EGE’DE BÜYÜK TAARRUZ ÖNCESİ VE SONRASI
25 Ağustos 2021, ÇarşambaTweet |
Cevat YILDIRIM
Büyük Taarruz dünyada az görülen bir kahramanlık destanıdır. Cumhuriyete giden bir yoldur. Atatürk Devrimlerine açılan bir kapıdır.
Türk komutanlarımızın, subaylarımıızın ve özverili mehmetçiklerimizin gayreti ile elde edilen büyük başarıdır. Bağımsızlığımızın kazanılması ve Lozan Barışı ile bunun dünyaya ilanıdır. Mustafa Kemal’in ve Türk Ulusunun haklı ülküsüdür.
Savaşın hikâyesinden önce Yunan işgali süresince yaşanan bazı acı olayları kısaca anlatarak konuyu daha iyi hatırlatmayı düşünüyorum. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal’in amacı yokluk içindeki Türk halkına dayanarak yurdu kurtarmaktı.
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından dört gün önce İngilizlerin her türlü yardım yaptığı Yunan askeri İzmir’i işgal etti. Yunanlılar İzmir’de katliama girişti. Günahsız subayların sinesine süngüler sapladı. Konak’ta bir kahveheneyi tarayarak birçok insanı katletti. İzmir’den sonra yakın çevreyi işgale başladı. 18 Mayıs 1919’da Foça tabyalarıı Fransızlar tarafından Yunan deniz kuvvetlerine teslim edildi. Üç gün sonra tütün fideleri toprağa dikilirken, Yunan askerleri Menemen’e girdi[1] Aliağa o yıllarda Ortodoks Rumların oturduğu büyükçe bir köydü. Yunan militaristleri kuzeye yürümeden önce, Menemen’de bazı yurtseverleri tutuklayıp İzmir sıkıyönetim mahkemesine sevk etti. Bunlardan biri de Menemenli Kayalı Mustafa ağa idi. 9 Haziran 1919’da İzmir’den taze Yunan askeri geldi. 10 Haziranda Yunan askeri birliği Aliağa Çiftliğinde konakladı. [2]
11 Haziranda Zeytindağ’da, 12 Haziranda Bergama’daydılar. Yüzbaşı Kemal (Balıkesir’i) tevkif [3]edip İzmir’e yolladılar. Bergama’ya ulaşan Yunan subay ve erleri Bergama ahalisini tacize başladılar. Türk kuvvetleri 14 Haziranı 15. geceye bağlandığı vakitte düşman kuvvetlerine hücum edecekti. Poyracıktan gelen iki Yunan eri, Türk milis güçlerini gördü ve kumandanına haber verir kaygısıyla 14 Haziran akşamı Albay Ali Bey’in (Çetinkaya ) oluşturduğu kuvvetler Bergama baskının gerçekleştirdi.3 Yunanlılar Bergama’dan çıkarıldı. Büyük çoğunluğu savaş dışı edildi. Düşman artıkları Menemen’e doğru yüzgeri etti. Güzelhisar’da yakalananlar da korkarak Yandağ’ı aşıp o gece Menemen ilçesine vardı. 16 Haziran günü Menemen’e dönebilen Yunan askerleri yerli Rumlarla birleşerek, hiçbir şeyden haberi olmayan halktan çoğunluğu kadın ve çocuk ikiyüz kişiyi öldürdüler. Kaymakam Kemal Bey’i makamında süngülediler[4]. Bir süre sonra Yunan askeri tekrar Bergama’ya girdi. Bergama’dan 10.000 Balkan Muhacir’i, toplam 30.000 kişi yollara düşüp yayan yapıldak Kınık-Soma yönünde yola koyuldular. İstikamet Balıkesir yöresiydi.5
Acaba Foçalar’da hayat normal miydi? Foçalı Tuzcuzade Hasan Bey, önce karakola götürüldü. İşkence yapıldı. Bahçeye çıkarıldı. Düşmanın isteklerini yerine getirmediği için Karakol bahçesinde kurşunlandı. Yine Yenifoça eşrafından Caferağazade Şükrü, Midilli eşrafından Selim, Karacafoça’dan Haydar Efendi sebepsiz yere İzmir sıkıyönrtim mahkemesince tutuklandı.6.
Bu ve benzeri baskılar karşısında dağlara gidenler oldu. Bir kısmı, bağda, bahçede toplanıp direniş kararı aldı. Bu düşünceler Kuvay-ı Milliye’yi meydana getirdi. Aydın’da Yörük Ali Efe, Şahneli Mestan, Sökeli Cafer Efe, Çete Ayşe, Ödemişli Gökçen Efe, Demirci Mehmet Efe ve diğer efeler harekete geçti. Direnme başlayınca her yönde bir takım dernekler kuruldu. Yine Ege’de Alaşehir ve Balıkesir, kongrelerinde kurtuluş çareleri konuşuldu. Tabi karşı tarafta padişah hükümetinin örgütlediği çeteler olduğunu da unutmayalım.