BEBEK UYKU EĞİTİMİ
22 Ağustos 2016, PazartesiTweet |
TUNCAY TÜRKMEN
Birçok annenin bebeklerini/çocuklarını uyutma konusunda güçlükler yaşamaktadır. Bu konunun analizini yapacak olursak temelde iki önemli ortak nokta vardır: hatalı uyku zamanlamaları (özellikle geç saatte yatışlar) ve bebeklerin/çocukların yataklarında desteksiz (yatarken yanlarında mutlaka annenin ya da babanın bulunması zorunluluğu gibi) uykuya dalmayı bilmiyor olmaları… Destekle uykuya dalan bir bebek/çocuk yalnızca bu şekilde uyumayı bildiğinden, gece uyandığında da yeniden uykuya dönebilmek için bu desteklere ihtiyaç duyacaktır, haklı olarak! Uyku eğitimi konusunda farklı birçok yöntem bulunmaktadır. En çok bilinen yöntemleri 3 başlık altında kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
AĞLAMAYA BIRAKMA YÖNTEMİ ( CRY IT OUT )
6 aydan küçük bebekler için önerilmemektedir. Bebeğin belirli bir uyku zamanı belirlenir ve bu zaman geldiğinde, bebek yatağına yatırılır ve sonrasında neredeyse hiç ebeveyn desteği almadan kendi kendini sakinleştirmeyi öğrenerek uykuya dalması beklenir. En önemli savunucusu Amerikalı çocuk doktoru Dr. Weissbluth’tur. Ebeveyn desteğinin en az olduğu uyku eğitim metodu olduğundan, birçok uzman tarafından bebek yalnız bırakıldığı ve çokça ağladığı için eleştirilse de, özellikle Amerika’da sıkça uygulanan bir uyku eğitim yöntemidir. Buradaki en önemli risk bebeğin yalnız kaldığı andan itibaren sürekli bir ağlama krizi ile uykuya dalması ve bunun özellikle anne üzerindeki vicdani ağırlığının yüksek oluşudur. Bizim kültür yapımızda çok uzun süreli kullanımı olmayan bir yöntem olduğu düşünülebilir.
KONTROLLÜ AĞLATMA YÖNTEMİ
Adını, yöntemin en önemli savunucusu Dr. Richard Ferber’den alır ve bu nedenle ‘’Ferber yöntemi’’ olarak da bilinir. Diğer yöntem gibi 6 aydan büyük olan bebek, doğru saat ve rutinlerden sonra yatağına bırakılır ve ebeveyn odadan çıkar. Diğer bir yöntemden farklı olarak ebeveyn kontrolü bulunmaktadır. Şöyle ki, bu yöntemde ebeveyn giderek artan aralıklarla (5 dk-10 dk-15 dk) bebeğin yanına giderek onu kontrol eder. Ancak bebeği kucağına almaz veya zorunlu bir ihtiyaç doğmadıkça fiziksel bir temasta bulunmaz. Bir miktar ebeveyn desteği ve kontrolü içerse de, yine de bebeğin yatakta kendi kendini sakinleştirmeyi öğrenirken çoğu zaman da ağladığı bir yöntemdir.
AŞAMALI AZALMA, YUMUŞAK GEÇİŞ YÖNTEMLERİ ( NO CRY )
Ağlama krizleri içermeyen yöntemler olarak da adlandırılır. Ancak kısmen de olsa ağlamalar içeren yöntemlerdir. Bebeğe yaşamının ilk aylarından itiberen yatakta uyumayı öğretmek için kullanılabilir. Elisabeth Pantley, Tracy Hogg, Kim West ve Dr. William Sears gibi uzmanların uyku eğitiminde, maksimum ebeveyn desteği ve en az ağlama krizleri ile bebeğe yatağında kendi kendine uyumayı öğretmek amacını içermektedir. Yumuşak geçiş diye adlandırabileceğimiz bu farklı yöntemlerin ortak noktası, bebeğin mevcut uyku alışkanlıklarının yanında olarak, bebeği zorlamadan yavaş yavaş değiştirmeye çalışmaktır. Sürekli bir ebeveyn desteği içermektedir. “no cry – ağlama içermez” olarak adlandırılmasına rağmen yine de alışkanlıklarını değiştirmekten hoşlanmayan ve direnç gösteren bebeklerin az da olsa ağladıkları yöntemlerdir.
HANGİ UYKU METODUNU SEÇECEKSİNİZ?
Bebeğinizin uyku alışkanlıklarını değiştirmek için hangi uyku eğitim metodunu seçeceğinize karar verirken öncelikle bu yöntemler hakkında detaylı bilgi edinebilir, ardından bebeğinizin yaşına-yapısına-ihtiyaçlarına ve aynı zamanda ebeveyn olarak sizlere en uygun görünen yöntemi seçebilirsiniz. Bebeğinizin yaşına ve mevcut uyku alışkanlıklarının durumuna bağlı olarak uyku eğitiminiz birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürebilir. Bebeğin yaşı ne kadar küçükse, eski alışkanlıklarına bağlılığı da o kadar az olacağından, bazı durumlarda birkaç günde bile değişim sağlanabilir. Hangi yöntemi uygularsanız uygulayın, başarıya ulaşmanın en kilit noktaları süreç boyunca anlayışlı, sabırlı ve istikrarlı olmanızdır. Uyku öğretilebilen bir beceri olduğundan, bebeğinize ve size en uygun yöntemi seçip, kararlılıkla uyguladığınız sürece, kesintisiz gece uykuları uyuyacağınız günler sizin için hayal olmaktan çıkacaktır. Bu süreç içerisinde ince bir nokta da bebeğin ağlamaları olduğunda ebeveynlerin davranışlarının tersi olacak davranışlarla özellikle büyüklerin (anneanne, babaanne veya dedeler gibi) sürece olumsuz müdahil olmamalarıdır. Çünkü bu durum kültürümüzde yaşanan bir gerçektir.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN / Tuncay TÜRKMEN