KURTULUŞA DOĞRU
26 Ağustos 2021, PerşembeTweet |
Cevat YILDIRIM
On dokuzuncu yüzyıl ve yirminci yüz yılın ilk dönemi Türk Milleti için zor günlerdi. Savaşın biri bitmeden diğeri başlıyordu. Sırp isyanı, Yunan isyanı, Mısır isyanı ve Kırım Savaşı derken devam edip gitti. Balkan Harbi, Seferberlik ve diğerlerinde binlerce Türk gencini yitirdik. Memleketin ekonomisi harap oldu. Elde avuçta her şey gitti. Endüstri denen olgu Anadolu’ya hiç uğramadı.
Kemal Paşa, Amasya’da “Milleti yine kendi azim ve kararı kurtaracaktır “ diye bildirisini yayınlayınca ilk şamar emperyal güçlerin suratına çarptı. Arkasından Erzurum ve Sivas Kongreleri, seçilen temsil heyeti Ankara’ya geldi. Ankara o yıllarda tozlu topraklı orta büyüklükte bir kasabaydı. Atatürk’ün önderliğinde seçilenler Ankara’ya gelince, TBMM. açıldı. Her karar mecliste konuşarak tartışarak uygulandı. İnönü Savaşlarında Yunan ordusu geriye doğru gitti. Yunanlılar suyun öbür tarafından yeniden asker takviyesi aldı. Anadolu Rumları da asker ve maddiyatla Yunan ordusuna destek verdi. 1921 Mart ayında Yunan asker sayısı 180.000, Türk askeri sadece 85.000 kişiydi. Düşmanın hedefi Ankara’ya yürümek, Anadolu harekâtını çökertmekti. 22 Ağustos-13 Eylül arasında Sakarya Nehri yakınlarında kanlı çarpışmalar oldu. Erler kadar subay da şehit oldu. Fakat emperyalistlerin uşakları Sakarya Nehrinin batısına atıldı. Saldırı güçleri de kırıldı. Bu savaş sonunda TBMM. Mustafa Kemal’e gazilik sanı ile mareşallık rütbesi verdi. Yunanlılar koparabileceklerinden daha fazlasını ısırmaya kalkınca Türk lokması boğazlarına oturdu. Her yönden moralsiz olan Yunanlılar, Afyonkarahisar’dan Mudanya'ya kadar savunma cephesi kurdu.
Türk Ordusunda gönüllü asker çoğaldı. Ekseriyetinde potin yoktu. Ayaklarını dolak adı verilen bezlerle örtüyorlardı. Giyecek olmadığı gibi yeterli silah ve cephane de yoktu. İstanbul’daki depolardan silah kaçırıldı. Rusya ve Fransızlardan da satın alındı. Savaş malzemesi ancak on gün yetecek miktardaydı. Türk Milletinin birlik-beraberliğinde çamaşır, at, kılıç ve olanlardan benzin de alındı. Türklerin birlikleri tüm isyanların üstündeydi. Bir yıldır erat eğitilirken her türlü teçhizat temin edildi. Mustafa Kemal’i meclis başkomutan olarak atadı, “Tekâlifi Milliye Kanunu” çıkarıldı. Askere giyecek çarıklık deri de bulundu. Türk tarafında 199.283 er, 8659 subay, 85357 tüfek, 198 kamyon 10 uçak,2025 hafif makinalı, 839 ağır makinalı tüfek, 323 top vardı. Yunanlılarda 218.432 er, 6.656 subay, 90.000 tüfek, 4.036 kamyon, 50 uçak, 3139 hafif makinalı, 1280 ağır makinalı tüfek 418 top, mevcudu vardı. Kılıç, Türk süvarisinde daha fazlaydı. Mustafa Kemal Batı cephesi komutanı İsmet Paşa’ya gerekli hazırlıkların en kısa sürede tamamlanması emrini verdi.
25 Ağustos 1922 günü, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, I. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, Kocatepe’de kurulan çadırlı karargâha yerleşti. Taarruz 26 Ağustos 1922 günü sabaha karşı 05.00 de başladı. Türk Ordusunun amacı düşmanı yerinden çıkarıp, Anadolu’nun dışına atmaktı. Hücum başlamadan önce İsmet Paşa bütün kuvvetlerini Afyonkarahisar bölgesine yerleştirdi. I. ve II. Kolordular Afyonkarahisar önündeki hücumu yürütecekti. O gün, saat 06.45’te Yunanlıların gerdikleri teller makaslarla kesilip, civardaki tepeler ele geçirildi. Süvari Birliği en kısa sürede Sincan ovasına inerek Yunanlıların morallerini bozdu. 27 Ağustos günü Yunanlılar Afyonkarahisar’ın dışına atıldı. Düşman kuvvetleri ilk tahkimatlarını boşaltınca Dumlupınar önünde topnmaya başladı. Önce süvariler telgraf tellerini ve yolları kesti. Piyade de kısa zamanda Kütahya’yı kurtarıp Dumlupınar önüne geldi. Mustafa Kemal de haritadan cephe durumunu inceleyip Fevzi Paşayla düşman karşısına dikildi. 30 Ağustos günü çember içine alınan düşmana önce toplarla, sonra süngüyle hücum edildi. Savaşı Mustafa Kemal yönettiği için bu savaşa “Başkomutanlık Meydan Savaşı” adı verildi. Düşmanın önemli kısmı ya yok edildi, ya da esir alındı. Üç gün sonra Yunan başkomutanı Tirikopis Uşak yakınlarında esir alınıp, Kayseri’ye gönderildi. Kaçabilenler, silahsız kadın ve çocuklara saldırarak, geçtikleri yerleri yakarak İzmir’e doğru hızlı bir biçimde hareket ediyordu. 9 Erlülde İzmir ve Menemen, 11 Eylülde Foça, 13 Eylülde Aliağa Çiftliği Mustafa Kemal’in askerlerince kurtarıldı.
Bir yıla varmadan, önce Lozan Antlaşmasıyla ülkemizin sınırları çizildi. 29 Ekim 1923 günü Cumuriyet ilan edildi. Eğitim birliğinden başlayıp çağdaş uygarlık yolunda bir dizi devrimler yapıldı. Bunların hepsi de önemlidir. Fakat Medeni Kanunu, yazı ve dil devrimini önemserim. Mustafa Kemal Türk kadınlarına insan olma yolunda büyük girişimlerde bulundu. Afganistan’da kadınları karanlığa gömmek isteyen sakallı Orta çağ artıklarını Mustafa Kemal hareketine benzetmek isyeyenlerin aklına şaşarım. Milletimize bağımsız bir vatan hediye eden, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına binlerce teşekkür. Yattıkları yerler dünya durdukça ışıklı olsun.