ANNE, PARKA GİDELİM
5 Mayıs 2016, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
“Anne parka gidelim.” sanırım 2,5 yaş ve üzerindeki her çocuğun ağzından dökülen cümle, her annenin gün içerisinde defalarca duyduğu cümledir.
Peki, çocuklarımızın ne kadar dışarıda oyun oynamaları için vakit ayırıyoruz?
Kısa süre önce OMO Global Çocuk ve Oyun Araştırmasının sonuçlarına göre;
- Türkiye’de her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Bu süre yüksek güvenlikli hapishanelerdeki mahkûmların açık havada geçirdikleri sürenin altında.
- Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan biri (%14) ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamıyor.
- Türkiye'deki ebeveynlerin %94'ü oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına, %70'i ise çocuklarının dışarıda oynamak için yeterli fırsata sahip olmadığına inanıyor. Ebeveynlerin %59’u çocuklarının kapalı alan ve açık hava oyunlarında daha iyi bir dengeye sahip olmasını istiyor.
Televizyonlarda reklamlarda “Kirlenmek Güzeldir” sloganı ile OMO Çamaşır Deterjanının reklamını duymayan yoktur sanırım. Bu reklam içeriğin de bile çocukların dışarıya çıkıp oynayıp, zıplayıp kıyafetlerini kirletmeleri yönünde bir teşvik olduğu aşikâr. Aslında reklamın arka planını düşündüğümüzde, demek ki dışarı çıkmayan o kadar çok çocuk var ki, OMO Çamaşır Deterjanının satışlarında da bir o kadar düşüş yaşanmış ve bu reklam ile çocukları dışarı çıkmaya teşvik ediliyor. Bu analiz de aslında yukarıda yer alan araştırma sonuçlarını destekler nitelikte.
Araştırma sonucuna göre ebeveynler bir çocuk için oyun oynamanın zihinsel gelişimine katkısını biliyor ve bunun farkında. Demek ki ebeveynler bu bilgiyi eyleme dökmekte yetersiz kalıyor.
Çocukların dışarıda oyun oynamalarını engelleyen birçok faktör mevcut. Bunlardan biri de mahalle kültürünün ilçelerde dahi giderek zayıflaması. Önceden çocukların oynayabileceği her mahallede boş araziler, tırmanacak ağaçlar vb. alanlar olurdu. Artık bu alanlar yeterli düzeyde yok, ancak belediyelerce yapılan parklar bu ihtiyacı karşılar nitelikte. Aliağa’da da belediyenin yapmış olduğu Avcı Ramadan Parkı gibi fevkalade olan, her yönüyle çocuklara ve ailelere hitap eden, oyun alanlarından bir ya da iki tane daha olması bizim ilçemiz için şimdilik bu ihtiyacı karşılar diye düşünüyorum.
Ancak unutulmamalıdır ki, çocuklar için oyun hem zihinsel hem de fiziksel vaz geçilmez bir gelişim aracıdır ve çevresel şartlar doğrultusunda çocukların oyunlarını dışarıdan bağımsız kılmadan, park, bahçe ve doğadan ayırmadan gerçekleştirme imkânları sunmak, onlara vereceğimiz en iyi gelişimsel destektir.
Yine aynı araştırma sonucuna göre, Türkiye’deki ebeveynlerin %57'si, çocuklarının kendi çocukluk dönemlerine kıyasla daha az oyun oynama fırsatına sahip olduğuna inanıyor. Ülkemizdeki her 10 ebeveynden 9'u (%90) çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini belirtirken, her 2 ebeveynden 1'i (%50) çocukları ile açık havada oyun oynamak için zamanlarının olmadığını söylüyor. Oysa hafta bir bile olsa çocukla dışarda yapılacak bir piknik, doğada yürüyüş gibi bir etkinlik bile çocuğun gelişimini destekleyecektir. Ebeveynlerin eleştirdiği 'benim çocuğum hep tablet, bilgisayar başında' sıkıntısına da ilaç olacaktır.
Diğer çocuklarla oyunlar oynamak, çocukların öğrenmelerine, hayatı tecrübe etmelerine, dikkatlerinde artışa, dışa daha dönük olmalarına ve sosyal güvenlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Oyun aynı zamanda çocukların paylaşım, kurallara uyma, sıra bekleme, diğerlerinin seçimlerine saygı duyma, kaybetmeyi yaşama ve kabullenme, sabretme, hoşgörülü olma, açık fikirli olma ve empati kurma gibi çok önemli sosyal değerleri kazanmalarına ve geliştirmelerine de yardım eder. Çocuklarınızın serbest türde, daha az kurgulanmış oyunları dışarıda güvenle ve özgürce oynamalarına izin verin, olanak sağlayın; onların girişken tavırlarına, hayal kurma ve yaratıcı becerilerine şaşıp kalacaksınız.
Tuncay TÜRKMEN
Psikolojik Danışman