İNAN ÇOK ZOR DEĞİL
16 Mayıs 2017, SalıTweet |
Serkan SELİNGİL
İnsanın zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek anlamında 'İnsan beşer, kuldur şaşar' demiş atalarımız. Yaşam içerisinde hepimiz hata yapıyoruz ve genelde değer verdiğimiz insanları kırıyoruz. İçerisinde bulunan koşulların zorluğu ile birlikte o anki duygusal, psikolojik faktörlerde buna neden oluyor. Yaptığımız hatayı düzeltmek içinde özür dilemesini bilmek gerekiyor. Peki özür dilemeyi becerebiliyor muyuz? Gurur, inat ve umursamamak… Bunların dilenecek özre engel olmaması gerekiyor. Kimi, gururuna, kibirine yenik düşerek özür dilemeyi beceremiyor; kimi ise gönül rahatlığı ve içtenlikle özrünü dile getiriyor. Özür dilemeyi bilmenin yanı sıra dilenen özürün de yerinde, zamanında ve samimi olması gerekiyor. Zira sıkça dilenen özrün çok da önemi kalmıyor.
Çoğu zaman özür dilemek karşınızdaki insanın moralini düzeltecek, gönlünü rahatlatacak, kırgınlığını geçirecek bir eylem olmuyor. Bazen o kadar sinirleniyoruz ki, hatayı yapanın özür dilemesine bile izin vermiyoruz. Oysa bırakın dilesin, 'ben hatamı anladım' desin. Özür dilemek büyüklüktür diyoruz ya, e affetmek de öyledir.
Aslına bakmak gerekirse toplum olarak ne özür dilemeyi biliyoruz ne de affetmeyi. Hepimiz mükemmel olmayı istiyoruz ve mükemmellik rolüne bürünmeyi öyle çok seviyoruz ki kusurlu olduğumuzda, kusurumuzun farkına varmaktan bile kaçınıyoruz. Üstelik ne acıdır ki, günümüzde kimse kimsenin samimiyetine de güvenemiyor. Bunun nedeni kendi samimiyetsizliğimiz midir yoksa samimi oldukça yediğimiz kazıklar mıdır, bilinmez. Zaten hem özür diler hem de kafama göre davranırım diye düşünüyorsanız da özür dilemeyin, gerek yok.
'Bir gönlü mü kırdın; ağlamalısın. Hele özür dilemesini bilmiyorsan; senden dost olmaz, senden yâren olmaz...' der Mevlana Celaleddin Rumi. Evet kolay değil karşındakinin yüzüne bakarak ‘haklısın hata yaptım, seni kırdım’ demek. Ama yeri geldiğinde özür dileyebilmek olgunluktur. Hatayı herkes yapar, hiçbirimiz kusursuz değiliz. Önemli olan insanın yaptığı hatayı fark etmesidir. Demem o ki özür dilemeyi bilin, özür dilemek durumunda kalacağınız hataları tekrarlamaktan kaçının, özür ile geleni de affedin en başta da kendinizi.
OKUMALI/LİSEDEN ARKADAŞLAR
Mahalle kültürünün son demlerinin yaşandığı yıllar… İlk arkadaşlıkların okuldan değil de apartmandan kurulduğu, bakkala diye evden çıkıp arkadaşlarla sokaklarda oynanan zamanlar… Küçükçekmece’nin küçük bir mahallesinde büyüyen ve artık gerçekten büyüdüğüne inanan Selçuk, çetecilik işlerini bırakıp gideceği “süper” lise ile hayatında başka bir sayfa açma hayalleri kurarken evdeki hesap çarşıya uymuyor. Selçuk ne kadar beladan uzak durmak istese de arkadaşları Mete, İsmet ve Serkan’ın da farkında olmadan yaptıklarının katkısıyla belanın tam ortasında buluyor kendini. Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Kardeş Payı ve İşler Güçler gibi dizi ve filmlerin senarist ve yönetmeni Selçuk Aydemir, 15 yaşındaki bir ergenin gözünden ilk aşkları, arkadaşlıkları, hayalleri, aileyi ve mahalle yaşamını anlatıyor. Fonda da Selçuk ve arkadaşlarının okulun en belalı adamına karşı giriştikleri mücadelenin mizah dolu hikayesi var.
İZLEMELİ/ KAYGI
Bir TV kanalında belgesel kurgulayan 30 yaşındaki Hasret, trafik kazasında kaybettiği müzisyen anne babasından kalan evde tek başına yaşamaktadır. Her gece aynı kabusu gören Hasret’in aklına bir soru düşer: Annesiyle babası trafik kazasında ölmemiş olabilir mi?
Yönetmenliğini ve senaristliğini Ceylan Özgün Özçelik'in üstlendiği filmin başrollerinde Algı Eke, Kadir Çermik, Selen Uçer, Asiye Dinçsoy, İpek Türktan Kaynak, Kerem Kupacı, Nurcan Ülger, Dilşad Bozyiğit, Aram Dildar, Nihan Aşıcı, Nazan Kesal, Taner Birsel, Saygın Soysal yer alıyor.
DİNLEMELİ/45'LİK ŞARKILAR
Güçlü şarkı sözleri ve anlamlı şiirleri yeni jenerasyonla buluşturmak, kendi müziğimizin muhteşem ezgilerini hatırlatarak ilerideki kuşakların ilham almasını sağlamak üzere çalışmalar yapan Sanatçı Fatih Aydın, yeni albümü 45’lik Şarkılar ile herkesi müzik dünyasında nostaljik bir yolculuğa davet ediyor.
Türk müzik piyasasında uzun zaman sonra “albüm” geleneğini tekrar hayata geçirecek olan çalışma, aşkı farklı anlamları ve boyutlarıyla anlatan müzikal bir yolculuk…