KADINLARDA DEPRESYON
29 Eylül 2016, PerşembeTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Depresyon, kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülmektedir. En çok kadınların canını sıkar. Bu her yaş dönemi için geçerli olmakla birlikte daha çok genç kızlık ve yaşlılık döneminde artış göstermektedir. Bunun nedenlerinden biri kadınlarda bulunan östrojen hormonudur. Üretkenlik dönemindeki kadınların yaklaşık yüzde kırkında bu hastalığa rastlanır. Bununla birlikte yaşadığı çevresel koşullar da kadınlarda depresyonu tetiklemektedir. Özellikle öğrenilmiş çaresizlik (kişinin göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan güçlü bir inanç) adı verilen ve depresyona neden olan temel psikolojik koşulların başında gelen duruma kadınlarda daha sık rastlanılmaktadır.
Migren, baş ağrısı, astım, mide – bağırsak sistemi rahatsızlıkları gibi bedensel belirtilerle seyreden pek çok hastalık kendini depresyon ile belli eder. Erkeklerin % 15’i, kadınların ise % 30’u hayatlarının bir döneminde majör depresyona (klinik depresyona) girer.
Çocukluk çağından itibaren “Sen kızsın yapamazsın; Ağabeyin dışarı çıkıyor ama sen kız başına bir yere gidemezsin, sonra senin için ne derler, adın çıkar, evde kalacaksın, bir koca bulamadın” gibi sözler kadınların yaşamları boyunca karşılarına çıkan, onları cinsiyet ayrımında etkileyen başlıca konulardır. Bunların sonucunda da kadın kendisini güçsüz ve çaresiz hissetmekte, kendine yeteri kadar güvenememekte ve en küçük bir olayda çabuk demoralize olup depresyona girebilmektedir.
Sebepleri arasında; kadınların hormanal yapısının aylık değişkenliği, menopoz, doğum (öncesi ve sonrası, loğusalık dönemi), kadının toplum içinde karşılaştığı geri plana atılma gibi durumlar gösterilebilir.
Her zaman ilaç alınmasa da psikolojik yardım alarak, olaylarla baş etme gücünün kazanılması veya artırılması, cinsel kimliğin kabullenilip kişisel olumlu tarafların bulunması ve desteklenmesi kadınların depresyonla baş etmesinde önemli bir yöntemdir. Aldığı yardımdan güçlenerek çıkması ve kendi ayakları üzerinde durarak, sorunlarıyla mücadele etmesi kritik öneme sahiptir.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN