11 Aralık 2024, Çarşamba

ÇEŞMELER

29 Mart 2017, Çarşamba

     


Cevat YILDIRIM

Oturdum çeşme başına,

Yazı yazdım taşına.

Gelen geçen okusun

Neler geldi başıma.  (Anonim)

 

          Kentlerin, kasaba ve köylerin meydan ve mahallelerinde çeşmeler görürsünüz.  Niçin yapılmışlar? Kimler yaptırmış? Mimari olarak özellikleri var mıdır? 

       Büyük kentlerde çeşmeleri, hükümdarlar, sultanlar, paşalar, önemli kişiler, varlıklı insanlar yaptırırdı. Örneğin İstanbul’da Davut Paşa, İskender Bey, Fatma Sultan, Edirne’de İbrahim Paşa, Hacı Adil Bey çeşmeleri gibi. Kasaba ve köylerde ise çeşmeleri ya varlıklı kişiler, ya da o kasaba köy halkı imece yoluyla inşa ederdi. 

           İnsanlarımız çeşmeleri yalnız, canlıların su içtiği, evlere ihtiyaç için su alınan yerler olarak düşünürler.  Gerçekte çeşmeler sosyal olayların geçtiği yerlerdir. Bazıları mimari olarak da dikkat çeker. Üzerindeki kemerle, örtü ile kitabesiyle seslenirler. Çeşmeler, mermer, küfeki, granit gibi taşlardan elde edilen prizma biçimli nesnelerle inşa edilir. Çoğu kere ön yüzünde bir kitabe vardır. Yaptıran kişinin adı ve inşa tarihi yazılır. Taşlara yazı kazıyan kişiler hakkâk diye anılır. Her ne kadar sahibi bilinmeyen manide “yazı yazdım çeşme taşına” dese de kitabeyi yazan sanatkârın dışında taşlarda görülen boyalı yazılar, eski eserin değerini bilmeyen çocuklar tarafından karalanmış olabilir. Bundan elli yıl kadar önce mahalli çeşmelerin en önemli işlevi piyasa görevini yüklenmiş olmasıydı. Şimdi o günleri görmeyen gençler de bunun anlamını bilmezler. O da ne çeşmeler alış-veriş yerleri mi, diye sorarlar.

        Çeşmeler alış-veriş yerleriydi. Yaptıran için bir hayır kurumuydu. Buralarda pamuk, üzüm, buğday gibi ürünler satılmazdı elbet. Günün büyük kısmında, tarlada, bağda, bahçede çalışan yurttaşlar akşama yakın çeşme başında toplanırlardı. Genellikle tütüncü kızlar evlerin serin kısmında beş altı saat tütün dizdikten sonra çeşmeye gelir kovalarını, testilerini doldurup evlerine su taşırlardı. O yıllarda evlerde su olmadığından gereksinmeleri karşılamak için çeşme başına koşulurdu. İşte o saatlerde kasabanın gençleri de atlarını, öküzlerini ve danalarını sulamak için çeşmelerin önüne gelip, ıslık çalarak hayvanlarını sulardı. Amaç sadece su almak, beygir sulamak değildi. Kasabanın gençleri buralarda birbirini görür beğenirdi. O günün gençleri ile sohbet etsek, kızlara nasıl göz attıklarını, nasıl bıyık büktüklerini, ya da ne gibi laf attıklarını belki söyler. Yalnız erkekler mi laf atardı? Kızlar durur mu? Onların içinde karşı taraftaki gence karşı ilgisi varsa, kızdan da işaret giderdi. Gençler evleneceği kızı çeşme başında beğenir, fırsat bulursa bir ev kuytusunda akşamın ilk karanlık saatlerinde sevdiği ile sohbet ederdi. Bazı zaman bu laflaşma tarla yolunda olurdu. Eğer delikanlı ve genç kız anlaşmışsa, kız bohçasını alarak, oğlana kaçıp bir akrabanın evinde saklanırdı. Ertesi günü kız tarafı karakola gider şikâyette bulunurdu. Mahallenin büyükleri araya girer, iki tarafı anlaştırır, önce nikâh kısa zamanda düğün kurulurdu. Bazı ebeveynler anlaşmaya yanaşmaz, kız istemese de başka gençle evlendirilirdi. Eski muhtarlardan biriyle konuştuğumda sevdiğine kaçan yüz kızdan doksan tanesi ereğine ulaşır, sevdiği ile evlenirdi.

      Yine tarla bahçe işleri burada konuşulur, işçilik buralarda bağlanırdı. Aliağa’da o tarihlerde Kazım Dirik Mahallesi’ndeki “Tumba Çeşmesi”1 İzmir Caddesindeki “Hurşit Çeşmesi” anlattığım olaylara çok tanıklık etmiştir. İskeledeki “İskele Çeşmesi” gelinlerin ellerindeki kınaları yıkadığı sosyal bir aktivite yeriydi. Sabber Hanım’ın dairesi (tef)  elimize geçse,  kim bilir bize neler anlatır? Aliağa’da “Nalbant İsmail’in Çeşmesi”nde sürüler veya nallanan hayvanlar su içerdi. “Çarşı Çeşmesi” ise namaza gidenlerin abdest alma yeriydi. Ayrıca bir de “Mera Çeşmesi”  vardı. Saydığım çeşmelerin üçü yok oldu. Biri eski yerinde, fakat derinlere gömüldü. İskele Çeşmesi ise küçüldü ve işlevini yitirdi. 

   Bazı yerlerde hoyrat defineciler, bazı yerlerde politikacılar çeşmeleri yerlerinden kaldırdı. Belki siyasilerin dayandıkları bir nokta vardır. Ancak beyni çalışmayan, yüreği para ve altın hırslı defineciler tarihi çeşmeleri yok etmeyi çok iyi becerdiler. Çeşmeler bunu hak ediyorlar mı? Çeşmeler bizim uygarlık alanlarımızın bir parçası değil mi? Onları kaldırmakla geçmiş ile geleceği birbirine nasıl bağlıyacağız? Hemşehrilerimin konuya kendi düşünceleri ile cevap bulacağını sanıyorum.

         Adam diyor ki: Çeşmenin başı güzel/ Dibinin taşı güzel/ Öyle bir yar sevmişim/ Kirpiği kaşı güzel.  Acaba sizi kim yıktı diyerek, çeşmenin taşlarına mı sorayım? 

                                                                                                               Cevat YILDIRIM 

                                                                                                                  27 Mart 2017

                                                                                                         

   

 



Yazarın Tüm Yazıları
EĞİTİM VE ÖĞRETİM BİRLİĞİ 11 Kasım 2024, Pazartesi
ATATÜRK’ÜN ÖZDEYİŞLERİ’NDEN BİR DEMET 9 Kasım 2024, Cumartesi
Atatürk’ün fikir hayatına katkıda bulunan etmenler 9 Kasım 2023, Perşembe
ALİAĞA’NIN KURTULUŞU 13 Eylül 2023, Çarşamba
BÜYÜK TAARRUZ (Yeni Kitaptan) 1 Eylül 2023, Cuma
Sevgi üzerine düşünceler 14 Ağustos 2023, Pazartesi
HER ÇOCUĞUN ANNESİ BİR MELEKTİR 13 Mayıs 2023, Cumartesi
BABAM BİR EĞİTMENDİ 2 Mayıs 2023, Salı
CEHALETİN ÜZERİNE YÜRÜYEN GENÇLER 1 Mayıs 2023, Pazartesi
ATATÜRK KIYI EGE’YE VE ALİAĞA’YA NİÇİN GELDİ? 12 Nisan 2023, Çarşamba
MUSTAFA KEMAL’İN YURT GEZİLERİ 11 Nisan 2023, Salı
SEKİZ MARTI DÜŞÜNÜYORUM 8 Mart 2023, Çarşamba
ALİAĞA’NIN KURTULUŞUNUN YÜZÜNCÜ YILI 14 Eylül 2022, Çarşamba
BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI 30 Ağustos 2022, Salı
ŞU İZMİR’DEN NE GELİR? 23 Ağustos 2022, Salı
1 TEMMUZ GÜNÜ 1 Temmuz 2022, Cuma
ÇEVRENE İYİ BAK- İYİ DAVRAN- İYİ GELECEK BUL 4 Haziran 2022, Cumartesi
KADINA SAYGILI OL 7 Mayıs 2022, Cumartesi
KURTARICININ DOĞDUĞU YER ÇANAKKALEDİR 25 Mart 2022, Cuma
MÜZELERDE GÖRÜLEN SANAT ESERLERİNDEKİ KADIN FİGÜRLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME 7 Mart 2022, Pazartesi
ATEŞ VE KOR 21 Şubat 2022, Pazartesi
GÜZELHİSAR’IN GÜLLERi, KARANFİLLERİ 4 Şubat 2022, Cuma
GÜZELHİSAR’DA HAMAMLAR 22 Ocak 2022, Cumartesi
TÜRKLERDE HAMAM 20 Ocak 2022, Perşembe
ALTMIŞ YIL ÖNCESİNDE OLAĞAN BİR GÜN 8 Ocak 2022, Cumartesi
BİR KÖY ÖĞRETMENİNİN ANILARI 9 Kasım 2021, Salı
TÜRK DİLİ MİLLETİN KALBİDİR, ZİHNİDİR 27 Eylül 2021, Pazartesi
KURTULUŞA DOĞRU 26 Ağustos 2021, Perşembe
EGE’DE BÜYÜK TAARRUZ ÖNCESİ VE SONRASI 25 Ağustos 2021, Çarşamba
GÜZELHİSAR-I MENEMEN 1 Temmuz 2021, Perşembe
İSTANBUL- SAMSUN YOLU İSTİKLAL YOLUDUR 19 Mayıs 2021, Çarşamba
MART AYI DERT AYI 4 Mart 2021, Perşembe
GÜZELHİSAR ÇAYINDA GELENEKSEL BALIKÇILIK 9 Aralık 2020, Çarşamba
BİR KIYI KENTÇİĞİNİN KURTULUŞU 12 Eylül 2020, Cumartesi
YİRMİ ALTI AĞUSTOS’TAN OTUZ AĞUSTOS’A 26 Ağustos 2020, Çarşamba
ANADOLU’YU VE ÜLKESİNİ ÇOK SEVEN BİR ADAM 10 Ağustos 2020, Pazartesi
DENİZ KELİMESİ TÜRKÇE MİDİR? 1 Temmuz 2020, Çarşamba
19 MAYIS’I ASLA UNUTMA 19 Mayıs 2020, Salı
ANA SEVGİSİ 8 Mayıs 2020, Cuma
SALGIN HASTALIKLAR 6 Nisan 2020, Pazartesi
RADYO 13 Şubat 2020, Perşembe
HER YENİ BİR UMUT OLUR MU? 10 Ocak 2020, Cuma
MİS GİBİ GÜZEL İŞLER 21 Aralık 2019, Cumartesi
ŞU KARŞIKİ DAĞ DUMANLI DAĞ 10 Ekim 2019, Perşembe
BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZIN YAPILDIĞI TOPRAKLARDAN SİZLERE SELAM GETİRDİM 12 Eylül 2019, Perşembe
MERHABA YEŞİL 3 Temmuz 2019, Çarşamba
MÜZELER HAFTASI GEÇİP GİDERKEN 25 Mayıs 2019, Cumartesi
ANAYASALAR VE EĞİTİM 11 Nisan 2019, Perşembe
UFAK TEFEK ŞEYLER 19 Şubat 2019, Salı
KENTLER HUZUR VEREN OTURMA YERLERİ OLMALI 1 Şubat 2019, Cuma
TAKVİMLERDEN YAPRAKLAR 22 Ocak 2019, Salı
YAREN DAĞI’NIN TEPESİNE ÇIKIP BAĞIRSAM MI? 13 Aralık 2018, Perşembe
TÜRK HARF DEVRİMİ VE MİLLET MEKTEPLERİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI 26 Kasım 2018, Pazartesi
TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM CUMHURİYETLE BAŞLADI 1 Kasım 2018, Perşembe
CUMHURİYET BAYRAMI ANILARI 31 Ekim 2018, Çarşamba
DENİZ, DENİZ AKDENİZ 13 Eylül 2018, Perşembe
ANALAR VE ANA SEVGİSİ 14 Mayıs 2018, Pazartesi
KÖY ENSTİTÜLERİ 14 Nisan 2018, Cumartesi
SEKSEN DÖRT YIL ÖNCEYDİ- ALİAĞALILAR MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜ 13 Nisan 2018, Cuma
SU NİMETTİR 22 Mart 2018, Perşembe
KADIN VE ÇOCUK 7 Mart 2018, Çarşamba
EĞİTİM VE ÖĞRETİM BİRLİĞİ 1 Mart 2018, Perşembe
KIRMIZI ŞERİTLİ MADALYALAR VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 5 Şubat 2018, Pazartesi
UYGARLIK VE KADIN 5 Aralık 2017, Salı
EYLÜL AYINI SEVMEYEN VAR MI? 14 Eylül 2017, Perşembe
BU VATAN TÜRK MİLLETİNİNDİR 31 Ağustos 2017, Perşembe
ZEYTİNLERE DOKUNMAYIN EFENDİLER 21 Ağustos 2017, Pazartesi
YURDUMUN SINIRLARI NASIL ÇİZİLDİ 24 Temmuz 2017, Pazartesi
DENİZCİLİK BAYRAMI 28 Haziran 2017, Çarşamba
HER AYIN ÜÇÜNCÜ HAFTASINDA MÜZELER ÜCRETSİZ OLSUN 1 Haziran 2017, Perşembe
CUMHURİYETE GİDEN YOLUN BAŞI ONDOKUZ MAYIS 19 Mayıs 2017, Cuma
ANA OLMAK 13 Mayıs 2017, Cumartesi
HERKESİN HIZIRI İLYASI FARKLI 5 Mayıs 2017, Cuma
SEVİLEN AY MAYIS 1 Mayıs 2017, Pazartesi
ÇEŞMELER 29 Mart 2017, Çarşamba
DENİZKIZLARI- DENİZİN KADINLARI 16 Mart 2017, Perşembe
DOKUZLARDAN-ONÜÇLERE 15 Şubat 2017, Çarşamba
SARSILMAK, SALLANMAK, KORKMAK 9 Şubat 2017, Perşembe
TAŞMAK COŞMAK VE KONTROL 1 Şubat 2017, Çarşamba
HER BELDEYE BİR ABDURRAHMAN 10 Ocak 2017, Salı
GİT GEMİ DEMİR ATMA BU LİMANA (2 ) 28 Aralık 2016, Çarşamba
GİT GEMİ DEMİR ATMA BU LİMANA 27 Aralık 2016, Salı
MUSTAFA KEMAL VE ASKERİ İZMİR YOLLARINDA 16 Eylül 2016, Cuma
DUMANLIDAĞI KAZILARI 3 Eylül 2016, Cumartesi
ALİAĞA ÇEVRESİNDE XIX YÜZYIL SONU ARKEOLOJİK KAZILAR 27 Ağustos 2016, Cumartesi
ARAPÇİFTLİĞİ SATILIK 20 Ağustos 2016, Cumartesi
NEMRUT ( KYME ) KAZILARI FOÇA’DAN SORULDU 13 Ağustos 2016, Cumartesi
HUKUK KÖŞESİ 19 Şubat 2016, Cuma