131019098
4 Mayıs 2024, Cumartesi

1. ALİAĞA SEMPOZYUMU’NUN ARDINDAN

18 Eylül 2017, Pazartesi 06:31

     


Aliağa Belediyesi ve üniversitelerin iş birliği ile gerçekleştirilen ‘1. Aliağa Sempozyumu’nun coğrafya oturumunda ‘Aliağa’da Sanayileşme, Ekonomik Büyüme ve Nüfus İlişkileri’ adlı sunumu gerçekleştiren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Ünal ve arkeoloji oturumunda ‘Aliağa ve Myrina çevresinde doğal çevre değişimleri’ adlı sunumu gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar ile Aliağa’ya ilişkin görüşlerini ve çalışmalarını konuştuk.

Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar:

‘Aliağa önemli bir kıyı kenti, korunmalı ve geleceğe aktarılmalı!’

1.Aliağa Sempozyumu’nda gerçekleştirdiği sunumunda Aliağa ve Myrina antik kentinin çevresinde gerçekleşen doğal değişimler üzerine yaklaşık bir yıldır yaptığı çalışmalardan edindiği bilgileri paylaşan Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar, doğal çevre değişimlerinin geçmişten günümüze kıyı şeridinde yaşayan insanları etkilediğini, kültürlerin çevre ile etkileşim halinde gelişim gösterdiklerini ifade etti.

Jeoarkeoloji alanında çalışmalar yapan Vardar, Aliağa çevresinde yer alan antik kentlerin deniz seviyesinde gerçekleşen doğal çevre değişimlerinden etkilendiğini, bu değişimi açıklayabilmek adına Aliağa kıyılarında, Yeni Şakran’da ve daha güneyde yer alan Güzelhisar vadisinde delgi sondaj çalışmaları yaptıklarını aktardı.

‘Geçmişi gözlemek bugüne ışık tutar’

Kuzey Ege kıyılarının bütününde çalışmalarını sürdüren Vardar, Aliağa’da çalışmaya başlama sebeplerini ise daha güney kıyılarında yürüttükleri çalışmalar ile bir karşılaştırma gerçekleştirerek farklılıkları ortaya koymak olarak açıkladı.

Vardar, “Burada asistanlığım zamanlarında birkaç defa sondaj çalışması gerçekleştirmiştim. Daha sonra 2006-2008 yılları arasında ne yapabiliriz diye düşündük. Tabii o esnada burada kazı çalışmaları yoktu, İtalyanların bir takım çalışmaları vardı lakin birbirimizle iletişim içerisinde olduğumuz bir şey değildi. 2009 sonrası ise Aliağa’da sürekli sondaj yaparak bu kıyının yaşadığı değişimleri ortaya koyduk.” dedi.

Aliağa’da tarihte deniz seviyesinin yükselip, alçalmasından kaynaklanan çevre değişimlerinin güncel önemine değinen Vardar, “ Deniz seviyesi değişimi geçmişte meydana geldiyse, günümüzde bir kere daha meydana gelebilir. Deniz seviyesi bir metre yükselse biz şu an suyun içerisinde oluruz, antik kentler bu şekilde suyun altında kalmış. Bizim çalışmalarımız bugün yaşanabilecek böyle bir değişime de ışık tutmaya yönelik.” açıklamalarında bulundu.

‘Aliağa’ya kültür merkezi kurmak istiyoruz’

Aliağa’da yürüttükleri çalışmaları arkeolojik kazıları ile birlikte yürüttüklerinin bilgisini veren Vardar, burada kültür, doğa eğitim merkezi kurabilme arayışları içerisinde olduklarını, bu eğitim merkezi içerisinde neler yapacaklarına yönelik belediye ile görüşmekte olduklarını ifade etti.

Sempozyumun düzenleme sürecinde bu alanda çalışma yürüten akademisyenlerle yaptıkları beyin fırtınası sonucu belediyeyle de iletişime geçerek, elde ettikleri bilgi ve birikimleri bir çatı altında toplayıp sunabilecekleri bir sempozyum düzenleme fikrini hayata geçirdiklerini söyledi.

Vardar, “Sempozyumun devamında ise birçok ortak proje, arkeoloji kazıları, doğa çevre eğitimleri ve belki de ÇED raporlarına katkı sunabilecek çeşitli çalışmaların devamının yapılacağını düşünüyorum.” dedi.

‘Aliağa kritik noktaya kurulmuş bir kent’

Aliağa’nın önemli bir kent olduğunu, deniz seviyesi değişimleri için kritik noktalara kurulmuş kentlerden biri olduğunu ifade eden Vardar, Aliağa’yı korunmuş ve doğal volkanik patlamaların da küllerini barındıran bir yer olarak tarif etti.

‘Kent müzesi kurulmalı’

“Biz coğrafya ve arkeologlar olarak buradaki gelişmeleri multi disipliner anlamda bir potada eritmek ve değerlendirmek istiyoruz.” diyen Vardar, Aliağa’da bir kent müzesinin olması gerekliliğine de vurgu yaptı. İlk çalışmaların sonucu farkındalık yaratmak adına bir platform yaratma imkanı tanıdığını, ancak bundan sonraki süreçte Aliağa’nın önemli ihtiyaçlarından birinin de yerinde, korunabilir bir kent müzesi olduğunu söyleyen Vardar, bu konuyla ilgili de yerel yönetimlerle yapılacak iş birliklerinde akademisyenler olarak ellerinden geleni yapacaklarını aktardı.

Vardar “Aliağa’da yapılan arkeolojik çalışmaların sergilenmesi anlamında devletten istenen desteği bulamıyoruz. Öncelikli alanlara yönelik destek sağlıyorlar. Bazı alanlar öncelikli ancak, bizim çalışmalarımızın da daha nitelikli olabilmesi için desteğe ihtiyacı var. Aktüel kurumlar bu konuda çalışıyor ama özellikle sivil toplum kurumları, belediyeler, üniversiteler hatta halk bir arada hareket etmeli. Biz de bu birlikteliği arıyoruz. Özellikle Aliağa’da bir çatı oluşturularak, kent belleği yaklaşımı için belediyelerin de iş birliği ile var olan dokunun da korunarak, düzenlenerek çalışmalar yapılmalı. Ancak bunun için hem müze bilgisi olan, hem doğal ve arkeolojik sitleri bilen bir ekiple çalışılmalı” dedi.

Son olarak Aliağa’nın geçmişte antik dönem kentlerinde önemli bir doğal, dokunulmamış kıyıyken, bugün sanayinin gelişmesi ile bu kıyının bozulduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar, yapılan müdahalelerin geri dönüşünün olmadığını, baraj, PETKİM, TÜPRAŞ ve demir çelikler sonucu yaşanan tahribatın bugünden itibaren yeniden yaratılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Çiğdem Ünal: ‘Aliağa İzmir ve Türkiye’de en gelişmiş ilçe!’

Bir buçuk yıldır İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanlığı’nı yapan Prof. Dr. Çiğdem Ünal ‘1. Aliağa Sempozyumu’nda Aliağa’nın sanayileşme ve nüfus ilişkileri üzerine gerçekleştirdiği sunumunda 1960’lı yıllardan günümüze kentin ekonomik gelişimlere dayalı değişimlerine yönelik akademik incelemelerini aktardı. Sanayide yapılan yatırımların, sosyo-ekonomik ve nüfus yapısında belirgin değişimlere neden olduğunu ifade eden Ünal, Türkiye’nin en önemli sanayi, ticaret, enerji üretim depolama ve dağıtım merkezi olma niteliğini kazanan Aliağa’nın bugün İzmir’de ve ülke genelinde en gelişmiş birinci ilçe olarak istihdam oranlarını yükselttiğini aktardı.

Aliağa’nın ihracatta ise İzmir’in %9’luk bir bölümünü karşıladığını söyleyen Ünal, “Aliağa, Türk sanayisinde stratejik öneme sahip olan sanayi kuruluşlarının bulunması, bölge genelinde ekonomik büyümeye çok önemli katkı sağlamışsa da; ilçenin İzmir metropolünün etkisinde kalması ticarette beklenen canlılığı ortay çıkaramamıştır.” dedi.

‘Aliağa’da istihdam sanayi üzerinden sağlanıyor’

Aliağa ile ilgili sempozyum dolayısıyla çalışmalarını yoğunlaştırdığını ve bundan sonraki süreçte bu çalışmalarına devam edeceğini ileten Ünal, “Bir tarım yerleşkesinin kısa sürede sanayi kentine dönüşmesi çok önemli bir ayrıntı. Genellikle şehirlerde hizmet sektörü üzerinden istihdam sağlanırken, Aliağa için durum sanayi üzerinden ilerlemekte olduğu için öznel bir durumu var.

Erkek oranı çok yüksek ancak kadın istihdam oranı diğer sanayi kentlerine oranla yapılan araştırmalarda oldukça yüksek. Üstelik eğitim seviyesinin bu kadar yüksek olması da Aliağa’yı diğer sanayi kentlerinden ayırıyor. Türkiye ve İzmir ortalamasının üzerinde bir yüksek öğrenim mezunu payı var. İlçede yapılan yatırımlar ve fiziksel yapıda görülen değişimler sanayinin gelişmesine bağlı olarak ilerliyor.

‘Aliağa sanayisi özel olarak incelenmeli’

Aliağa’daki sanayileşmesini tek başına ele alacakları bir çalışma ile şehir üzerindeki etkiler üzerine bir araştırma sonrası daha kesin verilerin elde edilebileceğini vurgulayan Ünal, “Çok net olmamakla birlikte bugün kontrollü bir büyüme ve şehirleşme vardır dememiz pek mümkün görünmüyor. Bunun için ciddi çalışmaların yapılması gereklidir.” dedi.

Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarının içerisinde çalışan işçilerin yaşamsal ihtiyaçlarına, çalışma koşullarına ilişkinde araştırmaların süreceğini aktaran Ünal, Aliağa’daki sanayi gelişimini dikkatle incelediklerinde körfezin tamamıyla kapatılacağını tahmin ettiklerini ama şu an organize sanayiden aldıkları bilgiye göre ise planlanan projenin %10’unun kullanıldığını zaman içerisinde bu kullanımın artması sonucu yaşanacakları birlikte araştıracaklarını söyledi.

Bu sempozyumun Aliağa üzerine yapılan ilk sempozyum olması dolayısıyla heyecanlandırdığını ifade eden Prof. Dr. Çiğdem Ünal, böylesine önemli bir kent üzerine yapılan araştırmaların arttırılması ve sempozyumların devamlılığının sağlanmasını beklediklerini vurguladı.

(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler