CHP Aliağa Belediye Meclis Üyesi Selma Orhan’ın bundan sonraki süreçte Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve yönetimini destekleyeceğini açıklaması ve partisinden istifa etmesinin Acar ve Durmaz arasında sebep olduğu gerginlik devam ediyor. Karşılıklı yapılan açıklamalarda tansiyon düşmüyor.

Selma Orhan’ın Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve yönetimini destekleyeceğini açıklaması üzerine CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz “Yapılanı siyasi ahlaksızlık olarak sayıyorum” yorumunda bulunmuştu. Acar ise Durmaz’ın yaptığı açıklama üzerine sosyal medyadaki kişisel hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yaparak cevap vermişti. Açıklamasında, “Senin gibi siyasi seviyesi düşük bir ilçe başkanını muhatap almıyorum. Sadece hadsiz ve ahlaksız açıklamanı Aliağa ve İzmir halkı önünde kınıyorum” ifadesine yer veren Başkan Acar’a Durmaz da yaptığı yazılı açıklama ile cevap verdi.

Durmazı’ ın dün yazılı olarak yaptığı açıklama şu şekilde;

“Sayın Serkan Acar;

Cevaben yazdıklarınızı gördükten sonra kendi açıklamalarımı yeniden okuma ihtiyacı hissettim.’Siyasi transfer pazarı kurmak ve bu pazarın nesnesi olmak siyasi ahlaksızlıktır, yapanları ayıplıyorum’ demişim. Kimsenin adını vermemişim, hedef göstermemişim.Eğer bu transferi organize etmediyseniz neden üstünüze alınıp cevap verme ihtiyacı duydunuz? Anlayamadım.Madem yazdınız birkaç satırla cevap vereyim.Öncelikle; beni seviyeli olmaya davet eden cevap metninde kullandığınız seviyeyi kamuoyunun takdirine bırakıyorum.Belediye Meclis Salonu’nda; siz ve parti yöneticileriniz, aranıza yeni katılan Selma Hanımın ellerini havaya kaldırmışsınız ve Selma Hanım eline verilen kâğıdı okumakta zorlanarak, ‘Menfaat birlikteliği içinde değiliz’ diyor. ‘Menfaat birlikteliği var mı’ diye soru soran yok, ama nedense öyle diyor. Görüntü bu, üstüne ben bir şey eklemedim, sadece güldüm. Zaman her şeyi gösterir.

“ALİAĞA HALKI TÜM GERÇEKLERİ BİLMEKTE VE GÖRMEKTEDİR”

Bu tür transferlere neler söylendiğini görmek isterseniz; AKP’ye geçen Kiraz Belediye Başkanınız için İl yöneticilerinizin ve parti yetkililerinizin söylediklerine bakmanız yeterlidir. Ben, Bergama doğumluyum ve 50 yaşındayım. Çocukluğumdan beri buralarda başım dik, alnım açık rahatça dolaşırım. Kendi şehrimin sokaklarında dolaşmak için siz dâhil kimsenin iznine ihtiyaç duymam. Beni ‘sokakta dolaştırmayacağınızı’ söyleyerek tehdit eden sözünüze, kamuoyunun dikkatini özellikle çekiyorum. Çünkü tehdit üslubunu alışkanlık haline getirdiğiniz anlaşılıyor.

Transfer olayı dâhil olmak üzere Aliağa halkı tüm gerçekleri bilmekte ve görmektedir. Yüksek perdeden bir üslupla yazarak, bunların görünmesini ve bilinmesini engelleyemezsiniz, kimseyi de korkutamazsınız. Güzelhisar köyünden belediyeye geçen arazilere yapılan kaçak dökümü sorduğumda sesiniz çıkmadı ama siyasi şova gelince sesiniz epey yüksek çıkıyor.Yazdığınız diğer şeyler ise cevap verilecek değerde değil.Ancak, son olarak şunları söylemek zorundayım.Şimdiye değin yaptıklarınız ve son olarak yazdıklarınız; rozetini çıkarmış bir belediye başkanı değil, partizanca ve keyfi uygulamalarla belediye erkini kullanan bir başkan görüntüsü veriyor. Partizanca tutumunuzla; partililerimi ve partimi hedef alan eylemler ve söylemler gerçekleştiriyorsunuz. Bunlara gereken cevabı hakkıyla vereceğimden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Yaptıklarınızı tek tek yazarak burada uzatmak istemem ama gerekirse ayrıca kamuoyuyla paylaşırım.

“HERKES İŞİNİ YAPSIN”

Öncelikle sakinleşmenizi öneririm, oldukça gergin olduğunuz anlaşılıyor. Siyasete ayar verme işlerini bırakıp göreviniz olan belediye başkanlığını yapın. Halkımıza hizmet etmek için, meclis üyelerimiz vasıtasıyla her türlü desteği şimdiye değin olduğu gibi, vermeye devam edeceğimizi de burada özellikle belirtmek isterim. Aliağa sokakları çamur içinde, esnaf perişan, siftah yapamıyor, belediyeden hizmet bekliyor. Bırakın siyaseti ilçe başkanları yapsın. Eğer siyaset yapmakta ısrarlıysanız; önce belediye başkanlığını bırakın, rozetinizi yakanızın altından çıkarıp, üste takın. Belediyenin gücünü arkanıza alıp siyaset yapmak, yasal olmadığı gibi etik de değildir. Kısaca söylemek gerekirse; herkes işini yapsın.” (Emel OTURAK)