GÜZELHİSAR-I MENEMEN
1 Temmuz 2021, PerşembeTweet |
Cevat YILDIRIM
Hisar, çevresi duvarlarla çevrili küçük kale demektir. Kirman da denir. Saruhan Bey, 1313 yılında Manisa’yı aldı. Bir yıl içinde batıya yöneldi. Şu anda Aliağa ilçesinin mahallesi olan Güzelhisar, Bizans kasabasıydı. Saruhan Beyliğinin askerleri önündeki Aspordenon (Yunt dağı) tepelerinin batı tarafından denize doğru at süren komutan karşıdaki tepe üzerinde bir hisar gördü. Açık renkli taşlardan oluşan surlar uzaklardan ışık etkisiyle çok hoş görünüyordu. Yaklaşınca “ne güzel hisar ”dedi. Adı da “Güzelhisar” oldu.
Güzelhisar, Bergama Krallığı döneminde birkaç haneden oluşan yol üstü küçük bir yerleşimdi. On dördüncü yüzyıl başlarında Saruhan Beyliği’nin deniz yönünde en büyük birimi olduğu için burasını kaza yaparak, bir kadıyı yönetici olarak atadı. Saruhan Bey’in oğlu Süleyman Bey Aydınoğlu Umur Beyle birlikte Ege’de deniz seferine çıktığında Güzelhisar’ı bir üs merkezi olarak kullandı. Ganimetlerin ilk saklandığı yer Güzelhisar Kalesi oldu. 1390 yılında Yıldırım Bayezid’in askerleri başında bulunan Balaban Paşa tarafından Osmanlı Devletine bağlandı. Bu toprakların geliri Balaban Paşa tarafından toplanacaktı. Yerine vekil bırakarak Menteşe Beyliğinin fethine giden Paşa, burada da uzun müddet bulunamadı. Birkaç ay içinde Tokat Beyler Beyliğine atanarak yeni görevine gitti.
Güzelhisar kazası halkı genelde tarımla uğraşırdı. Kadı, yönetimin ve yargının başıydı. Saruhan Beyliği döneminde başlayan bu sistem 1844 yılına kadar sürdü. Güzelhisar’a yerli ve yabancı birçok gezgin uğradı. Bunların en önemlisi Evliya Çelebi’dir. Büyük gezgin Çelebi 1671 yılı yaz aylarında Güzelhisar Kazasına geldi. Seyyah eserinde Güzelhisar’ı anlatırken; Kaptanpaşa eyaleti, Sığla (İzmir) sancağına bağlı 150 akçelik kaza merkezidir der. Kalesi harapçadır diye yazdıktan sonra “8 mahalle, 800 ev, 11 mescid, birer mektep, han, hamam ve çarşıdır” diye yazar. Sonra pamuğu, simsimi (susam) kavunu, karpuzu çoktur” şeklinde belirtir. Seyyah burada iki gün kalıp Foça’ya gitti. Burada kalenin tamirinde bir ay komutan Mehmet Ağa ile çalıştı. Sonra İzmir’de Bayraklı’ya geçti. Tarihçilere göre Güzelhisar nüfusu 3200 civarında olmalıydı. Bergamalı müzeci Osman Bayatlı da eserlerinde Bergama – İzmir yolu Güzelhisar’ın içinden geçip, Yandağ üzerinden devam ederdi. Şehitkemal altından Buruncuk’a ulaşır, daha sonra Menemen kazasına varılırdı diye yazar. Karnapa çeşmesinden geçtikten sora “Gürlük” adı verilen tepede eski taş döşeme yolun izleri hala görülür.
Osmanlı idaresinde Yunt dağda türlü eşkıyalar gezerdi. En güvenli yer Güzelhisar merkez kasabasıydı. On sekizinci yüz yıl ilk çeyreğinde Güzelhisar Tuzlasını ( Aliağa tuzlası) Abdülkerim Oğulları (Kalabaklı oğulları) işletmeye başladı. Daha sonra bu aileye vergi toplama işini de yüklediler. Aile bazen Bergamalı Arapoğulları, bazen de Manisalı Karaosmanoğluları ile dostluk kurarak işlerini yürüttü. 1840 yıllarında Güzelhisarlı Mehmet Ağa ile Hasan Ağa, 5000 dönüm toprağı olan varlıklı kişilerdi. Topraklar Biçerova adı verilen mevkideydi. Üretim, Osmanlı- Ortodoks inancına mensup kişiler eliyle yapılırdı. Ağalar İzmir’de oturur, işleri kâhyaları takip ederdi. 1835- 1838 yıllarında Güzelhisar ve köylerinde Veba hastalığı yaygındı. Birçok kişi vefat etti. Sağ kalanlardan çok sayıda insan çevre ilçe ve illere göç etti. Nüfus iyice azaldı. 1840 yıllarından itibaren Güzelhisar’a Bitlisli Abdurrahman Ağa gelip yerleşti. Oğlu Mehmet’i Hurşit Ağa sülalesinden bir kızla evlendirdi. Akrabalık ona toprak kazandırdı. 1877-1878 yıllarında Bulgaristan’dan Pomak adı verilen insanlar geldi. Göçle gelenler çalışkan insanlardı. Çalışıp ve hayvancılık yaparak Güzelhisar’ın batı kısmında kendilerine barınacak evler yaptılar. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşına Güzelhisarlı gençler de katıldı. Çok sayıda şehitler verildi. Dönebilenler oldu. Köylü, Kurtuluş Savaşı yıllarında Kuva-yı Mlliye’ye giysi, zahire ve at vererek destek olduğu anlatılırdı.
Günümüzde Aliağa Belediyesinin düzenlediği “Güzelhisar Sosyal Tesisleri” Cumhuriyet döneminde köy gençlerinin gezi- yürüyüş yeriydi. 1950- 60 yıllarında tepenin üzerinde tarihi duvar kalıntıları görülürdü. Zamanla bu taşlar yok oldu. Yaşlılar buraya “Konak Avlusu” derledi. Tepenin ön kısmında sağlam, düzenli taşlarla yapılmış, bir kule vardı. Bina eski yöneticilere ait olmalıydı. Hıdrellez şenlikleri geleneksel olarak burada kutlanırdı. Gençler birbirlerini burada beğenirdi. Yine keşkek şenlikleri de bu tepede düzenlenirdi. Zira tepedeki çam ağaçlarının gölgesinde oturmak birçok kişinin arzusuydu. Çam ağaçları Kenan Keskin’in muhtarlığı döneminde 1968 yılı Şubat ayında köylü, kazma kürek toprağın karnını yararak fidanları dikti. Hüseyin dede tarafından sulaması yapıldı, Salih Karadayı’nın muhtarlığı döneminde ( 93- 94 yılları) bir düğün salonu inşaatı başlatıldı. Bina tamamlanamadı.
1998 yılı Mayıs ayında köyde “Güzelhisar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği” kuruldu. İlk yıllar kitaplık ve çevrecilik konularına ağırlık verildi. Çok kitap okuyanlar oldu. 2007 yılı Şubat ayında dernek başkanı Ziya Yıldız’dı. Yönetim kurulu yeni bir düğün salonu yapılmasına karar verdi. Kısa zamanda inşaata girişildi. Köylü yönetime inandı. Derneğin sadece bin beş yüz lirası vardı. Halk iyi bir iş yapılacağına kanaat getirdi. 2008 yılında sur biçimli çevre duvarı inşaatına başlandı. Derneğin kasasında eksi para vardı. Köylüler maaşından, yevmiyesinden kesip dernek veznesine koştu. Kocatepe’de bir buçuk yıl içinde hem çevre sur duvarları, hem de içinde düğün salonu oluşturuldu. .Güzelhisarlıların maddi ve manevi imecesiyle meydana getirilen tepedeki salon ve duvarlar çevre köylerce de beğenildi. Binanın içinde ve dışında çok miktarda gençlerin nişan ve düğün töreni yapıldı. Aliağa’daki salonlardan daha ucuza kiralandığı için düğün yapanların bütçesi sarsılmıyordu. Salonda sadece düğünler değil sosyal içerikli toplantılar da yapılıyordu.
Aliağa Belediyesi eski hisar tepede yeni bir proje uyguladı. Güzelhisar Sosyal Tesislerini meydana getirdi. Yapılan düzenlemede ana bina taştan inşa edildi. Tepe çevresine ahşap kamelyalar kuruldu. Geçitler yerine göre taş ve kereste ile inşa edildi. Tepe üzeri iyi mühendislerin elinde çiçeklendirildi. Görünüm olarak çok güzel bir tesis oldu. Yapanları, emek verenleri kutluyorum. Ancak geçenlerde bir günlüğüne köye gittiğimde yeni yetme iki gencin konuşmasını istemeyerek dinledim. Biri diğerine “Sağdıç düğün ve toplantı yaptığımız salon elimizden uçtu gitti. Bundan sonra normal fiyata zor salon buluruz” dediklerinde Temmuz ayında buz kestim. İnşallah İlçe ve mahalle yöneticileri bu duruma bir umar düşünürler. “Güzelhisar Sosyal Tesisleri” Aliağa ilçesine hayırlı olsun.