TÜRK HARF DEVRİMİ VE MİLLET MEKTEPLERİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
26 Kasım 2018, PazartesiTweet |
Cevat YILDIRIM
Millet mektepleri, doksan yıl önce Türkiye halkını okur-yazar hale getirmek ve ona hayat için temel bilgiler kazandırmak amacıyla açılan okullardı. 01 Kasım 1928 tarihinde Arap harfleri kaldırılarak Latin esasından alınan yeni Türk Alfabesi kabul edildi. Belirtilen tarihte ve 1353 sayılı yasa ile yürürlüğe girdi.
24 Kasım 1928’de Millet mektepleri yönetmeliği Resmi gazetede yayımlandı. Bu yönetmeliğe göre; Mustafa Kemal Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul etti. 1981 yılında 24 Kasım günleri “Öğretmenler Günü” olarak o devrin hükümeti tarafından uygun bulundu. 2018 yılı öğretmenler günü tüm öğretmen arkadaşlarımıza kutlu olsun. Tabii ki kutlu olması için yalnız onlara güzel sözler söylemek yetmiyor. Maddi yönden de günün koşullarına göre desteklenmeleri öğretmenlerde çalışma arzusunu kuvvetlendirecektir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye Cumhuriyetinde okur- yazar sayısı çok yetersizdi. Ülkeyi daha ileri götürmek için vatandaşlarımızın eğitilmesi gerekti. Tarih 24 Kasım 1928’di. 1048 sayılı resmi gazetede millet mektepleri yönetmeliğinde belirtildiği gibi birinci amaç halkımıza okuma yazma öğretmekti. Okuyup yazmayı öğrenenler için de matematik, ölçü bilgisi, sağlık bilgisi, yurt bilgisi gibi dersler verilecekti. Derslere 1929 yılının Ocak ayının birinci günü başlandı. Ne yazık ki yasayı, yönetmelikleri hazırlayan genç Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey 1 Ocak günü apandisitinin patlaması sonucu hayatını kaybetti. Millete çok önemli hizmetleri bulunan bu devrimciye Cenabı Allah’tan rahmet dilerim. İskân ve Adalet Bakanlıklarında yaptığı çalışmaları da unutmamak gerekir. Balıkesir Kuvay-ı Milliye Müzesinde yazdığı gazeteden bir demetle birlikte ona yüce bir değer verildiğini de gördüm.
1928-1935 yılları döneminde 1.086.159 kişi A kursunu, 268.096 kişi de B kursunu başarı ile bitirerek belge aldı. İzmir’de 1 Ocak 1929 tarihinde 600 adet “Millet mektebi” açıldı. İzmir o yıllarda da eğitim konusuna değer veren önemli bir ilimizdi. Cumhuriyetin ilk yıllarına göre okuma-yazma oranı çok yükseldi. 2015 yılı Devlet İstatistik verilerine göre okuryazarların oranı yüzde 96’yı aştı. Bu gelişimi, Cumhuriyet idaresine borçluyuz.
Günümüzde millet mekteplerine gereksinme yok. Fakat işsiz ve mesleksiz bir hayli vatandaşımız var. Aliağa Çiftliğinde 1935 yılında 1435 kişi yaşamaktaydı. Önce köydü. Nahiye oldu. Kasaba oldu. İlçe oldu. Günümüzde bir sanayi kentine dönüştü. Fakat insanların refah düzeyini artırmak, halkımıza iyi yurttaş olma yolları öğretilirken, onları üretici duruma getirmek için de meslek eğitimi de verilmelidir. Aliağa Ticaret Odasının geçtiğimiz yıllarda girişimcilik, emlâkçilik, aşçılık, kepçe kullanımı (araç olarak) muhasebe kursu gibi kurslar açarak üyelerine ve isteyenlere hizmet içi eğitim verdiği basında yer aldı. Halk eğitim merkezinin de halka yönelik kurslar açtığı vatandaşlarca konuşulmaktadır.
11 Nisan 2018 tarihinde Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği yayımlandı. Bu yönetmelik; idarecilerimize, eğitimcilerimize, belediyelere, meslek kuruluşlarına, vakıflara bir takım yükümlülükler getirmektedir. Bunun için üniversiteli gençleri görevlendirilip anket yaptırılmalı. Mahalle muhtarlarına sorulmalı. Meslek kuruluşları, sanayi kuruluşları ve mahalli siyasi kuruluşlarla görüşmeler yapılmalı. Sorunlar ve kurs alanları belirlendikten sonra iyi bir planlama yapılmalı. Bu plana göre her kuruluşun katılma durumu dikkate alınarak görev dağılımı yapılmalı diye düşünüyorum. Hiçbir şey kolay değildir. İyi niyetle açılacak kurslarda meslek öğrenen kişiler yetişebilir. Doksan yılın öncesinde açılan millet mektepleri yerine “Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Kursları” niçin olmasın?
Mustafa Kemal der ki: “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” Aliağalı insanlarımızın hep iyi umutları olsun.