binlerce müebbet, on binlerce hapis… …Ve üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen sarılamayan yaralar, unutulmayan acılar, kaybedilen canlar, insanların hayatından çalınan yıllar…

(Hazırlayan:Bülent PINARBAŞI)







 
Son Eklenen Haberler