Kongre sürecine giren CHP’ye Aliağa’da emek harcayan, çeşitli dönemlerde partinin değişik kademelerinde görev alan isimleriyle yaptığımız röportaj serimize CHP Aliağa İlçe Başkan Adayı Saim Yurdakul ile devam ediyoruz.

-Sayın Kılıçdaroğlu’nun Başkanlar Toplantısı’nda söylediği sözler son bir haftaya damgasını vurdu. Özellikle teşkilatlarda belediye başkanlarının kongre sürecine müdahil olmamasını, ilçe yönetiminde görev alacakların başka bir yere aday olmaması gerektiğini gündeme getirdi. En son MYK toplantısında söylemi daha genişleterek sözlerini tekrarladı. Öncelikle belediye başkanlarına yaptığı uyarıdan başlayacak olursak, sizce bu sözler nasıl değerlendirilmeli?

-Genel olarak Genel başkanın görüşüne katılıyoruz. Örgütün içinin boşalmaması için daha sonraki süreçte Belediye başkanlığına ve milletvekilliğine aday olacakların ilçe yönetimine ve başkanlığına aday olmaması partinin geleceği için daha iyi bir adım olacaktır.

-Sayın Kılıçdaroğlu, belediye başkanları ile yaptığı uyarının arkasından, il ve ilçe kongrelerinde yönetimde yer almak isteyenlerin ileride belediye başkanlığı ve milletvekilliği gibi, yönetimde boşluk yaratacak kademelere aday olmamalarını istedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Yukarıda da belirttiğim gibi daha sonraki süreçlerde belediye başkanlığına ve milletvekilliğine aday olacakların, parti dinamiği açısından yönetime aday olmamalarının daha doğru olacağını düşünüyorum.

- Konuyla ilgili görüş bildiren il ve ilçe başkanlarının bir bölümü bu sözlere destek verdi. Ancak sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri ne şekilde söylediği de net değil. Üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen Genel Başkan bu sözlerin kendisine ait olup olmadığı hakkında veya nasıl bir çerçeve çizmek istediği konusunda açıklama yapmadı. Acaba Kılıçdaroğlu bir nabız yoklaması için mi bu şekilde tavır sergiliyor yoksa başka bir düşüncesi mi var?

- Bu sözlerin Genel Başkan’a ait olduğunu varsayarak ve parti geçmişine bakarak bu tür girişimlerin örgütümüzün içini tamamiyle boşaltıp savunmasız kıldığını gördük. Bu da yerel ve genel seçimlerde partimizin başarılı olmasına engel olmuştur. Bu konuda bazı partili arkadaşlarımızın, genel merkezin genelge yayınlaması gerektiğini söylemektedirler. Böyle bir genelge yayınlanması sözkonusu olamaz. Çünkü tüzüğümüze ve anayasamıza aykırı olur.

- Genel Başkan, sözlerinde belediye başkan adayı belirleme sürecinde ön seçim yapılmayacağı ve doğrudan atamayla adayların tespit edileceği yönünde mesajlar da verdi. Bir yandan il ve ilçe kongrelerine kimsenin karışmaması gerektiği ve seçimlerin demokratik koşullara uygun olarak gerçekleşmesi gerektiği söylenirken, diğer yandan ön seçimi ortadan kaldırıp sadece genel merkez kararıyla aday belirleme tercihi bir çelişki değil midir?

- Evet, bunun bir çelişki olduğuna inanıyorum. Ancak partiyi önseçime hazırlamak gereğini de düşünüyorum. Örneğin; partimizin üyesi olup üyelik şartlarını yerine getirmeyen, hatta başka partilere oy veren, başka partilere hizmet eden parti üyeleri olduğu duyumlarını almaktayız. Öncelikle partimize ideolojik olarak bağlı kalan, parti tüzük ve programını özümsemiş, üyelik şartlarını yerine getiren parti örgütleri oluşturup sonra da sosyal demokrasinin evrensel ilkesi olan demokrasiyi tam olarak çalıştırmaktan yanayım. Bu anlayışın da yerelde ve genelde başarı getireceğine inancım tamdır.

-Geçtiğimiz yerel seçimlerde, atama yöntemiyle aday belirleme yöntemi nedeniyle Aliağa’da bir sıkıntı yaşandı. İstifa edenler, başka partiye geçenler, başka partiden aday olanlar oldu. Bu dönemde de benzer şeylerin yaşanması gibi bir risk var mıdır? Bunu engellemek için nasıl bir yöntem izlenmelidir?

- Bizler, demokrasinin gereği, yerel yöneticilerin yerelde yaşayanlar tarafından belirlenmesini doğru buluyoruz. 2014 yerel seçimlerinde atama usulü ile gelen parçalanmayı hep birlikte yaşadık. Bu durumda il ve ilçe örgütlerine çok önemli görevler düşmektedir. Örgütlerimizin bu konuda kararlı, tutarlı, gerçekçi ve tarafsız hareket ederek temsil yeteneği fazla olan, halkımıza ve yaşadığımız kente en çok hizmeti olabilecek aday üzerinde durmalı ve o adayın atanmasında belirleyici rol oynamalıdır.

- Aliağa’da CHP’nin durumunu nasıl görüyorsunuz? Yerel seçimlerden bu yana partinin oyları azaldı mı, arttı mı? Vatandaşın partiye bakışı nasıl?

- Aliağa’da Cumhuriyet Halk partisi’ni iyi görmüyorum. Çünkü; yerelde iktidarı kaybettik. O ünden sonra partinin oylarında artış olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Ancak, dağılan partimizi toparlamak için daha büyük çabalara ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bunun için de parti yöneticilerinin kişisel beklentilerinin olmaması gerektiğine inanıyorum. Yurttaşlarımızın son günlerde partimize bakışının olumlu olduğunu düşünüyorum. Umarım partimiz bu olumlu bakışı iktidara taşıyacak politikalar ve çözümler üretecektir.

-Size göre CHP’de nasıl bir ilçe başkanı ve nasıl bir belediye başkan adayı profili olmalı? Siz seçilirseniz neler yapmayı düşünüyorsunuz?

- Bana göre Cumhuriyet Halk Partisi Aliağa İlçe Örgütü’nün belediye başkanı evrensel sosyal demokrat ve sol ilkelere inanmış, o ilkelere tamamiyle bağlı kalacak nitelikte arkadaşlardan oluşmalıdır. Benim anlayışıma göre Aliağa’da yaşayanların profilleri çıkartılıp, onların sorunlarına yönelik politikalar üretmeliyiz. Örneğin; ne kadar işsiz, ne kadar taşeron çalışanı, ne kadar kamu emekçisi, ne kadar esnaf, ne kadar sanayici, ne kadar tarımla uğraşan kesim varsa onları saptayıp sorunlarına onlarla birlikte çözüm üretmeliyiz. Ben, sol bir gelenekle yetiştiğim için, merkeziyetçi bir anlayışı savunduğuma inanıyorum. Bu nedenle Genel Başkanımızın önerilerini tam olarak özümsüyor ve benimsiyorum. Ülkemizin gidişatı ortadadır. Aliağa’da çok birikimli insanların yaşadığını biliyoruz. Bizler bu insanların, teorik ve pratik bilgilerinden yararlanarak hem yerelde Aliağa’mıza hem de genelde Aliağa örneği ile ülkemize umut olmak istiyoruz. Yani herkesin her alanda mücadeleye katılmasını bekliyoruz. Son olarak, bütün partililerimizi doğruyu aramaya çağırıyorum.

(BÜLENT PINARBAŞI)