STRES VE AİLE
6 Ocak 2017, CumaTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Aile ilişkileri bedenin ruh sağlığıyla yakından ilgilidir. Eşlerini kaybetmiş kadın ve erkeklerin 8 hafta sonra bedenlerinin bağışıklıklarının azalmış olduğu ortaya konmuştur. Eşlerin kendi aralarında bir denge kurup uyumlu bir beraberlik sürdürmeleri durumunda bile aileye katılacak bir çocuk uyum problemlerini beraberinde getirir. Çünkü aileye yeni bir bireyin katılması iki kişi arasındaki var olan etkileşimi, pek çok açıdan değiştirir. Ebeveynlerin yaşam biçimi keskin bir şekilde değişikliğe uğrar. Yemek yeme, uyuma, dışarıda vakit geçirme, akraba ilişkileri vb. birçok konuda aile düzeni yeniden oluşturulur.
Toplumumuzda, halk arasındaki yaygın inanç, “Yolunda Gitmeyen Evliliği” doğacak bir çocuğun kurtaracağıdır. Böylece evin dışındaki ilişkileri içki, kumar, gibi kötü alışkanlıkları olan erkeğin evine bağlanacağı varsayılır. Veya eşler arasındaki uyumsuzluğun bu sayede ortadan kalkacağı fikri doğru kabul edilir. Hâlbuki eşler kendi aralarında sağlıklı bir iletişim zemini oluşturamamışlarsa, aileye dahil olacak yeni bir üye anlaşmazlıkları daha da derinleştirecektir. Çünkü ailenin en küçük üyesinin fiziksel ve duygusal her türlü ihtiyaçlarının kaliteli karşılanması, başlı başına eşler arasındaki uyuma ve ilgili sorumlulukları paylaşmaya bağlıdır. Eşlerden biri bunun için isteksiz ise anlaşmazlıkların üzerine yenisinin eklenmesi ve yukarıda belirttiğim gibi derinleşmesi kaçınılmaz bir sondur.
Boşanma ve Stres Arasındaki İlişkiye Baktığımızda,
Boşanma karşılıklı anlaşmayla, ortak bir kararla olsa bile aile üyelerinin hayatında birçok değişikliği de beraberinde getiren çok önemli, başlı başına bir stres kaynağıdır.
Kısa süren evliliklerde ortak kazanılanların fazla olmayışı eşlerin önlerinde yaşanacak bir hayat ve beklentilerinin olması yeni bir uyum yapmayı ve boşanmadan doğan stresi yenmeyi kolaylaştırır.
Ancak uzun süren evliliklerde eşlerin beraberlikleri süresince ortak olarak biriktirdiklerini hakkaniyet ölçüleri içinde bölüşmeleri mümkün olmamaktadır. Gelecekle ilgili beklenti ve şansların bir hayli sınırlanmış olması yüzünden 10 – 15 yıldan uzun süren beraberliklerin ayrılıkla sonuçlanması son derece önemli bir stres sebebidir.
Stresin Ortaya Çıkardığı Problemler
- Korku – Kaygı
- Depresyon
- Uyku ve beslenme bozuklukları
- Kroner kalp hastalıkları
- Baş ağrıları – Migren
Stres ve stresin meydana getirdiği gerginlik ve ağrı sırasında önemli bir ilişki vardır. Stresin sebep olduğu gerginlik damarların daralmasına kafanın belirli bölgelerine giden kan akımının bozulmasına o bölgeye giden kanın azalmasına yol açar. Dokunun kansız kalması da doğrudan doğruya ağrıya sebep olur. Sınavda başarısız olma, akşam eve dönüşte eşle tartışma baş ağrısını başlatabilir.
Son olarak, gerçekte sağlığın korunması ve aşama yapılması için belirli düzeyi aşmayan stres verici durumlara ihtiyaç vardır. Pozitif düşünme, olumlu bir tavır ve yaşama isteği, her türlü olumsuzluğun etkisini azaltmaktadır. En basit haliyle bardağın dolu tarafına bakmak, stresin etkilerini kısmen de olsa azaltabilmektedir.
Tuncay TÜRKMEN / PSİKOLOJİK DANIŞMAN