131019098
26 Nisan 2024, Cuma

ATİLA SERTEL’DEN SERT AÇIKLAMALAR!

9 Ağustos 2017, Çarşamba 06:59

     


CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel gazetemize verdiği röportajda parti içi çekişmelerden yakındı.

Geçtiğimiz günlerde CHP Aliağa İlçe Örgütü’nün düzenlediği halk toplantısının ardından Ekspres’e konuşan İzmir Milletvekili Atila Sertel, yaklaşan seçim sürecinde partisi içerisinde yaşanan tartışmalara, adaylıkların belirlenme yöntemine, Aliağa’daki mevcut belediye yönetimine ve tutuklu gazeteci Gökmen Ulu’ya dair açıklamalarda bulundu.

“CHP Aliağa’da ‘Ben olayım, ben olmazsam dünya yok olsun’ tavrı yüzünden kaybetti”

Aliağa’nın son dönem yaşanan olumsuzluklarla basında yer almasını, ilçe belediyesindeki gelişmeleri yakından takip ettiğini söyleyen Atila Sertel, “Aliağa İzmir’in en önemli ilçelerinden biri. Gerek sanayi açısından, gerek turizm açısından iç içe geçmiş bir ilçemiz. Bir de çok göç almış ama o göçü içine sindirmiş bir ilçe. Burasının daha iyi yönetilmesi gerektiği gözle görülen bir gerçek. Şu anda MHP’li belediye başkanı tarafından yönetiliyor ama başkana seçimden önce deseler ‘Sen Aliağa’ya belediye başkanı seçildin’ rüyada olduğunu düşünerek havaya fırlardı. Buradaki kaybın nedeni sosyal demokratların kendi aralarında yürüttüğü tartışmaların darlığı, kısır çekişmelerini halledememiş olmaları… ‘Ben olayım, ben olmazsam dünya yok olsun’ tavrından kaynaklanan bir kayıptır bu.” dedi.

Sosyal demokratların çatışmalı tavırlarının CHP içerisindeki demokrasinin tam olarak uygulanmamasından kaynaklandığını vurgulayan Sertel, belediye başkan adayını halkın seçmesi gerektiğini, ön seçimlerle Aliağalı seçmenlerinin kendi kentini yönetecek başkan ve meclis üyelerini belirleyememesi sonrası ilçe belediyesinin kaybedildiğini ifade etti.

“Kim aday olmak istiyorsa takdiri üyelerden almalı”

Sertel parti içi adaylık süreçlerini eleştirirken kendisini milletvekili yapanın parti genel merkezi değil, CHP’li üyeler olduğunu belirterek, “Ben babası memur ve annesi işçi olan bir insanım. Bizim ne ekonomik gücümüz ne de çok paramız vardı. Partililer beni milletvekili yaptı. Bizim emeklerimiz sonucunda oldu bu. Eğer benim adaylığımı genel merkez belirleseydi milletvekili olamazdım. Beni işaret etmezdi. Bunun sebebi ise genel merkez ile adaylık seçimleri üzerine o ilişkileri kuramamış olmamdır. Bundan sonra da bu tarz üstten ilişkileri kurabileceğimi sanmıyor ve istemiyorum. Bence kim aday olmak istiyorsa, kim ben bu kenti daha iyi yönetirim iddiasındaysa halkın önüne çıkmalı. Bu konuda takdiri halk vermeli, üyeler belediye başkan adayını belirlemeli.” dedi.

“CHP kendi üyesi için de ‘HAK, HUKUK, ADALET’ demeli!”

Aliağa’yı yönetecek olanları da en iyi Aliağa’da yaşayanların belirleyebileceğini, bunun aksini söyleyenin ise üyesine güvenmeyerek, üyelerin huzurundan, dolayısıyla demokrasiden kaçmış olacağını vurgulayan Sertel “Bunu ilk kez bu kadar sert şekilde gazetenize söylüyorum; kim halka güveniyorsa halkın huzuruna çıkacak ve halk onu görevi boyunca denetleyecek. İyi çalışanın notunu iyi verecek, sen devam et diyecek, ya da sen görevini iyi yapamadın diyerek bir daha seçmeyecek. Bu sayede parti içerisinde demokrasi gelişecektir. Eğer bir parti ‘hak, hukuk, adalet’ diyorsa, kendi üyesine güvenip, üyesi için de ‘hak, hukuk, adalet’ diyecek. 'Ama' demeden üyesine, seçme ve seçilme hakkı verecek. 'Bu üyeyle mi seçim yapacağız 'diyerek üye beğenmeyenlerin hesabı, genel merkezden atama usulüyle İzmir’e aday olmaktır. Bu seçimlerde bunun son bulacağını umut ediyorum.” eleştirilerinde bulundu.

“CHP’nin içyapısında bir karışıklık yok.”

Adalet yürüyüşü öncesi basında ‘CHP’de genel başkanlık tartışması yaşanıyor’ şeklinde yer alan haberlerin yürüyüş sonrası bittiğini hatırlattığımız Sertel, “Genel Başkan arayışı aslında yoktu. Bazı arkadaşların kişisel istekleri üzerinden sanki böyle bir arayış varmış gibi yansıtılmak istendi. Bunu yapan geniş bir kesim ve bu karmaşa görüntüsü sanki CHP içerişimde bir muhalif sesmiş gibi iktidar partisi tarafından beslenen medyanın el birliği ile öne sürdüğü bir durum. Kimi bu medya için çamur derken kimi de yandaş tanımlaması yapıyor. Bu medya bütün besinini ve parasını iktidardan alıyor. Manşetleri bile aynı çıkıyor. Bu bir facia. Ya hepsinin yazı işleri koordineli çalışıyor ya da aynı yerde oturuyorlar, sanki aynı toplantıları düzenleyip gündemlerini birlikte belirliyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendi içyapısında herhangi bir karışıklık yok.” yanıtını verdi.

“YSK bana yaptığı hukuksuzluğu, referandumda tüm Türkiye’ye yaptı”

Kendi adaylığının YSK tarafından düşürülme sürecinde partinin arkasında durmadığını da hatırlatan Atila Sertel, “Benim yaşadığım sıkıntılar da oldu ancak bunlar kavgadan çok, bir sıra üste çıkmak için halkın seçtiği vekili aşağıya indirmekti. Bir gecede devlet memuru olduğumu söylediler. Anayasa mahkemesinin üç hukukçusu 'Atila Sertel’e yapılan hukuksuzluktur. YSK onun hakkını gasp etmiştir.' kararı verdi.” dedi.

Sertel, “YSK’nın bu hukuksuz kararına parti genel merkezi gerçekten karşı çıksaydı, referandumda YSK’nın yaptığı hukuksuzluğun önüne geçilebilirdi. Ben gariban bir insanım, YSK’ya karşı nasıl direnebilirdim, parti olarak karşı durmalıydık. Nitekim bana yapılan adaletsizlik, daha sonra tüm Türkiye’ye yapıldı.” diyerek Türkiye halkının yapılan kalleşliği, hukuksuzluğu asla unutmayacağını söyledi.

"Çarşaf liste olmalı"

Seçimlere çarşaf liste ile giderek insanlara özgürce seçme hakkının verilmesi gerektiğini belirten vekil, “Bu partiye emek vermiş, mücadele eden ve her dönem partiden herhangi bir çıkarı olmaksızın çalışma yürütmüş, partiye ideolojik olarak bağlı arkadaşlarımın, delege olmasını istiyorum. Mahallelerde de birden fazla liste ile değil, kişilerin kendisinden daha çok çalıştığına emin oldukları adayları delege seçmelerini bekliyorum. Ama böyle olmayacak, bazı yerlerde farklı farklı listeler var. Siyasetin genelinde bir yarış var ve bizim partililerimizde birbirleri ile yarışmayı çok seviyorlar. Birbirleri ile yarışmayı iktidar partisi ile yarışmaktan daha önde gören anlayışlarda var.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Gökmen’i içeriye attıranlar, tarih boyunca onun utancı ile yaşayacaklar!”

Sözcü gazetesine yönelik 19 Mayıs’ta düzenlenen FETÖ operasyonunda gözaltına alınan İzmir muhabiri Gökmen Ulu’yu sık sık ziyarete gittiğini de belirten Atila Sertel, “Gökmen Ulu, haksız ve hukuksuz yere tutuklanmış, Atatürkçü, sosyal demokrat ve yapısal olarak korkmayan bir kardeşimiz. Ama onun tutuklanmasında yaptığı tek bir haber değil, daha önce İzmir içerisinde dönen rant ve ranttan kazanılanlara dair yaptığı haberler ve araştırmalarda etkili olmuştur. Gökmen Ulu iktidarın hukuksuz, rantçı anlayışının üzerine yürümüştür. Ve buradan duyulan rahatsızlıkla önce onun haberlerine yayınlanamaz kararı verdirmişler, ardından kendisini tutuklamışlardır. Gökmen çıkacak ama Gökmeni içeriye attıranlar, tarih boyunca onun utancı ile yaşayacaklar.” dedi.

“Aliağa halkı, kötü yönetilmenin hesabını soracaktır.”

Aliağa’ya sıklıkla geldiğini, yapılan usulsüzlükleri gözlemleyebildiğini ifade eden Atila Sertel, “Aliağa iyi yönetilmiyor. Olumsuzluklarla Türkiye gündemine geliyor. Bizim milli servetimiz bir takım dış ülkelere peşkeş çekilmiş durumda. Milli servetimiz onların yönetiminde, ülke toprakları üzerinden onların kar hanesine yazan vaziyette. Yenişakran sahil bandının ranta yönelik birilerine peşkeş çekildiğini biliyorum. Önümüzdeki günlerde herkes anlayacak. Belediye başkanı ne yazık ki dar bir çevre ile rantın paylaşımı noktasında iş yapıyor. Bunu görmek için inceleme yapmaya gerek yok sadece bakmak yeterli.” dedi.

Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a yönelik sert uyarılarda bulunan Atila Sertel, “iktidar partisi ve MHP’nin bir iktidar ortaklığının söz konusu olması herhalde mevcut belediye başkanını da rahatlatıyor. Bir muhalif belediye başkanı olarak değil, iktidarın bir parçası olarak görüyor kendini. O iktidar düzeni içerisinde ne yapılması gerekiyorsa onları yapıyor. Aslında çok iyi bildiği bir şey var; kısa vadede kendi yandaşlarına ne kadar hisse, kar payı ve çıkar sağlarsa o kadar iyi iş yapacağı. Bunu göz önüne alarak hareket ediyor.” şeklinde konuşarak, belediye başkanının görevleri süresince yaptığı hukuksuzluklardan kaynaklı yargılanmış, cezaevine girmiş eski başkanları unutmaması gerektiğini belirtti.

Aliağa’da yaşanan sıkıntıların değişmesi için yalnızca yerel yönetimin yeniden kazanılmasının yetmeyeceğini, genel iktidarın değişerek yerine cumhuriyet değerlerini savunan bir yönetim anlayışının yeniden kurulması gerektiğini söyleyen Sertel, “Çok uzun soluklu bir mücadelemiz var. Bu mücadelenin önümüzdeki dönem sadece Aliağa’da yerel seçimleri kazanmakla sonuçlanması bizi kesmez. Eğer mesele yerelse, yerelde bir şekilde başarılı olunacaktır. Ama genel iktidara ulaşmak için çok çalışmamız lazım. Tabii bu Aliağa’daki yurttaşlarımızın bu mücadeleye katkı koyması ile mümkündür. Aliağa halkı hak etmediği bir yerel yönetim anlayışına maruz kalıyor. Bunun 2019 da düzeleceğine inanıyorum.” dedi.(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler