ENGEL (SİZSİNİZ)
5 Aralık 2017, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
Her yıl Aralık ayının 3. günü ‘Dünya Engelliler Günü’ olarak kutlanıyor. Esasında ‘Dünya Engelliler Günü' kutlanılacak bir gün değil, engelli bireylerin yaşamlarının kolaylaştırılması için farkındalık yaratılması gereken bir gün olmalıdır. Ama maalesef ki ne yeterince engelli bireylerin yaşadıkları sorunların farkında olabiliyoruz ne de onlar için farkındalık yaratabiliyoruz.
Her insan bir engelli adayıdır. Kim garanti verebilir ki yarın başımıza hiç bir şey gelmeyeceğine? Evden çıktığımız gibi eve geri döneceğimizi? Unutmayalım; onlar bizden yardım değil, yaşamlarına saygı bekliyorlar. Yaşadığımız çevrede bir çok engelli bireyin sokağa çıkmaya çekindiğine korkmasına şahit oluyoruz. Çok da haklılar aslında. Hiç bir koşul onlara uygun değil. Engelli bireyler yokmuş gibi inşa ediliyor her taraf! Tekerlekli sandalye ile giden bir kişi kaldırıma çıkamayınca birkaç kişinin onu kaldırıp çıkarmasından mutlu olmaz, kaldırımda rampa olmasını bekler ve bu onların hakkı. Bu dünya onların da dünyası. Hem onların bizden eksik bir yanı yok. Örneğin ellerini kullanamayan fakat ayaklarıyla bir çoğumuzdan daha iyi resim çizen insanların varlığına şahit oluyoruz ya da en güncel örneğini vermek gerekirse her bir oyuncusuna dünya yıldızı muamelesi yaptığımız A Milli Futbol Takımı’mız Dünya Kupası’na gidemezken toplumun her kesimi tarafından gerektiği kadar ilgiyi göremeyen Ampute Milli Takımı Avrupa Şampiyonu oldu. Yani onlara yukardan bakma gibi bir lüksümüz yok.
Dün, bugün ve yarın… Engeller var olduğu sürece onlara yardım elimizi uzatmamız gereken her gün. Onları anlamak için gözlerimizi yarım saat boyunca kapatıp evin içinde dolaşmaya gerek yok. Aslında, engelli diye tabir edilen insan topluluğunun hayat hakkında daha umutlu sorun çözücü bir tavırla yaklaştığını görürüz. Biz onları engelli diye tabir ederiz fakat asıl engel bizlerin kafasında değil midir? Onları anlamak istiyorsak ellerinden tutmamız gerekiyor. Engelli parklarına park etmezsek, yürüme yollarını işgal etmezsek, toplu taşımada onlara yardımcı olmaya çalışırsak, elimizden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalışırsak ve en önemlisi kendi maddi güçlerini kazanmalarını sağlayacak imkanları oluşturursak belki birileri mutlu olur ne dersiniz? Hadi engelleri kaldıralım.
OKUMALI/ UZAKLARIN ŞARKISI
Papağanlar konuşur, bunu biliyoruz. Ama “haber” verirler mi? Yahut geçmişten konuşma yetenekleri var mıdır? Kars’a yolculuk, Bünyamin, Besti Nine, Eylül, günümüzün yozlaşmış ilişkileri, psikolojik arka planlar, Gülbadem, Zencefil, Hindistan, Osmanlı İstanbul’u, ezanlar, silahlar, Sunullah Efendi, Mevleviler, Galata, kıraathaneler, Fülfül, şiirler, hüzün ve tebessüm... Genç bir yazar olan Kaan Murat Yanık'ın epey olgun bir romanı Uzakların Şarkısı. “Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil/ Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil” diyen şairin kadim izi ile, Kars’ta kendini bulmaya çalışan Bünyamin’in gündelik yolu kesişirse ortaya ne çıkar? 'Uzakların Şarkısı' kitabı bu sorunun yanıtı olmaya talip. (Tanıtım Bülteninden)
İZLEMELİ/ AİLE ARASINDA
21 yıllık ilişkileri aynı gün noktalanan nevrotik Fikret ile müzikhol vokalisti Solmaz komik bir tesadüfle tanışır. Solmaz’ın kızı Zeynep, Adanalı sevgilisiyle evlenmeye karar verince her şeyden korkan Fikret, kendini bir anda hayatının rolünü oynarken bulur...
DİNLEMEL/ BENİ BÜYÜTEN ŞARKILAR VOL.1
İbrahim Tatlıses, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Cem Karaca, Sabahat Akkiraz gibi sanatçıların şarkılarını Hayko Cepkin 'Beni Büyüten Şarkılar' albümünde kendine has yorumuyla seslendiriyor. 'Beni Büyüten Şarkılar Vol.1' albümü 9 cover şarkıdan oluşuyor.