131019098
29 Nisan 2024, Pazartesi

15 TEMMUZ'UN ARDINDAN... (2)

12 Temmuz 2017, Çarşamba 06:23

     


15 Temmuz darbe girişiminin 1. Yılı hakkında hazırladığımız yazı dizimizde dün Aliağa İlçe Kaymakamı Dr. Bayram Yılmaz’ın görüşlerine yer vermiştik. Bugün ise ilçemizde bulunan siyasi parti başkanlarının açıklamaları ile devam ediyoruz.

*Dip not: MHP Aliağa İlçe Başkanı Abdurrahim Aydemir’in açıklaması elimize ulaşmadığı için yayımlayamıyoruz. Önümüzdeki günlerde tarafımıza ulaştırması durumunda siz değerli okurlarımızla paylaşacağız.

Ak Parti Aliağa İlçe Başkanı Yaşar Akbulut:

“15 Temmuz Türkiye’nin bölünmesine yönelik bir kalkışmadır.”

15 Temmuz bizim Türk tarihi açısından, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluşu Savaşı gibi gördüğümüz çok önemli bir gün. 2007 yılından beri hükümet olarak bu hainlerle mücadele ediyoruz. Türkiye içerisinde yer alan bu hainler ilk başta gezi olaylarıyla hükümetimizi indirmeye çalışmışlardı.17-25 Aralık ile hükümetimize bir saldırıda bulundular ve başarılı olamadılar. Ama 15 Temmuz aslında bir darbe değil, Türkiye’nin bölünmesine yönelik yapılan bir kalkışmaydı. Ve o gün bu aziz Türk milleti, liderinin sokaklara çıkın çağrısına uyarak, liderinin gücüyle de birleşerek hainlere engel oldu. Bu hain kalkışma başarısızlığa uğratıldı. Tüm Türkiye’de o gece yürütülen mücadelenin yanı sıra Aliağa’da da yine Aliağalı hemşerilerimiz, Demokrasi Meydanı’nda ilk geceden itibaren nöbet tuttular. Binlerce Aliağalı canını ve malını ortaya koyarak vatanı için, ezanının susmaması için, gereken mücadeleyi vermek için sokaklara döküldü. 1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de de aynı ruhla hareket edilmişti. Bizim yıllardır üzerimizde oynanan oyunlara, Türk Milleti’ni sindirmek amacıyla, milletimizin üzerine çekilmek istenen pasa rağmen 15 Temmuz gecesi milletimiz bu pası silmiş adeta yeniden diriliş göstermiştir.

“‘Kontrollü Darbe’ diyen liderlere Türk milleti cevabını verdi”

Türkiye 15 Temmuz kalkışmasına ‘Kontrollü Darbe’ deme aymazlığını gösteren liderleri de gördü. Bu yapılan hareket ‘Kontrollü Darbe’ demeyi gidip 249 şehidimizin ailesine sormaları lazım. 2156 gazimize, bu acıyı yüreklerinde hissetmiş Türk milletimize sorsunlar acaba onlarla aynı şeyi mi söyleyecekler? Bizim için acı kalmış bir yönüdür, bu darbeye ‘Kontrollü Darbe’ tanımlamasının yapılması. Ancak aziz milletimiz gereken cevabı vermiştir.

Biz 15 Temmuz gecesinde başladığımız nöbette gerekirse bizlerinde canını alın diyerek bir mücadele başlatmıştık. O meydanda aynı zamanda kendini garantiye alabilmek için bankamatiklerin önünde sıraya görenleri görmemize rağmen, Aliağa halkı dini ve milleti için muhteşem bir direniş gerçekleştirmişlerdir. Devamında son güne kadar kırkı çıkmamış bebekleriyle anneler, 70 yaşında nineler, dedeler, iş çıkışı meydana gelen çalışanlar geceler boyu nöbet tutmuşlardır. İlçe protokolümüz de bu kalkışmayı bastırabilmek için çok sağlam bir duruş sergilediler. Bizler bütün bir Aliağa, bütün bir Türkiye olarak o günleri geçirdik. Bayrağımıza, vatanımıza olan borcumuzun sınandığı bu sınavdan Aliağa halkı olarak başarıyla çıktık.

‘Tek bir ihanetçi kalmayana dek mücadele sürecek!’

Bu nöbetler başladığında kendini kurtarmak isteyen bunun için meydanda bizlerle nöbet tutan FETÖ’cüler de vardı. Geçen bir yıl içerisinde işte bunlarla ve diğerleriyle mücadele başarıyla sürdü. Bu örgütün temizlenmesi için de sürmeye devam edecek, tek bir ihanetçi kalmayana dek. Aliağa’da tamamen başarılı şekilde bu süreç yönetilerek çok isabetli kararlara verilerek, devlet içerisinden ve iş dünyası içerisinden bu ihanetçi yapının içerisinde bulunanlar tutuklandılar. Bu yapı tek başına oluşmuş ve kendiliğinden çıkarak terörizme dönüşmüş bir yapı değil. İçeride Feto denilen hokkabaz dışarıda ise destek veren başka güçlerin birlikte hareket ederek bugün bulunduğu hale geldiği için kısa sürede temizlenmesi mümkün olmayan bir yapı. Ak Parti hükümeti de bunun için sonuna kadar mücadeleyi sürdürecek.

Böyle bir zamanda bu ihanetçi yapılarla mücadele eden bir siyasi oluşumun parçası olmak benim için paha biçilemez bir duygu. Aziz milletimizin tekrar dirilişine sahne olan 15 Temmuz Şehitleri Anma Demokrasi Günü’nde tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz:

“Ülke olarak bir arada durmayı başarmamız gerekiyor.”

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Öncelikle bu kanlı kalkışmaya karşı direnirken şehit düşen sivil, asker 249 şehidimize Allahtan rahmet, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler dilerim.

15 Temmuz darbe girişimi yıllarca devletin içinde yuvalanıp, büyüyen giderek devletin tüm kurumlarını eline geçiren Fethullahçı terör örgütü tarafından gerçekleştirildi. Kanlı kalkışma sokaklara çıkarak darbeye direnen yurttaşlarımızın, bombalar altında toplanarak darbeye karşı çıkan TBMM çatısı altındaki tüm siyasi partilerimizin ortak iradesiyle durdurulmuş, milletimiz ve siyasi partilerimiz açıkça mili iradeye sahip çıkmıştır.

En büyük dileğimiz ülkemizin gelecekte benzer girişimlerle karşılaşmamasıdır. Bunun yolu da devlet içinde yerleşmiş olan FETÖ mensuplarının gerçek anlamda temizlenmesinden ve bundan böyle başka mihraklardan emir alan yapıların devlet organları içinde yeniden yerleşmesine izin verilmemesinden geçmektedir.

‘Darbe girişiminin aydınlanması engellenmiştir!’

Devlet kurumları ve siyasi irade geçen bir yıl zarfında ne yazık ki olanları aydınlatmak ve 15 Temmuzun gerçek sorumlularını bulup cezalandırmak konusunda ciddi bir yol alamamıştır. Kanlı darbe girişimine katılan subay, astsubay ve askerlerin bir bölümü dışında asıl bu darbeyi örgütleyen perde arkasında kalan sivil ve siyasi bağlantılara ne yazık ki ulaşılamamıştır. 15 Temmuz kanlı kalkışmasının bugün cezaevine atılan veya bir kısmı yurt dışına kaçan, ordu içine sızmış asker görünümlü teröristlerle sınırlı olmadığı açıktır. Darbenin arkasındakileri ve gerçekleri tam anlamıyla ortaya çıkarabilecek olan TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nun çalışmaları kesintiye uğratılmış, MİT Müsteşarı, Genel Kurmay Başkanı gibi devlet görevlileri ile başkaca bazı görevlilerin komisyona bilgi vermesine izin verilmemiş, kanlı darbe girişiminin ayrıntılarının ortaya çıkması adeta engellenmiştir.

‘Milli irade OHAL ile zarar gördü’

15 Temmuzdan sonra toplumda ve siyasette demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkma anlamında oluşan birlik beraberlik ruhu, 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’den sonra siyasi iktidarın uygulamaları ile zarar görmüş, siyasi iktidar geçmişteki ayrıştırıcı ve dışlayıcı diline geri dönmüş, oluşan olumlu siyasi iklim ne yazık ki korunamamıştır. OHAL, kanlı darbe girişimiyle mücadele etmekten daha çok siyasi iktidarın muhaliflerini susturmak amaçlı kullanılmış, FETÖ ile ilgisi olmayan birçok demokrat, solcu muhalif aydın, gazeteci ve siyasetçi OHAL şartlarında cezaevine atılmıştır. Gelinen noktada görülmektedir ki FETÖ devlet içinde varlığını sürdürmekte, FETÖ ile mücadelenin ise büyük ölçüde kripto FETÖ’cülerin eline geçtiği anlaşılmaktadır. Bir yıllık süreçte ne yazık ki; 15 Temmuz kanlı kalkışması gerçek anlamda aydınlatılamamıştır. Girişimin arkasındaki sivil ve siyasi güçlere ulaşılamamış, OHAL sürecinde demokrasiye, hukuka ve adalete büyük ölçüde zarar veren uygulamalar olmuş,15 Temmuz kanlı kalkışmasının faili FETÖ mensupları tam olarak devletten temizlenememiş, kısmen de olsa FETÖ’den boşalan yerlerde ise başka tarikat ve cemaatler örgütlenmeye başlamıştır.

Darbeler; çağdışı, hukuk dışı, insanlık dışı ve demokrasi dışıdır. Askeri ya da sivil tüm darbelere karşıyız. Ülkemizin yeniden darbe girişimlerine maruz kalmaması için tam, kusursuz, çağdaş, laik ve demokratik sisteme, liyakatin esas olduğu bir devlet sistemine ihtiyacımız var. Devletin bürokrat ve memurlarının sadece milletin emrinde olduğu, başka güç odaklarından emir almadığı bir sisteme ihtiyacımız var. Bedel ödeyerek milletin kendi iradesine sahip çıktığı, direnerek bertaraf ettiği kanlı darbe girişiminden gerekli tüm dersleri çıkarmamız ve geleceğe ilişkin tedbirleri buna göre almamız gerekiyor. Ülke olarak bir arada durmayı başarmamız, herkesi kucaklayan bir geleceği kurmamız gerekiyor.

(EREN SARAN) 







 
Son Eklenen Haberler